YURTİÇİ ve küresel gelişmelere paralel olarak borsadaki dalgalı sey rin 31 Mart’taki seçimlere kadar sürmesi bekleniyor. Bu süreçte endeksten çok prim potansiyeli yüksek olan hisselerin iz lenmesi öneriliyor. Geçtiğimiz hafta itibariyle finansal rapor döneminin sona erdiğini, özellikle bu dö nemde güçlü finansal veri gönderen şirketlerin bir adım önde olacağım hatırlatan uzmanlar bu hisseler üzerinde işlem yapmanın yatırımcılar için daha faydalı olacağım düşünüyor.
Analistler, bu kapsamda 50 hissenin geri çekilmelerde orta ve uzun vade için alınabileceğini söylüyor.
"MART AYI POZİTİF TAMAMLANABİLİR"
Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Muammer Demir, BIST-100 endeksinde seçim dönemine kadar yurtiçi gelişmelerden çok ağırlıklı olarak küresel gelişme-ieriri fiyatlamaların odağında olmaya devam edeceğini düşünüyor. Demire göre özellikle Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2018 Aralık ayı toplantısına göre daha piyasa dostu açıklamaları sonrasında 20 Mart tarihinde gerçekleşecek olan Fed toplantısının tonu, ekonomik projeksiyonlar ve Başkan Powell’ın açıklamaları, başta küresel ana endeksler olan ABD borsaları olmak üzere global borsalar üzerinde etkili olabilir. Diğer taraftan Demir, ABD ile Çin arasında devam eden ticaret müzakerelerine yönelik gelişmeler, haber akışları ve ABD Başkanı Trump ve Xİ Jinping’in bir araya gelebileceğine dair resmi olmayan söylemler, Hindistan-Pakistan arasında yaşanan siyasi gerilim, küresel piyasalarda risk iştahı üzerinde dalgalanmalara neden olabileceğini düşünüyor.
Demir, “Küresel büyümeye yönelik endişelerin tekrar gündeme taşınması ve öngörülebilir riskler dışında öngörülmeyen risklerin meydana gelmesinin endeks fiyatlamaları üzerinde negatif yansımaları görülebilir. Endeksin son 10 yıllık performansını incelediğimizde 2015 ve 2018 dışında Mart ayını pozitif bölgede tamamladığı görülüyor. Bu kapsamda, diğer gelişmekte olan ülke bor-salannm birçoğuna göre yüksek iskonto ile işlem görmeye devam eden endeksin uzun vadede yüksek getiri potansiyeli, makro verilerde ikinci çeyrekten itibaren iyileşme beklentisi ve TL’de normalleşme sürecinin devam etmesi dikkate alındığında, Mart ayında toparlanma isteğinin gündeme gelebileceğini ve ayı pozitif bölgede tamamlayabileceğini öngörüyoruz” yorumunu yapıyor.
"BANKACILIK, GIDA, DEMİR ÇELİK, HOLDİNG"
Demir, volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde yatırımcıların, de-fansif özelliği yüksek, likiditesi, derinliği ve hikayesi olan, finansal tablolarında ciro, esas faaliyet karı ile net kar rakamında istikrarlı bir görünüm sergileyen hisseleri seçmelerini öneriyor. Şirketin içinde yer aldığı sektöre göre beta katsayısı, döviz pozisyonu, nakit çevirme kabiliyeti, finansal rasyoları, bedelli/bedelsiz potansiyeli ve temettü veriminin de dikkatlice incelenmesi gerektiğini söylüyor.
Demir, şirketin ya da yer aldığı sektörün mevsimsel ve iklimsel koşullara karşı duyarlılığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatarak, 31 Mart tarihine kadar sürecek volatil piyasada genel olarak bankacılık, gıda, sanayi, demir çelik ve holding sektör hisselerinin ön plana çıkabileceğini düşünüyor. Ayrıca, cirosu içerisinde yurtdışı satışlarının ağırlıkta olduğu ihracatçı ve nakit çevirme kabiliyeti yüksek şirketlerin de gündeme gelebileceğini söylüyor.
Volatil piyasalarda ise Ege Endüstri, Arçelik, Gübre Fabrikaları, Tekfen Holding, Koç Holding, Ford Otomotiv, Akbank, Garanti Bankası, Vakıfbank, Aselsan, TAV Havalimanları, Çelebi Hava Servisi, Pegasus, Şok Marketler, B1M Birleşik Mağazalar, Ereğli, Anadolu Cam, Trakya Cam, Hektaş ve Ulusoy Un hisselerinde orta ve uzun vade için pozisyon alınabileceğini söylüyor.
"KREDİLİ İŞLEMLERDEN UZAK DURULMALI"
Seçimlere yaklaşılırken her belirsizlik durumunda olduğu gibi volatilitenin de elbette arttığını belirten Al Capital Yatırım Menkul Değerler Analisti Yunus Şahin, teknik olarak baktığımızda BIST-100 endeksinin 103 bin 500’lerin altına geldiğinden beri ‘sat’ ağırlıklı sinyaller üretmeye devam ettiğine dikkat çekiyor. Ancak 100 bin 700 yatay desteğinin üstünde kaldığımız sürece sert bir düşüş beklemediklerinin altını çizen Şahin, “Bu süreçte 4-5 bin puanlık bant içerisinde kararsız bir seyir beklemek daha doğru. Seçim belirsizliği ortadan kalktıktan sonra ana yön tayin edilecektir” diyor.
Volatil piyasaların tehlikeli olmasını günlük hareketlerin eksiden artıya ya da artıdan eksiye sert geçişler yapması olarak özetleyen Şahin, yatırımcıların özellikle gün içi limit ve kredi ile işlem yapmaktan bu süreçte kesinlikle uzak durması gerektiğini söylüyor. Geçtiğimiz hafta itibariyle finansal rapor döneminin sona erdiğini, özellikle bu dönemde güçlü finansal veri gönderen şirketlerin bir adım önde olacağım hatırlatan Şahin, bu hisseler üzerinde işlem yapmanın yatırımcılar için daha faydalı olacağını düşünüyor. Ve endekse göre düşük betalı olan hisselerin sert düşüşlerde daha az tepki verebileceğini belirtiyor.
Seçime kadar olan süreçte ihracat yapan şirketlerin tercih edilmesinin önemli olduğunu hatırlatan Şahin, “Hisse seçimlerinde döviz pozisyonları mutlaka dikkate alınmalı. Çünkü borsa tarafında volatilite artarken döviz tarafında da benzer bir oynaklık görüyoruz. Döviz riski az olan ya da dövizin yükselmesinden olumlu etkilenen şirketler ve sektörler ön planda tutulmalı. Burada da otomotiv yan sanayi, kimya ve otomotiv gibi sektörler ön plana çıkıyor” diyor.
Volatil piyasalarda ise Çemtaş, Sasa Polyester, Demisaş Döküm, Aselsan, Borusan Mannesmann, Trakya Cam, Deva Holding, Ege Endüstri, Şişe Cam, TAV Havalimanları, Kordsa, Soda Sanayi, Aksa Akrilik, Alcatel Lucent Teletaş ve Ford Otomotiv hisselerinde orta ve uzun vade için pozisyon alınabileceğini söylüyor.
"OYNAKLIK ARTABİLİR"
Işık FX Araştırma Uzmanı Yusuf Kavak ise, ay sonuna kadar oynaklığın biraz daha artabileceğini düşünüyor. Bu kapsamda yurtiçin-de S400-Patriot ikilemi üzerinden ABD ile ikili ilişkilerde yaşanan çekişmelerin piyasalar üzerinde bir miktar baskıya neden olurken, yurtdışı tarafta ise Brexit ve ticaret savaşları gibi risklerin durumunu izlemeye devam edeceğimizi söylüyor. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nm (ECB) 7 Marfta açıklamış olduğu kararların yanı sıra, büyüme ve enflasyon projeksiyonlarında yapmış olduğu olumsuz revize-lerin de son zamanlarda piyasalar üzerinde bir miktar etkili olduğunu hatırlatıyor. Bu kapsamda ay sonuna kadarki zaman diliminde Brexit ve ticaret savaşları gibi risk unsurlarının yanı sıra 19-20 Mart tarihlerinde yapılacak olan FED/FOMC toplantılarından çıkacak sonuçlar ve ekonomik dataların da yine önem arz edeceğini hatırlatan Kavak, “Keza, yurtiçi tarafta da makroekonomik verilerin ve jeopolitik-siyasi risklerin durumu kadar yerel seçimler ve sonrasına yönelik beklentiler de önemli olup, tüm bu gelişmeler ışığında borsa tarafında ay sonuna kadar oynaklığın biraz daha artabileceğini düşünmekteyiz” diyor.
"MUTLAKA STOP-LOSS KULLANILMALI"
Kavak, oynaklık düzeyinin yüksek olduğu veya olacağı durumlarda yatırımcıları piyasada işlem yaparken, öncelikle yeni alım pozisyonlarında uygun fiyatları belirleme ve stop loss kullanmaları gerektiği konusunda uyarıyor . Yurtiçi veya dışı küresel gelişmelere bağlı olarak bazı sektörlerde ayrışmaların ortaya çıkabileceğini belirten Kavak, ‘•Böyle durumlarda yatırım yaparken bu etkenlerin de göz önünde bulundurulması ve olabildiğince dikkatli hareket edilmesi gerekir. Oynaklık düzeyinin yüksek olduğu durumlarda, performans olarak geride kalan şirket hisseleri için bunun sebebinin araştırılması da önemlidir. Ve yüksek volatilite durumunda yatırımcıların toplam varlıklarının yüzde 50’sini nakitte bulundurarak, olası terste kalma durumu için kendilerine yeni hamle yapma seçeneği bırakmaları da faydalı olacaktır” diyor.
Kavak, 31 Mart tarihine kadar gerek yurtiçi etkenler, gerekse yurtdışı gelişmeler dikkate alındığında önümüzdeki süreçte bankacılık, ulaştırma, teknoloji ve savunma sanayi sektörlerinin biraz daha ön planda olabileceğini düşünüyor. Volatil piyasalarda ise Aselsan, Ülker Bisküvi, TAV Havalimanları, Türk Hava Yolları, Pegasus, Vestel Elektronik, Klimasan, Soda Sanayi, Tekfen Holding, Ege Endüstri, Kardemir, Vakıfbank, Alcatel, Tümosan ve Coca-Cola İçecek hisselerinde orta ve uzun vade için pozisyon alınabileceğini söylüyor.
Halim ÇUN / Gedik Portföy Genel Müdür CEO
"Seçim sonrasında piyasalardan sürpriz hareketler"
Piyasaların 31 Mart tarihine kadar, dalgalı bir seyir içinde yol alacağını ancak keskin bir trend değişimi göstermeyeceğini düşünüyorum. Önemli hareketlerin seçim sonrası ikinci çeyrekte, içerde reel ekonomideki gelişmelere ve dışarda küresel piyasalardaki para akışlarına bağlı olarak netleşeceği görüşündeyim. Dışarda ABD-Çin ticaret gerginliği, Brexit süreci, Çin ve Avrupa kaynaklı durgunluk tehditleri piyasalarda gerginlik ve oynaklık yaratırken, başta Fed ve ECB olmak üzere, tüm merkez bankalarının "parasal gevşeme" yönünde verdikleri güçlü sinyallerle orta-uzun vade için olumlu bir ortam yaratmakta. Bu koşullarda, ticaret savaşları ve Brexit sürecinin piyasaları fazlaca zedelemeden bir süre daha "öteleneceğini” düşünüyorum.
Seçim sonuçlarının, her ne kadar siyasi yönetimde önemli bir değişiklik getirme ihtimali görülmese de, piyasalar üzerinde belli bir baskı ve gerginlik yarattığı, reel sektörde bile bekle gör etkisi oluşturduğu izlenmekte. BIST-100'ün de seçim öncesinde 105 bin 300 zirvesini aşmasını beklemiyorum, muhtemelen Şubat başından beri bulunduğu kanal içinde kalacaktır. Ancak, küresel koşullar olumlu olmaya devam ederse, seçim sonrasında yılın "en kritik çeyreğine" girerken, piyasalardan sürpriz hareketler bekleyebiliriz.
İçinde bulunduğumuz aşırı oynak piyasalarda yatırımcılar için iki seçenek var. Kişisel risk profillerine uygun orta vadeli varlık dağılımını yaparak, dalgalanmalar karşısında sakin ve soğukkanlı durmaları gerekir.
Portföylerde gerekli hedge oranlarını sağlamak için türev araçlardan yararlanılabilir. Eğer yatırımcılar, dalgalanmaları fırsata çevirmek istiyorlarsa, trading disiplini içinde stop loss yapmaktan çekinmeden sistematik bir risk yönetimi yaklaşımı içinde olmalılar. Hisse senedi portföylerini oluştururken, mevcut piyasa koşullarında kısa vade için güçlü mali yapısı olan, ihracat kapasitesi bulunan, temettü verimi yüksek ve düşük çarpanlara sahip şirketleri tercih etmelerini öneririm.
Orta uzun vadede iyimser beklentisi olan ve "en kötüsü geride kalmakta" düşüncesindekiler için ise, yine düşük çarpanlarda olan geçen yılın negatif gelişmelerinden aşırı darbe yemiş ve reel sektördeki toparlanmada karlılığı yüksek oranda artacak şirketleri tercih etmeleri uygun olur.
Ayrıca, geçen yıl en çok darbe yiyen ve olumlu her gelişmeyi satın alan bankacılık sektörü hisseleri de portföylerde belli miktarda bulunmalı.
Kısa vadede İş Bankası, Vakıfbank, Yapı Kredi, Sabancı Holding, Çemtaş, Trakya Cam, Aselsan, Turkcell, Ereğli ve Tofaş Oto; uzun vadede ise Migros, Anadolu Cam, Anadolu Grubu Holding, Kordsa,Telekom, Çimsa, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, İskenderun Demir Çelik, Aksa Akrilik ile EnerjiSA hisselerinde pozisyon alınabilir.
İDİL TARAKLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder