18 Şubat 2018 Pazar

Hep destek tam destek

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Zeytin Dalı Harekatı’na bölgedeki iş dünyası temsilcileri tam destek verdi. Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfalı işadamları, “Başarılı olacaklarını biliyoruz” diyor. Harekatın bölge ekonomisine şu aşamada hiçbir zararı yok.

TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e dönük başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’nda iki hafta geride kaldı. Kahraman Türk askeri Afrin’e doğru ilerlemesini sürdürüyor. Köyler bir bir terör örgütünden temizleniyor. Geçen hafta dergimizde hem ekonomi yönetiminin hem de iş dünyasının görüşlerine genişçe yer verdik. TOBB’dan TÜSIAD’a, TİM’den MÜSİAD’a iş dünyasının bütün önde gelen örgütlerinin açıklamalarına yer verdik. İş dünyası topyekun Türk Ordusu’nun arkasında olduğunu net bir şekilde ifade etti. Ekonomi yönetimi ve iş dünyası temsilcileri ekonominin operasyondan etkilenmediğini açıkladı.

Operasyonun ikinci haftasında da iş dünyasının desteği tam olarak devam etti. Türk iş dünyasının çatı örgütü TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Başkam Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında- ki TOBB heyeti, başta operasyonun en sıcak bölgesi Kilis, Gaziantep ve Hatay’a ziyaretlerde bulundu. Harekat bölgesine en yakın noktada olan bölge iş insanlarının görüşleri özellikle önem arz ediyor. Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa’daki iş dünyası temsilcilerinin görüşleri bu açıdan oldukça değerli. Biz de bu bölgenin önde gelen merkezlerindeki iş dünyası temsilcilerine ulaşarak görüşlerini aldık.

17 Şubat 2018 Cumartesi

Çayla'ya yeni rakip

Türkiye'nin en dinamik sektörlerinden biri çay. Kamu şirketi çaykur'un piyasada hakimiyeti büyük. Sektör bir dönem büyük holdinglerin de ilgi alanına girmişti. Sabancı, Yıldız gibi büyük holdingler bu alanda yatırımlar yaptılar.

Sabancı, çay markası Deren'in de içinde bulunduğu GıdaSA'yı 2007'de BlM'in sahipleri Topbaş Ailesi'ne sattı. Yıldız Holding'in Obaçay'ı satacağı uzunca bir süredir konuşuluyor. Yabancı sermayeli Lipton'un ve Coca-Cola'nın şirketi Doğadan'ın yatırımları devam ediyor.

Sektörde bir de 1985 yılından bu yana faaliyet gösteren Doğuş Çay var. Bu dinamik sektörde ayakta kalabilen firmanın son günlerde yeni hazırlıklar yaptığını duyuyoruz. Duyumlarımıza göre, çay ile ilgili yeni bir organizasyona girmiş. Hatırlarsanız Çaykur, Çayla markası ile çay evleri açıyor. Bağdat Caddesi, Göztepe, Tuzla ve Rize'de olmak üzere toplam dört mağazası bulunuyor. Çaykur'un markası Çayla oldukça başarılı bir grafik çiziyor. Doğuş Çay da Çayla'nın yanına Doğuş Çayevi'ni açmış. Yani Çayla'ya rakip gelmiş. Duyumlarımıza göre, konsept tutarsa zincir haline getirilecekmiş.

Midyeci Ahmet Avrupa'ya

Geçmiş sayılarımızda Midyeci Ahmet'ten bahsetmiştik.

Firma geçen yıl yaptığı franchising atağı ile midye severlerin gönlünü kazanmış ve popülerliği giderek artmaya başlamıştı. İstanbul Çengelköy, Tuzla, Eskişehir, Ankara derken, şubeler birbirini kovaladı.

2018 yılı için franchising taleplerini online platform üzerinden almaya devam eden markanın şimdilerdeki hedefi Avrupa olacak gibi görünüyor. Sosyal medya üzerinden, Avrupa'da şube açacağının sinyallerini veren Midyeci Ahmet rotasını yurtdışına çevirmiş. Midyeci Ahmet İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerden franchising teklifleri alıyormuş. Firmanın sahibi Ahmet Çiçek, Avrupa turuna çıkarak pazar araştırması yapmış. Turda tespit ettiği yerlerde şube açma düşüncesi olan Midyeci Ahmet'in en beğendiği ülkelerden biri Hollanda olmuş. Duyumlarımıza göre, Amsterdam'da açmak istediği şubenin, firmanın Avrupa merkezi olmasını düşünüyormuş. Türkiye'den çok Avrupa'da şubeleşme taraftarı olan markanın yurtdışı şubelerini bu yıl içerisinde görürseniz şaşırmayın.

Beko'nun yerine Koç Üniversitesi gelecekmiş...

Arçelik'in İstanbul Beylikdüzü'ndeki Beko fabrikasını Çerkezköy'e taşıyacağı konusu bugüne kadar birçok kez gündeme geldi. Firma bu konuyla ilgili olarak geçen yıl KAP'a bir açıklama yaparak, taşınma işleminin 2018'in Mart sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını duyurmuştu.

Açıklamada, "Şirketimizin Beylikdüzü'nde bulunan Elektronik işletmesi'nin yüksek teknolojik standartları yakalayarak, rekabetçiligini ve operasyonel verimliliğini artırmak suretiyle farklı tüketici ihtiyaçlarını en etkin şekilde karşılayabilmek amacıyla Çerkezköy Kapaklı Organize Sanayi Bölgesi'ne taşınmasına karar verildi" denilmişti.

Arkadaşımız Özbey Men'in edindiği bilgilere göre, taşınma başlamış. Makineler firmanın teknik ekibi tarafından sökülerek Çerkezköy'deki tesislere kuruluyormuş. Taşınma işleminin açıklandığı gibi mart sonuna kadar tamamlanması planlanıyormuş. Fabrikanın kurulu olduğu arazinin nasıl değerlendirileceği konusunda da bazı duyumlar aldık.

Bu arazi Koç Üniversitesi'ne tahsis edilecekmiş. 1993'te kurulan Koç Üniversitesi eğitimini Rumelifeneri'ndeki kampusunda sürdürüyor. 22 lisans, 29 yüksek lisans ve 25 doktora programı bulunan, yaklaşık 6 bin öğrencinin eğitim gördüğü üniversitede İnsani Bilimler ve Edebiyat, İktisadi ve idari Bilimler, Fen, Mühendislik, Hukuk ve Tıp ve Hemşirelik Fakülteleri bulunuyor.

O da patron oldu

Zafer Kurtul, bankacılık sektörünün önemli isimlerinden biri. 1984'te Citibank İstanbul Şubesi'nde görevine başlayarak bankacılık sektörüne adım attı.

1986-1990 yılları arasında BNP-Ak Dresdner Bank'ta bir süre boyunca Kredi Pazarlama Bölümü Başkanlığı görevini sürdürdü.

1990'da da Societe Generale Bank'ta Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 1995-1998 arasında Tekfenbank'ta görev alarak Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna atandı. 1998'de Akbank Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı ve 27 Kasım 2000'de Akbank Genel Müdürlüğü görevine getirildi. 2009 yılının Haziran ayında Akbank'ın Yönetim Kurulu Üyesi olan Kurtul, 19 Temmuz 2010'dan beri Sabancı Holding'te CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 20 Şubat 2017 tarihinde görevlerinden istifa ederek Sabancı Holding'den ayrıldı.

Tabii bu kadar önemli bir ismin boşta kalmasını beklemeyiz. Kısa bir süre sonra Commercial Bank of Qatar tarafından satın alınan Alternatifbank'ın yönetimine girdi. Ardından danışmanlık şirketi kuran bankacılar kervanına katıldı. Tıpkı Tayfun Bayazıt gibi Zafer Kurtul da patronluğa adım attı. Kurtul, ZKurtul Yönetim Danışmanlık A.ş. unvanlı şirketiyle bankacılık sektörü başta olmak üzere iş dünyasına, şirketlere üretim ve finansman süreçleri ile ilgili danışmanlık hizmeti verecek.

İşlerin başına oğlu geçti

İbrahim Çağlar, 11 Aralık 2017 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonrasında 57 yaşında vefat etti.

Ani ölümü iş dünyasını derinden etkiledi, çağlar sıradan bir isim değildi. AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan Çağlar iki dönemdir İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı yapıyordu.

Kendisi çocukluktan bu yana ticaret hayatının içinde olan bir isimdi. Yedi yaşında aile şirketlerinde çalışmaya başlayan Çağlar, 18 yaşında liseyi bitirir bitirmez ilk şirketi Nurtop A.ş.'yi kurarak patronluğa adım atmıştı. Tekstilci kimliğiyle bilinse de son yıllarda farklı sektörlerde öne çıktı. Geleneksel işinin yanına yeni işler eklemeyi ihmal etmedi.

Enerji, gayrimenkul, haberleşme, teknoloji, gübre ve sağlık turizmi alanlarında şirketler kurdu. İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre Çağlar'a ait 12 şirket bulunuyor.

Çağlar'ın vefatından sonra bu şirketlerin yönetiminde nasıl bir değişiklik olacağını merak ediyorduk. Bu değişiklik geçtiğimiz günlerde sicil kayıtlarına yansıdı. Çağlar'a ait şirketlerin yönetim kurulu başkanlığına avukat oğlu Mehmet Cenap Çağlar geldi. Çağlar, İngiltere'de devam ettiği mastırını yarıda kesip işlerin başına geçti. Artık avukatlık yapmayacak, aile şirketlerini yönetecek. Ablası Dilanur Duman ve annesi Nuran Nilgün Çağlar ise şirket ortakları olarak yer aldılar. Çağlar ailesi dededen tüccar ve sanayici. Abla ve kardeşin annelerinin desteğiyle şirketleri daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz.

Yapacak bir şey yokmuş!..

Turkcell kısa süre önce farklı büyüklük ve dizayndaki mağazalarını düzene sokma kararı aldı. Bu amaçla ister bayi olsun ister kendi mağazası Turkcell tabelası altındaki tüm noktalar yeniden masaya yatırıldı. Her noktada farklı bir görüntü çizmek yerine bir birliktelik sağlanmaya başlandı.

Gelecek için ciddi yatırım yapıldı. Bu yeni dönemde POS makineleri bile aynı oldu. Satış ve ödeme noktalarının tamamı Vera marka makine ile çalışmaya başladı.

Ancak bir süredir Turkcell noktalarına özellikle ödeme yapmak için gidenler ciddi mağduriyetler yaşamaya başladı. Mağazaya giren müşteriler ödeme noktasında "Sistemde bozukluk var, sistem çöktü, sistem çalışmıyor vs..." türü cümlelerle karşılaşır oldu. Bu durum en büyük mağazada da en küçük ödeme noktasında da tekerrür etmeye başladı. Sistemin çalıştığı yerlerde ise ödeme kuyrukları oluştu.

Basit bir fatura ödeme işleminin yapılamadığı bir teknoloji şirketinin sisteminin, ne zaman çalışmaya başlayacağı konusunda da farklı bilgiler veriliyor. Çalışanlar sorunun POS makinelerinden kaynaklandığını ya da tıkanma olduğu için işlem yapamadıklarını açıklıyor. Kısaca topu POS makinelerine atıyorlar. Faturasının son ödeme günü olan müşteri temerrüde düşeceğini söylediğinde müşteri temsilcilerinden aldığı cevap daha da ilginç: "Yapacak bir şey yok..."

Bakalım önümüzdeki günlerde bu sistem sorunu nasıl çözülecek...

11 Şubat 2018 Pazar

15 bin TL’ye franchise fırsatı

Adıyaman'nm meşhur çiğ köfte lezzetini seyyar araba ile müşterilerine sunmaya 1990 yılında başlayan Kahta Çiğköfte, ilk şubesini 2000 yılında İstanbul Gültepe'de açtı. Markanın güven verip, lezzetin beğenilmesi ile Kahta Çiğköfte artan talepleri de karşılamak için 2005 yılında bayilikler vermeye başladı. Bugün Kahta Çiğköfte markasıyla tüm Türkiye genelinde 320 şubeye ulaştıklarını söyleyen Adil El Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güzelaydın, sektörde dikey bütünleşmeyle onbinlerce kişiye istihdam sağladıklarını belirtiyor. Bir Kahta Çiğköfte restoranı anahtar teslim 15 bin TL yatırım bedeli ile kurulabiliyor. En az 5 metrekareden başlayan küçük bir dükkan, bu iş modeli için uygun, isim hakkı bedeli ise alınmıyor. Bunun yanı sıra bayilik mağazalardan royalty bedeli de talep edilmiyor.

Ücretsiz ürün veriyor

2017 yılında 10 şubenin kendileri tarafından açılacağını ifade eden Güzelaydın, bunun dışında 50 adet franchising vermeyi planladıklarını sözlerine ekliyor. Konya, Balıkesir, Kocaeli, Bursa, Ankara, İzmir, İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakası, Trabzon ve Bartın hedef bölgeler arasında yer alıyor.

Bir dükkanın aylık ciro hedefi ise 20 bin TL olarak belirlenmiş. Ancak bu noktada lokasyonun önemine vurgu yapan Güzelaydın, günde 3 bin TL ciro yapan şubelerin olduğuna dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra AVM'ler için stand konsepti de geliştirdiklerini belirten Güzelaydın;"Stand konsep-tinin ortalama yatırım maliyeti 10 bin TL. İlk açılışta 150 kg ücretsiz çiğ köfte tedariki sağlıyoruz. Bünyemizde yer alan eğitmenlerimiz işletme personeli için gerekli eğitimleri sağlıyor. Reklam ve merkezi promosyonlarda herhangi bir katılım payı veya bedel talep etmiyoruz" diye açıklıyor.

Domino's Pizza Yurtdışında

21 yıl önce Ulus'taki ilk şubesinde yola çıkan Domino's Pizza Türkiye, bugün DP Eurasia ismiyle ülkemizin yanı sıra Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan dahil olmak üzere 4 ülkede yürüttüğü operasyonlarında toplam 600'üncü şubeye ulaştı. 10.200 kişiyi istihdam eden ve yılda sadece Türkiye'de 40 milyona yakın pizza satan DP Eura-sia'nın gelecek planları içerisinde bölgede toplam 1.800 yeni restoran daha açmak var. Domino's Pizza Türkiye Kurucusu Aslan Saranga, başarılarının nedenini başında, Türkiye pazarının güçlü potansiyelini hayata geçirebilmiş olmaları ve Domino's Pizza'nın global olarak başarısı kanıtlanmış iş modelini yerele adapte edebilmeleri geldiğini belirtti ve ekledi: "DP Eurasia, karlılığı yüksek bir sistem oluşturması, dijital kanallarına düzenli yatırım yapması ve franchise sistemindeki başarısı sayesinde pazarda lider konumda."...

Alika İne, Çıtır Usta'nın franchise haklarını satın aşdı

Çıtır Usta 900 m2'lik restoranı ile Duşanbe de kapılarını açtı.Tacikistan da faaliyet gösteren en büyük firmalardan birisi olan Alika İne, Çıtır Usta'nın franchise haklarını satın alarak dünyaca ünlü markalarının yanına Çıtır Usta'yı da ekledi.

Açılış için oldukça gösterişli bir organizasyon yapan firma yetkilileri açılış kurdelası-nı,Türkiye Cumhuriyeti Duşanbe Büyükelçisi Sayın Ali Rıfat Koksal, Çıtır Usta Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Külekçioğlu, Alika İne ve açılışı yapılan Duşanbe Çıtır Usta restoran sahipleri Hakim Gaybillaev, Karim Gay-billaev ile birlikte kesti.

Türk mutfağının Tacikistan'da olmasından büyük gurur duyduklarını belirten Büyükelçimiz Sayın Ali Rıfat Koksal Restoranın her kısmını büyük titizlik ile inceledi ve çalışan Türk personellere "Hepiniz bize emanetsiniz, sizlerle gurur duyuyoruz" derken restoran sahipleri ve Çıtır Usta yönetimine teşekkür etti.

Bursalı marka tüm Türkiye’de şubeleşecek

2001 yılında Bursa'da girdiği sektörde 16 yıllık tecrübe sahibi ve işini layıkıyla yapan Tıka Basa Bursa'nın çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteriyor. 2005 yılındaki Tıkabasa'nın tüm isim haklarını marka tescil belgelerini alınarak aslında kurumsallaşma ve markayı büyütme yolunda ilk adımlar atılmıştır. Marka, geçen süre zarfında da gereken tecrübeyi ve potansiyeli yakalayarak yoluna devam etmektedir. Tıka Basa, ürün kalitesi, güler yüzlü hizmeti, hızlı servisi ile sektörde fark yaratmakta olup, kullandığı malzemenin kalitesi konusunda göstermiş olduğu hassasiyet markayı başarılı kılan en önemli etkenlerden biridir.

Sektörde kendini ispatlamış kaliteli ürünleri kullanmak bir numaralı prensipleridir. Marka çalışanlarının işinde çok iyi olması, markayı başarılı kılan en iyi etkenlerden biridir. Olmazsa olmazlarından biri de, mekan belirleme ve iç dizayn tasarım konusunda her daim nokta atışı yapılarak başarının sağlanması...

Firmanın bundan sonra ki hedefi, farklı şehirlerde franchising sistemi ile yeni şubeler açıp bize has lezzetleri paylaşmaktır.

6 Şubat 2018 Salı

Veri Sorumluları Sicili Yönetmeliği yayınlandı

Uzun süredir yayınlanması beklenen yönetmelik geçtiğimiz yılın son günlerinde yayınlandı. Veri sorumlusu bulundurmak zorunda olan şirketler yönetmeliğin içeriğine uygun hareket etmek için harekete geçtiler...

BU yıl adını en çok duyacağımız kurumlardan birisi Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) olacak. Nitekim yeni yıl ile birlikte kurumun adı kulaklarıpııza gelmeye başladı. Şöyle ki; KVKK tarafından hazırlanan “Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetmelik” 30.12.2017 tarihli ve 30286 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı ve 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girdi. Buraya kadar bir problem yok.

Yönetmelik yayınlanınca konunun önemini kendilerini ilgilendirdiği için iyi bilen birçok firmayı telaş aldı. Tahmin edersiniz ki hukuk servisleri hemen telefonlara sarıldı. İlk aradıkları yerler KVKK ile binlerce dolar verdikleri ve bu konuyla ilgili danışmanlık aldıkları çeşitli kurum ve insanlar oldu. Tüm bu telaşın sebeplerini anlatmaya çalışayım...

BİR TELAŞ, BİR TELAŞ...

Birincisi, “irtibat Kişisi ve Veri Sorumlusu Temsilcisi” konusu idi. Veri sorumlusu eğer Türkiye’de yerleşik olan bir tüzel kişi ise, bir irtibat kişisi atamak zorunda. Atanan bu irtibat kişisi, veri sorumlusu ile ilgili kişi veya KVKK arasındaki iletişimin sağlanmasından sorumlu olacak. Veri sorumlusu Türkiye’de yerleşik bir tüzel kişi ise, bir irtibat kişisi atamak ve sicile kayıt sırasında atadığı bu irtibat kişisine ait bilgileri VERBÎS’e işlemek zorunda. Veri sorumlusu yurtdışmda yerleşik olan bir tüzel kişi ise, bir veri sorumlusu temsilcisi atamak zorunda. Atanacak bu veri sorumlusu temsilcisinin, Türkiye’de yerleşik olan bir tüzel kişi ya da Türk vatandaşı bir gerçek kişi olması gerekiyor.

Firmaları telaşlandıran diğer sebep ise yönetmeliğin yayınlanmasından iki gün sonra yani 1 Ocak 2018’de yürürlüğe girecek olmasıydı. Firmalar eksik bir şey yapıp milyonları bulan cezalar ödemek istemiyorlardı. Tüm telaşlarının sebebi buydu.

YETKİLİSİNE SORDUK
KVKK öğleden sonra internet sitesinden bir açıklama yayınladı fakat biz ilk elden bilgi alalım dedik ve KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir’e sorduğumuzda şu cevabı aldık:

“Bilindiği üzere 6698 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında veri sorumlularının Kurul tarafından belirlenen ve ilan edilen süre içinde Veri Sorumluları Siciline kayıt yaptırmak zorunda olduğu, Kanunun 16 ncı maddesinde ise, Veri Sorumluları Sicili’nin Başkanlık tarafından kamuya açık olarak tutulacağı ve kayıt zorunluluğuna Kurul tarafından istisna getirilebileceği hükümleri yer alıyor.

Bu kapsamda Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihinin 01.01.2018 olarak belirlenmiş olması, Sicile kayıt yükümlülüğünün başladığı anlamına gelmiyor. VERBİS’in (Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi) hizmete açılması, Kurul tarafından bir başlangıç tarihi belirlenmesi ve istisnaların açıklanması akabinde veri sorumluları için kayıt yükümlülüğü başlayacak.”

DETAYLAR ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE AÇIKLANACAK

Diğer yandan insanların en çok merak ettiği soru ise şuydu: Veri Sorumluları Sicili’ne kişisel veriler işlenecek mi? Biz bu soruyu da Başkana sorduk. Verdiği cevap şöyle:

“VERBİS sistemine, kişisel verisi işlenen kişilere ait kişisel veriler değil, aksine başlıklar halinde kategorik bazda hangi tür kişisel verilerin hangi amaçlarla işlendiği, bu kişisel verilerin ne kadar süreyle muhafaza edileceği ve kategorik bazda nerelere aktarılabileceği gibi bilgiler girilecek. Bu nedenle, Veri Sorumluları Sicili'nde hiçbir şekilde kişisel veri bulunmayacak.”

Yeni yılın ilk haftasının birçok firmanın hukuk bölümünün gündemi buydu. Umarım açıklayıcı olmuştur. Diğer taraftan bir bilgi daha verelim. Kanun ve yönetmelik hükümleri gereği veri sorumlularınca yapılması gereken iş ve işlemlerle ilgili olarak detaylı bilgilendirme metni önümüzdeki günlerde KVKK’m internet sitesinden ayrıca duyurulacak. Bizden söylemesi...

Ailemle Geziyorum

Sömestr tatilinde çocuğunuzla birlikte İstanbul’da kültür turu yapmak isterseniz çok özel tasarlanmış gezilere katılabilirsiniz. Tarihe ve kültüre meraklı ailelerin çocuk gezginleri için özel turlar tasarlayan tur şirketleri var.

Özel, butik seyahat tasarımında uzman Sacred7 Travel, çocuk gezginler için özel turlar tasarlıyor. 5-12 Yaş aralığındaki çocuklara, başta kendi kültür zenginliklerimiz olmak üzere, dünyada gezgin olmak için eğlenceli ve öğretici programlar yapan Sacred7 Travel, öncelikle çocukların dilinden iletişim kurarak tur yapıyor. Net bilgi veren ve eğlenceli bir içerikle programlar oluşturuluyor. Bunu başarmak için "Efsane İstanbul” çocuk gezgin kitaplarının yazarı Ömer Kokal’dan danışmanlık alınıyor. Tarihi canlandırmak, onları bu eşsiz coğrafyayı anlatmak için kostümler, kurgular, şifreler, masallar, hazine avcılığı, yaratıcı dramalar, yazılı materyaller ile zenginleştirilmiş bir program hazırlıyorlar.

geçitten geçeceksiniz. Bir zamanlar İstanbul'a su taşıyan yüksek kemerleri görünce çok şaşırıp, Vefa bozası ve leblebinin tadına doyamayacaksınız. Duraklardan biri de gazoz dükkanı. Ülkemizin her yanından gelen yüzlerce gazoz çeşidini tatmak çok eğlenceli ve lezzetli olacak.

ÇOCUKLARA HAYAT HEDİYESİ 


Sacred7 Travel’dan Tuğçe Boztepe, "Ailemle Geziyorum" konseptini bir yıldır yaptıklarını anlatıyor. Türkiye’nin önde gelen okullarından ve kurumsal şirketlerin insan kaynakları departmanlarından talepler aldıklarını ifade eden Boztepe, sadece İstanbul’dan değil diğer illerden de katılım olduğunu vurguluyor.

Boztepe, "En son turumuza Mersin'den bir anne-oğul, Zonguldak’tan bir baba-kız katıldı" diyor.

Bir turizmci olarak çocuklu ailelere kendilerini beş yıldızlı her şey dahil konseptli otellere kendilerini hapsetmemelerini tavsiye eden Boztepe, "Çocuklarımızın yollarda her gördüğü, konuştuğu, oynadığı, dokunduğu onlar için deneyim. Dört mevsim gezgin olmak çocuğunuza vereceğiniz en güzel tatil hatta hayat hediyesi" diye konuşuyor.

Toroslar'da kış manzaraları

Burdur'un Ağlasun İlçesindeki UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan Sagalassos Antik Kenti, milattan önce 333 yılına dayanan geçmişiyle kışın bir başka güzel. Bembeyaz bir örtünün altından başlarını çıkaran çam ağaçlarının vadiye uzanıp giden manzaraları harika. Kültür turu yapan Dünyanın Renkleri acentesinin sahibi Fikret Atalay, düzenledikleri turda Sagalassos'un zirvesine yerleşik otellerinde konakladıklarını ifade ediyor. Atalay, antik çağlardan bu yana hiç durmadan akan çeşmeleri, çok iyi restorasyon görmüş Antonin Çeşmesi, agorası, hamamı ve tüm vadiye bakan tiyatrosuyla bu Roma şehrine çocukların da hayran kalacağını söylerken, bölgenin Davraz Kayak Merkezi’ne de yakın olduğunu isteyen ailelerin çocuklarıyla kayak yapabileceğini de kaydediyor. Öte yandan aynı yörede daha da az tanınan bir başka antik kent daha var:

Kibyra. Bu antik kalıntıların ihtişamının Sagalassos'u aratmayacağını vurgulayan Atalay, turun başlangıcının Denizli üzerinden yapılıp ülkemizin üçüncü en derin gölü Salda’ya da uğradıklarını söylüyor.

HEZARFEN TURU

"Uçan Adam Hezarfen'in Maceraları" başlığı altında gerçekleştirilen turda Tünel Meydanı'ndan Galata Kulesi'ne kadar ilgi çekici bir yolculuk yapılıyor. Kendi yaptığı kanatlarla Galata Kulesi'nden Üsküdar’daki Doğancılar semtine kadar uçmayı başaran Hezarfen Ahmet Çelebi'nin

izinde Galata Kulesi'nin en üst katına asansörle çıkıp İstanbul'a kuşbakışı bakılıyor. Hezarfen'in ne kadar uzağa uçtuğunu gördükten sonra İstanbul’un en 'yakışıklı’ merdiveni Kamondo Merdiveni'nde çocuklarla bir hatıra fotoğrafı çektiriliyor. Sonraki durak 500 yıllık Rüstem Paşa Han’da bulunan heykel atölyesi. Burada heykel sanatçısı Nilhan Abla çocuklara çamurdan heykel yapmayı öğretiyor. Çocuklar heykel yaparken anne babalar da İstanbul'un en sıra dışı yapılarından sayılan ve bir zamanlar Katolik Manastırı olan Arap Camisi’ni geziyor hem onun hem de Karaköy'ün geçmişi hakkında anlatılan ilginç hikâyeleri dinliyor.

MİMAR SİNAN'IN ŞİFRELERİ

Bir başka tur da "Mimar Sinan’ın Şifrelerine Yolculuk".

'İstanbul (Muhafızları' Dİarak adlandırılan tur katılımcısı çocuklar Mimar Sinan'ın eserlerini iğreniyor. Çocuklar ve aileleri dev mimarın "Çıraklık eserim" dediği Şehzade Camisi ve "kalfalık eserim" dediği Siileymaniye'yi geziyor. Çocuğunuzla İstanbul'un ortasını gösteren yeşil taşı görecek, Şehzade Camisi'ne giden gizli

BİR BAŞKA TOPKAPI SARAYI 

"Çocuklarınızın tarih ve kültürümüzle erken yaşlarda tanışmasını, müze ve ören yerlerini doğru yöntemlerle gezmelerini istemez misiniz?" diye soran turizmci ve profesyonel turist rehberi Şerif Yenen de, "Küçük Sultanlar Atölyesi" adı altında düzenledikleri çok özel bir programdan bahsediyor. Bir drama eğitmeni ve tiyatro sanatçısı eşliğinde yaklaşık iki saat sürecek bir atölye çalışması yaptıklarını anlatan Yenen, "Bu atölye çalışmasında, kendi yayınımız olan Ege ve RomRom'un Maceralı Topkapı Sarayı gezilerini içeren çocuk kitabımızı interaktif bir biçimde işliyoruz. Topkapı Sarayı’nda yaşam nasıldı? Padişahın annesinin nasıl bir etkisi vardı?

Padişahlar, Hanım Sultanlar büyürken neler öğreniyor, nasıl yaşıyordu? Toplantılar nasıl yapılırdı? Bunları atölye çalışması şeklinde yaptıktan sonra, saraya gittiğimizde nereleri göreceğimizi, fotoğraflarıyla eğlenceli bir biçimde çalışıyoruz" diyor. Turun sonraki durağı Topkapı Sarayı. Saray'da çocuklara uzman profesyonel bir rehber eşlik ediyor, yaklaşık iki saat süren gezide Harem Dairesi de geziliyor.


Çocuklara kampiarda kayak eğitimi

Dünyada okulların açık olmadığı dönemlerde yapılan "okul dışı eğitim" faaliyetlerinin önemli bölümünü "kampların" oluşturduğuna dikkat çeken Geleceğin Yıldızları Kurucusu Fahrettin Gözet, son 30 yılda dünyada bu konuda büyük bir gelişmenin söz konusu olduğunun altını çiziyor.

Gözet, "MEB müfredatının 180 gün olduğu ülkemizde de artan nüfus ve rekabet, yılın diğer yarısının çocukların ve gençlerin eğitimi ve gelişimi için daha iyi değerlendirilmesi gerçeğini ortaya çıkardı. Her yıl giderek artan sayıda aile çocuklarının hafta sonlarını, sömestr ve yaz tatillerini daha iyi değerlendirebilmek ve onları özelliklerle donatıp, geleceğe daha iyi hazırlayabilmek için kampları tercih ediyor" diyor. Kış dönemi tatilleri sömestr tatili ile sınırlı olduğundan, ekonomik imkanları daha yukarda olan aileler çocuklarının kayak yapabileceği kampları seçerken, bir kısım ailenin de Akdeniz bölgesindeki ılıman yerlerde düzenlenen programları tercih ettiğini anlatan Gözet, Geleceğin Yıldızları 2018 sömestr tatilinde 8-13 ve 14-17 yaş gruplarına özel olarak, Uludağ'da altışar günlük iki ayrı dönemde kayak ve snovvboard kampları düzenlendiğini aktarıyor. Gözet, şu bilgiyi veriyor: "İlk kez başlayanlardan yarışmacılara kadar farklı seviyelerde sekiz kişilik gruplarda kayak eğitimi alan gençler, hem kayak becerilerini geliştiriyorlar hem de ikinci okul dönemine aktif dinlenme ile enerji topluyorlar." Gözet, şöyle devam ediyor: "Çocukların şehir yaşamından ve aşırı teknoloji kullanımından uzaklaşıp, genç eğitmenler ve kendi yaşıtlarıyla birlikte zaman geçirebilecekleri her yer kamp için uygun. Yatılı kamplar, ülkemizde genellikle deniz kenarı bölgelerde ve ormanlık alanlarda düzenlenirken, gündüzlü kamplar ise ülkenin dört yanında, şehirlerde, ilçelerde düzenlenebiliyor."

Çocuk Dostu Turlar

Yurtdışı turlarda uzmanlaşmış Prontotour, yeni markası Prontokids ile çocuklar ve çocuklu aileler için özel rotaları içeren yeni bir konsept sunuyor. Çocukların bilime, sanata ve teknolojiye olan ilgilerini artırmayı hedefleyen turlarda, çocuk eğlence merkezleri, müzeler, film platoları, çocuk dostu restoranlar ve daha pek çok keyifli rota var.

Paris, Londra ve Barselona çocuklu aileler için önerilen ilk üç şehir. Klasiklerin yanı sıra Prontokids’te çocuklar için planlanan daha pek çok tur güzergahı var. Amsterdam’da müzeler ve Efteling Tema Parkı, Almanya’da Masal Yolu, Kopenhag’ta müzeler ve Legoland, Roma’da müzeler ve Rainbow Magicland, Milano’da müzeler ve Gardaland ile Dubai Parks & Resort bunlardan birkaçı.

PARİS DISNEYLAND

Yurtdışmda önde gelen seçenek Fransa’nın başkenti Paris. Paris, müzeleri ve ünlü Disneyland ile çocukların da hayalini kurduğu şehirlerin başında geliyor. Paris panoramik şehir turunda Chaillot Sarayı, Trocadero Meydanı, Napolyon’un Mozolesi, Madeleine Kilisesi, Champs Elysees Caddesi, Opera Binası, Concorde Meydanı, Askeri Müze ve Fransız Parlamentosu görülecek yerler arasında. Ayrıca matematik, fizik, astronomi, kimya, jeoloji ve biyoloji gibi bilimlerin görsel olarak işlendiği Palais De La Decouverte (Bilim ve Keşifler Müzesi) de tur programımız içinde yer alıyor.

Hem çocuklara hem de büyüklere sınırsız eğlence imkanı sunan Disneyland’da ünlü çizgi film karakterleriyle tanışıp özel mekanlarda unutulmaz fotoğraflar çekme imkanı bulunuyor. Çocuklar için hem eğitici hem öğretici Museum National D’Histoire Naturelle (Ulusal Doğa Tarihi Müzesi) ve Galerie Grande l’Evolution (Büyük Evrim Galerisi)’da hem nesli tükenmiş hem de hala var olan binlerce hayvan çeşidi görülebiliyor. Aynı merkezin içinde yer alan Galerie Des Enfants (Çocuk Galerisi) çocuklar için tasarlanmış, görüp eğlenerek öğrenmelerini sağlayan bir galeri olarak dikkat çekiyor.

Çocuk dostu bir restoran olan Hippopotamus’ta çocuklara özgü hazırlanmış menülerin yanı sıra yetişkinler de keyifle yemek yiyebiliyor. Yemek sonrası panoramik şehir turunun ikinci kısmı ışıltılı Paris sokakları, dünyaca ünlü Louvre Müzesi, görkemli Nötre Dame Katedrali ve Eyfel Kulesi'yle tamamlanıyor.

LONDRA VE HARRY POTTER

Ingiltere’nin başkenti Londra, tarihinin yanı sıra çocuklu aileler için de unutulmaz seyahat deneyimleri sunuyor. Panoramik şehir turunda Knightsbridge, Hyde Park, Natural History Museum (Doğa Tarihi Müzesi), Thames Nehri, Buckingham Sarayı, Westminster Parlamento Binası, Big Ben, Trafalgar Meydanı, Amiral Nelson Anıtı, National Gallery (Ulusal Galeri) ve Picadilly Circus görülecek yerler arasında bulunuyor. Ünlü Natural History Museum’da (Doğa Tarihi Müzesi), botanik, etnoloji, mineraloji, paleontoloji ve zooloji bölümleri, Earth Galleries (Dünya Galerileri) ve Life Galleries (Yaşam Galerileri), Human Biology Gallery, gerçek boyuttaki mavi balina maketi, ses ve hareket özelliğine sahip dinozor maketleri görülebiliyor.

Hollywood ünlülerinin kurduğu Planet Hollywood ve çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çok çeken Lego Store’da eğlenceli anlar yaşanabiliyor. Porselen bebekleri, kurşun askerleri, kuklaları, karton oyunları ve ilginç kostümler V&A Museum Of Childhood’da (Victoria & Albert Çocukluk Çağı Müzesi) görülebiliyor.

Ünlü İngiliz yazar J.K. Rowling’in fantastik roman serisinden sinemaya uyarlanan Harry Pot-ter filminin çekildiği yerler çocukları etksliyor. Ünlü King Cross tren istasyonu ve Harry Potter dünyasına giriş kapısının olduğu Platform 9 % peronunda birbirinden güzel fotoğraflar çekme imkanı bulunuyor. Harry Potter filmlerinin çekildiği Watford’da bulunan Harry Potter Warner Bros Stüdyoları’nda sihirli bir yolculuğa çıkılıyor.

BARSELONA VE MÜZELER

Ispanya’nın turizm kenti Barselona, çocuklar ve yetişkinler için gö-rülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Barselona panoramik şehir turuyla başlayan gezide; La Sagrada Familia Kilisesi, Endülüs Arenası, Kristof Kolomb Heykeli, Montjuic Tepesi, Kraliyet Sarayı, Olimpiyat Limanı, Ispanya & Katalonya Meydanı, La Rambla Caddesi görülecek önemli yerleri oluşturuyor. Seyahat severler, Ispanyol kültürünün dünyaca ünlü flamenko dansıyla büyülenirken çocuklar da birkaç figür denemesi yapabiliyor.

Ünlü mimar Antoni Gaudi’nin eserlerini gördükten sonra Avrupa’nın en iyi müzeleri arasında yer alan ve interaktif bir bilim müzesi olan CosmoCaixa’mn dünyasında gizemli bir yolculuğa çıkılıyor. Dünyaca ünlü futbol takımı F.C Barselona’nın maçlarının oynandığı Camp Nou Stadı’nda yıldız futbolcuların ayak izlerine tanık olurken efsanevi futbol takımının tarihini
görsel ve işitsel olarak öğrenme fırsatı bulunuyor. Ünlü rockstarlarm kullandığı enstrümanların, giysi ve aksesuarların sergilendiği Hard Rock Cafe’de muhteşem lezzetler eşliğinde keyifli vakit geçirilebiliyor.


3 Şubat 2018 Cumartesi

Başkan çiftligini satışa çıkarmış

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın kardeşi Ali Yıldıran 2014 yılında Balıkesir'de 4 bin 500 büyük başlık hayvan çiftliği kurmuştu. Modern devasa çiftlik için o dönem için 60 milyon dolar yatırım yapıldığı açıklanmıştı.

Çiftlikte günlük 50 ton süt üretilirken bu sütler piyasadaki markalı süt üreticilerine veriliyordu, halen de verilmeye devam ediyor.

Bu çiftliğin başına 2015 yılında bir felaket geldi. Saman ve ot balyalarının bulunduğu depolarda yangın çıkmış ve çiftlik büyük hasar görmüştü. Yangın hayvanların bulunduğu bölüme sıçramadan kontrol altına alınmış ve büyük bir felaket önlenmişti. Ancak aradan bir yıl geçmeden bu kez çiftliği aşırı soğuklar vurdu. Geçen yıl Balıkesir bölgesi çok ağır bir kış geçirdi. Bu dönemde hayvanların bulunduğu çatı çökmüş ve 1000 hayvan telef olmuş. Bu bilgi kamuoyuna pek yansımadı.

Çiftlik işine girerken Ali Yıldırım'ın büyük hedefleri vardı. Yeni yatırımlar yapılacak ve çiftlik daha da büyütülecekti. Hatta Aziz Yıldırım'ın da bu işe ortak olacağı ve birlikte büyütecekleri konuşuluyordu. Ancak yaşanan yangın ve çatı çökmesi olayından sonra Ali Yıldırım bu işten ayrılmaya karar vermiş. Öğrendiğimize göre, çiftliği satmak için müşteri arıyormuş. Piyasadaki çiftlik sahiplerine bilgi ulaşmış. Henüz daha sıcak temas kurulmuş bir isim yok ama bu yıl içinde satmak istiyormuş...


D-Smart'ın kurnazlığı

Telekom sektöründe rekabet çok yoğun. Operatörler birbirlerinden abone kapmak için kıyasıya rekabet yaşıyor. Haftası geçmeden yepyeni kampanyalarla karşımıza çıkıyorlar. Bazen hız yükseltme, bazen dakika verme, bazen telefon bazen de fatura indirimi...

Birçoğumuzun başına gelmiştir. Bizim de birebir yaşadığımız olay şöyle gerçekleşti: Bir çağrı merkezinden aranıyorsunuz.

TürkTelekom'dan aradıklarını söyleyerek söze başlıyor, ardından abonelik süresinin dolduğunu yeni pakete geçmeniz gerektiğini, yanında da D-Smart aboneliği verdiklerini belirtiyorlar. Bu bilgiler o kadar hızlı aktarılıyor ki sizin sorgulama şansınız kalmıyor. Yanlışlıkla evet derseniz, farkına varmadan başka bir operatörden internet hizmeti almaya başlıyorsunuz ve hiç istemediğiniz halde bir dijital platforma geçmiş oluyorsunuz. Aslında arayan Türk Telekom değil. Türk Telekom'un adını kullanan Doğan Holding şirketlerinden D-Smart. Bu düpedüz tüketici haklarının ihlali. Bu olayı yaşayan arkadaşımız durumdaki garipliği fark ediyor. "Beni öğleden sonra arar mısınız" diyerek Türk Telekom merkezine uğruyor, çağrı merkezinden arandığını, daha önce verdiği taahhüt süresinin dolduğunu ve yeni kampanyalarla ilgili bilgi verildiğini söylüyor. TürkTelekom'daki görevli ise taahhüt süresinin dolmasına daha bir yıldan fazla olduğunu ve bahsedildiği türden bir kampanyalarının da bulunmadığını söylüyor ve "Dijital platformların çağrı merkezlerinden abonelerimize sıklıkla bu tür telefonlar geliyor" bilgisini aktarıyor.

Arkadaşımız tedbirli davranıp Türk Telekom merkezine uğramasa ciddi zarara uğrayacak. Taahhüt süresi dolmadan ayrıldığı için bir bedel ödeyecek ve bilinçli tercihi olmadan dijital bir platforma geçmiş olacaktı. Aman dikkatli olun. Çağrı merkezlerinden gelen telefonları sorgulayın. Kampanya adı altında kandırılmayın...

Verdiği sözü tutacak mı?

Adnan Polat, İstanbul Beyoğlu Piyalepaşa Mahallesi'nde büyük bir konut projesi yapıyor. Polat Gayrimenkul'e ait Piyalepaşa İstanbul, 82 dönüm üzerinde yapılacak ve proje yatırım maliyeti 800 milyon dolar olarak açıklandı, inşaatı son sürat devam eden piyalepaşa İstanbul projesi, bölgenin tarihi Piyalepaşa Camii'nde yakın bir konumda bulunuyor.

Cami, II. Selim'in damadı Kaptan-ı Derya Piyale Paşa tarafından 1573 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmış. Cami, sıbyan mektebi, hamam, sebil, tekke, türbe ve çarşıdan meydana gelen bu külliyeden günümüze yalnızca cami ve türbe kalmış. Firma projesinin ilk tanıtımlarının yapıldığı dönemde içinde hamamın da bulunduğu cami külliyesinin Polat Gayrimenkul tarafından restore edileceğini açıklamıştı. Adnan Polat, ilerleyen süreçte piyalepaşa Camii ve külliyesini anlatan kitaplar bastırıp medyaya da göndermişti. Aradan geçen bunca zamana rağmen halen bu konuda bir adım atılmış, bir çivi çakılmış değil. Bakalım Adnan Polat, proje bitmeden bu tarihi camii ve külliyesi ile ilgilenecek mi? Takipteyiz...

Perakendede yeni oyuncu

Türkiye'de gerek ulusal, gerekse uluslararası boyutta birçok hazır giyim markası var. Bu markalar arasında bu sıralar bir yenisi daha göze çarpıyor. Henüz üç mağazası olmasına rağmen dikkatimizi çeken bu marka Develi Pramit.

Erkek dış giyim alanında hizmet veren firma, piyasaya 2009 yılında internetten gömlek satışı yaparak girmiş. Zaman içinde ürün gamını genişleten firma ilk mağazasını Ümraniye'de cadde üzerinde açmış, şu anda bu mağazayla birlikte Atlas Park AVM ve Airport Outlet AVM'de olmak üzere üç mağazası var. İstanbul'un çeşitli semtlerindeki 12 atölye sırf bu markaya üretim yapıyormuş. Görüldüğü kadarıyla firmanın hedefleri de iddialı. Nitekim 2018 sonunda İstanbul, İzmir ve Ankara'da toplam 10 mağazaya ulaşmayı planlıyormuş.

Arkadaşımız Özbey Men'in edindiği bilgilere göre, firmanın sahibi Teoman Deveci, franchising sistemiyle yurtdışına açılmak için de girişimlere başlamış. İlk yurtdışı mağazasının açılacağı yer olarak, Yunanistan belirlenmiş. Hatta bu ülkede mağazaları olan perakendeci bir şirketle görüşmelerde epey yol kat edilmiş. Perakende sektörüne yeni girmesine rağmen çeşitli alışveriş merkezlerinden de mağaza açması için talep alan Develi Pramit, rekabetin yoğun olduğu erkek hazır giyim sektörünü daha da hareketlendirecek gibi görünüyor...

Borusan, tüm komşularını üzdü

İstanbul Sefaköy Halkalı Caddesi fabrikaların yoğunluklu olduğu bir bölge. Türkiye'nin en eski sanayi şirketlerinden Borusan Mannesman ile ziylan Ayakkabı başta olmak üzere birçok şirketin fabrikası bu bölgede.

Tekstilden plastiğe, elektrikli ev aletlerinden matbaaya birçok sektörün ya üretim merkezi ya da deposunun bulunduğu bu bölge son dönemlerde dönüşüm geçiriyor. Birçok fabrika şehrin dışına taşınarak buralardaki arazilerini değerlendirmenin yollarını arıyor. Haliyle imar yönetmeliklerinde de değişiklikler yapılıyor. Hem ilçe belediyesinde hem de Büyükşehir Belediye Meclisi'nde imar değişiklikleri belirli bir prosedür çerçevesinde ilerliyor.

1/100.000 binliklerden başlayıp 1/5000 planlara kadar her şey yolunda giderken 1/1000'liklerde ilginç bir itiraz gelmiş. Bölgede arazisi olan birçok şirket imar kanununda değişikliğin tamamlanmasını beklerken sürpriz bir itirazla karşılaşmış. Bölgenin en eski fabrikası Borusan Boru, şimdiki adıyla Borusan Mannesmann. En büyük arazi de bu firmaya ait. Öğrendiğimize göre, Borusan tarafı imar değişikliğini mahkemeye taşımış ve itiraz etmiş. Mahkeme sürecinde olduğu için bölgenin imar MANNESMANN değişikliği de durdurulmuş. Kısaca imar planları ile ilgili değişiklik şu anda askıda. Bu durum, Borusan'a komşu birçok arsa sahibini üzmüş. "Komşuya bu yapılır mı?" diyorlarmış...

Türk Telekom ofisleri dönüşüyor

TÜRKİYE çapında 250'yi aşkın ofisi bulunan Türk Telekom, dijitalleşme ile birlikte değişen müşteri ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak üzere ofislerini Türk Telekom Müşteri Merkezlerine (TTMM) dönüştürüyor. TTMM'lerde her türlü bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetinin yanı sıra müşteri şikâyetleri de alınacak.

Fatura ödeme ve tarife değişikliği gibi hizmetlerin yanı sıra, cihaz ve aksesuar drone'a çok çeşitli elektronik ürünler satılacak. Türkiye'nin farklı bölgelerinden seçilen sekiz pilot ofisin TTMM'ye dönüşümünün 2018'in ilk çeyreğinde gerçekleşmesi planlanıyor, iki yıl içinde ise Türkiye genelinde dönüşümün tamamlanması hedefleniyor.

Türk Telekom Satış ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit Önal, son 15 aylık süreçte Türk Telekom'un tüm satış kanallarında entegrasyon ve geliştirmeye gittiğini hatırlatarak şunları söyledi:

"işe ilk olarak toptan dağıtım kanallarında entegrasyonla başladık. Toptan satış için Türkiye çapına yayılmış 30 Entegre Dağıtım Merkezi kurduk. 2016 başındaki marka birleşmesi sürecinde şu anda sayıları 850'ye ulaşan Türk Telekom mağazasını yenilemiştik. Yarı münhasırlık şeklinde faaliyet yürüten 1600'ün üzerinde bayimiz ve 10 bini aşkın mini bayi şeklinde faaliyet yürüten satış noktamız da toptan kanal entegrasyonunda aynı şekilde yenilendi. Şimdi de Türk Telekom'un kendisine ait 250'yi aşkın noktadaki ofisinin optimizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Grup iştirakimiz innova ile birlikte geliştirdiğimiz 'akıllı mağazacılık' konseptini TTMM'lerde uyguladık."

TROY, 2 milyon cüzdana girdi

TÜRKİYE'NİN Ödeme Yöntemi TROY, 2017'de yaklaşık 2 milyon kartın sağ alt köşesine yerleşti. TROY'u Türk bankalarının desteğiyle hayata geçirdiklerini hatırlatan BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, "BKM'nin 2018'de önüne koyduğu önemli misyonlardan biri de Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Ekosistemi'ni daha da geliştirmek. Biz geleceğe dönük, her alanda dönüşümü destekleyecek herkesle işbirliğini artırmayı hedefliyoruz" dedi.

2017 Mayıs ayında tüketicilerle buluşmasına rağmen bugün banka kartı, kredi kartı ve ön ödemeli kart olmak üzere 2 milyona yakın kartta TROY logosu bulunuyor. Bu kartlarla yılbaşından bu yana 12 milyon adet işlem gerçekleşirken bu işlemlerin tutar karşılığının 3 milyar TL'nin üzerine çıktığı bilgisini veren Canko, 2017 yılında verilen her 100 banka kartından 11'inin TROY logolu olduğunu söyledi. BKM'nin TROY için hedefi İSE 2018'de 7 milyon, 2022'de ise 40 milyon karta ulaşmak.

BKM Kartlı Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Temiz ise, 2017'nin TROY'un dünyada geçerliliğini kazandığı yıl olduğunun altı çizerek, "Discover ile yapılan işbirliği sayesinde TROY logolu kartlar dünyanın 185 ülkesinde, 41 milyonun üzerinde alışveriş noktasında ve 1.9 milyon ATM'de geçerli oimaya başladı" dedi. Temiz, TROY'un odaklandığı konuların başında mobil temassız ödeme teknolojisinin yer aldığını söyledi.

Ekonomi basınının buluşması

EKONOMİ Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel "Yılbaşı Buluşmasf'nın 13'üncüsü Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirildi. TİM’in ev sahipliğinde, vestel ana sponsorluğunda, Arçelik ve Özak Global Holding'in desteği ile gerçekleştirilen etkinlikte, EGD üyeleri ile siyaset ve iş dünyasından isimler bir araya geldi. EGD Başkanı Celal Toprak, etkinlik kapsamında bu işbirliğinin zirve yaptığını dile getirerek, buluşmada hem ekonomiye ilişkin durum değerlendirmesinde bulunduklarını hem de iş dünyası ile ekonomi gazetecilerini bir araya getirdiklerini ifade etti. Etkinlikte, Türkiye ekonomisine yaptıkları katkılar dolayısıyla Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Sevim Arsel ve Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar'a şükran plaketi verildi. Arsel'in plaketini Koç Holding Medya ilişkileri Müdürü Yeliz Öz Kara, Yaşar'ın plaketini ise Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nur Demirok aldı. 18 Ekim'de hayatını kaybeden Eti Şirketler Grubu Onursal Başkanı Firuz Kanatlı adına verilen vefa plaketi ise Eti Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Bayrakdar'a takdim edildi.

Ardından ekonomi basınında 20 yılını dolduranlara da plaketleri takdim edildi. Para Dergisi'nden Serdar Ayrenk, Yasemin Güneş ve Ersan Çıplak'ın da plaket aldığı gecede meslekte 20 yılını dolduran diğer isimler şunlar oldu: "Anadolu Ajansı'ndan Harun Bahçıvan, Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun, Jülide Yiğittürk Gürdamar,

Özlem Ermiş Beyhan, Kamil Eser, Ebru Sungur, Yasemin Salih, Dürdane Kırçuval ve Sergül Keskin, Türkiye Gazetesi'nden Ömer Faruk Bingöl, Yeni Akit'ten Mehmet Canıtatlı, Sözcü'den Recep Genel ve Hamit Varol, Star'dan Yaşar Kızılbağ, Patronlar Dünyası'nda Cihan Orhan, Sabah'tan İbrahim Acar ve Feride Cem, Hürriyet'ten Emre Özpeynirci, NTV'den Melda Yücel Kocaalp, internethaber.com'dan Hadi Özışık, Derin Ekonomi Dergisi'nden Mehmet Ali Doğan, Takvim'den Çığıl Ön Yener, Ekonomist'ten Talip Yılmaz, ihlas Haber Ajansı'ndan Ömer Kılıç, Akşam'dan ufuk Korcan, Bizim Gazete'den Cemal Güler."

Yeni torba yasa tasarısı

Yeni torba yasa tasarısı yatırım, üretim ve istihdamı artıracak bir dizi önlem içerecek. Makine teçhizat yatırımlarına KDV muafiyeti, otomotiv üretimine ÖTV indirimi gelecek. İstihdam seferberliği 2020’ye kadar devam edecek...

HÜKÜMET, yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı artıracak hamlelere yoğunlaştı.

Davos Zirvesi’ne katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 100’den fazla yerli ve yabancıya Türkiye ekonomisini ve yatırım fırsatlarını anlatırken, Maliye Bakanı Naci Ağbal üretim, yatırım, ihracat ve istihdama yönelik düzenlemeler içeren yeni torba yasa tasarısının detaylarını paylaştı.

Ağbal’m verdiği bilgiye göre, torba yasa tasarısıyla istihdam seferberliği 2020’ye kadar sürecek. Sosyal güvenlik primleri, gelir ve damga vergisi devlet tarafından karşılanacak. İmalat ve bilişim sektörüne daha yüksek istihdam teşviki verilecek. Makine teçhizat harcamaları desteklenecek. Otomotiv sektörünün imalat aşamasında araca takılan teçhizatla ilgili ÖTV iadesi talebi yerine getirilerek, üretim maliyetleri aşağı çekilecek. Asgari ücret yılbaşında açıklanmış olan tutarın altma inmeyecek.

MAKİME YATIRIMIMA TEŞVİK

Bakan Ağbal yaptığı açıklamada, yeni torba yasa tasarısı taslağı üzerinde çalıştıklarım vurgulayarak, bu süreçte diğer bakanlıkların da yasal düzenleme önerilerinin ortaya çıktığım dile getirdi. Ağbal, düzenlemeyi bu hafta Bakanlar Kurulu’na sunup, ardından Meclis’e göndermek suretiyle hayata geçirmeyi istediklerini kaydetti. Ağbal, 2018 ve 2019’da teşvik belgeli olmasa dahi makine teçhizat alımlarma KDV istisnası getirmek istediklerini yine 2018 ve 2019 yıllarında arge merkezlerine alınacak makine ve teçhizatlar ile arge ile doğrudan ilişkili alımlara KDV istisnası yoluyla destek vereceklerini aktardı.

Torba yasa tasarısında kamu taşınmazlarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin düzenlemenin yanı sıra, sporun teşviki için birtakım düzenlemeler de yer alacak.

OTOMOTİV ÜRETİMİNE DESTEK

Otomotiv sektörüne yönelik, yerli otomotiv sektöründe üretim maliyetlerini aşağı çekecek, ÖTV kaynaklı birtakım vergi yüklerini ortadan kaldıracak düzenlemelerinin olacağını söyleyen Ağbal, ihracatın lokomotif sektörü haline gelen otomotivde yerli üretimi destekleyecek çabalar gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Ağbal, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş hayatını kolaylaştıracak, işverenlerin sosyal güvenlik kuramlarına yükümlülüklerini azaltacak, Ekonomi Bakanlığı’mn da hizmet ihracatı başta olmak üzere ihracatı destekleyecek önerileri olduğunu paylaştı.

Hazine Müsteşarlığının Bireysel Emeklilik Sistemi’nin daha gelişmesi noktasında sisteme ilave birtakım destekleyici düzenlemeler getirdiğini dile getiren Ağbal, konut hesabında devlet desteği oranın artırılması, konut edinim aşamasında harçların düşürülmesi veya kaldırılması gibi bir takım destekleyici önerilerin bulunduğunu kaydetti.

10 BİN KOBİ'YE MÜJDE

Yaklaşık 10 bin KOBİ’yi ilgilendiren bir müjde de Ekonomi Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre döviz kazandırıcı hizmetler sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler Türk Exim-bank destekleri kapsamına alındı. Ekonomi Bakanlığından yapılan açıklamada, Eximbank’m ihracatın ve döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanında, ürün ve hizmet çeşidini artırmak amacıyla yeni düzenlemeleri hayata geçirmeye devam ettiği vurgulanarak, “Banka tarafından yapılan son düzenleme ile döviz kazandırıcı hizmetler sektöründe faaliyet gösteren KOBÎ’lerin, Bankanın kullandırdığı düşük maliyetli kredi imkanlarından daha fazla yararlanmalarının sağlanması amacıyla KOBİ tanımının kapsamı genişletildi” denildi. Böylece, döviz kazandırıcı hizmetler sektöründe faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki yaklaşık 10 bin firma daha bankanın avantajlı kredi imkanlarından yararlanabilecek.

CAZİBE MERKEZİ ŞARTLARI DEĞİŞTİ

Cazibe Merkezleri Programı kapsamındaki 23 ilde, özel sektör tarafından yapılacak imalat sanayi, çağrı merkezi ve veri merkezi yatırımlarının desteklenmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi. 25 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle, Cazibe Merkezi Programı’nın kapsamı daraltıldı. Karara göre, program kapsamındaki illerde desteklenmesine karar verilen yatırımlar, Cazibe Merkezleri Programı Değerlendirme Komitesi tarafından uygun bulunması halinde enerji desteği ile Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında sağlanan destek unsurlarından 6. Bölge şartlarında, uygulanan oran ve sürelerle yararlanacak. Böylece söz konusu yatırımlarda gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisinden 6. Bölge oran, süre ve şartlarında yararlanabilecek. Bu desteklere ilave olarak ise işletmeye geçilmesini müteakip gerçekleşen sabit yatırım tutarının yüzde 25’ini aşmamak üzere aylık elektrik enerjisi giderlerinin azami yüzde 30’u üç yıl süreyle işletme bazında 10 milyon TL’ye kadar “enerji desteği” olarak sağlanabilecek. “Cazibe Merkezleri Değerlendirme Komitesi”nde, programın koordinasyonundan sorumlu Ekonomi Bakanı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Kalkınma Bakam ve Maliye Bakanı yer alacak.

SABİT YATIRIM TUTARI

Karar kapsamında desteklenecek imalat sanayi yatırımları için 2 milyon TL’lik asgari yatırım şartı Tunceli, Bayburt, Ardahan, Gümüşhane, İğdır ve Erzincan illeriyle sınırlı olacak. Asgari yatırım şartı Hakkari, Bingöl, Kars, Siirt, Bitlis, Muş ve Şırnak’ta 4 milyon TL, Ağrı, Batman, Elazığ, Adıyaman, Erzurum, Malatya, Mardin, Van, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da 5 milyon TL olarak uygulanacak. Çağrı merkezi yatırımlarında destek unsurlarından yararlanabilmek için ise yatırımın asgari 200 kişilik istihdam sağlaması gerekecek. Belirlenen uluslararası standartlan sağlayan veri merkezi yatırımlarında da merkezin asgari 5 bin metrekare beyaz alan (standartlara uygun veri merkezi alanı) ihtiva etmesi gerekiyor.

Programın yürürlüğe girdiği ilk tarih olan 22 Kasım 2016 tarihinden itibaren yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri de bu program kapsamındaki desteklerden yararlanabilecek. Desteklenmesi uygun bulunan yatırımlar için son müracaat tarihi 31 Aralık 2020 olacak.

DÖVİZLE BORÇLANMA

Hükümet reel sektörün döviz borçlanmasını kurala bağladı. Döviz cinsi kredilerde yeni dönem 2 Mayıs 2018’te başlayacak. Dövize endeksli TL kredi dönemi kapanacak. Türkiye’de yerleşik kişilere yurtdışından ve yurtiçinden dövize endeksli kredi kullandırılmayacak. Reel sektörün döviz kredisi ile borçlanması döviz gelirine göre mümkün olacak. Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2 Mayıs itibarıyla yürürlüğe girecek olan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı’na göre döviz geliri olmayan Türkiye’de yerleşik kişiler, yurtdışından ve içinden bazı istisnalar dışında döviz kredisi temin edemeyecek. Bu istisnalar arasında kamu kurum ve kuruluşları, bankalar ile Türkiye’de yerleşik finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketlerinin kullanacakları döviz kredileri yer alacak. Türkiye’de yerleşik gerçek kişiler yurtdışından ve içinden döviz kredisi kullanamayacak.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dövizle borçlanmaya sınırlamanın kurda oynaklığı ve risk primini azaltacağını, enflasyon dinamiklerini iyileştireceğini söyledi. Şimşek yaptığı açıklamada, Türkiye’de dövizle borçlanan 28 bin şirketin 26 bininin KOBİ olduğunu belirterek, bu şirketlerin kur riski yönetme kabiliyetlerinin neredeyse hiç olmadığını vurguladı. Bundan sonraki adımın büyük şirketlere yönelik olduğunu ifade eden Şimşek, “Yaklaşık 2 bin 118 büyük ölçekli şirket var ve bunların açık pozisyonu yaklaşık yüzde 80” dedi.

Dolar/TL paritedeki gelişmelerden etkileniyor

Bu yılın başından beri euro/dolar paritesi yaklaşık yüzde 3.5 değer artışı yaşarken, dolar/TL kurundaki düşüşün yüzde 1 civarında kalması, TL'nin mevcut konjonktürden yeterince faydalanamadığını gösterdi. Diğer gelişmekte olan ülke kurlarına baktığımızda ise birçok para biriminin TL'den daha iyi bir performans sergilediğini görüyoruz. Bu durum Borsa İstanbul'da tarihi zirveler görülürken TL'nin diğer para birimleri karşısında bu coşkuya katılamadığını gösteriyor. Küresel risk iştahının düşmesi ya da gelecek hafta Fed toplantısı sonrası faiz artışı beklentisi nedeniyle tüm kürede ibrenin yeniden dolara dönmesi olasılığını göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyoruz.

Bu durum devam eden Afrin operasyonu ile birleşince olası bir riskten kaçış senaryosunda TL'nin zayıflamasına neden olabilir. Bu nedenle biz kısa vadede dolar/ TL'de aşağı yönlü potansiyelin daha sınırlı olacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta euro/dolar paritesindeki yükselişin de etkisi ile 3.72'li seviyelerin altını test eden dolar/TL'de, Trump'ın güçlü dolar söylemi ile birlikte ibre yeniden yukarıya döndü ve kur hafta sonuna girerken 3.75 civarını test etti. Trump'ın bu açıklamasının yansımasının ve bu hafta Fed'e yönelik beklentilerin dolara güç verebileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle aşağıda bu ay içinde ikinci kez test edilen 3.73 civarındaki rakamların güçlü destek oluşturacağını düşünüyoruz. Yukarı yönlü hareketlerde ise ilk olarak 3.8050 ve devamında geçtiğimiz hafta başında Afrin operasyonu haberleri ile teste dilen 3.85’in yeniden hedefe girebileceğini düşünüyoruz.

BIST-100 rekor tazelemeye devam ediyor

BIST-100 endeksi haftaya pozitif bir açılışla başlayarak hafta içinde 115.288 ve 120.452 arasında volatil bir seyir izledi.

Haftanın ilk gününde yukarı yönlü açılan endeks alıcılı bir seyir izledi. Salı ve Çarşamba günü devam eden alıcılı seyrin Perşembe günü en yüksek 120.320 seviyesi görüldükten sonra bir miktar baskılandığı görüldü. Cuma günü devam eden pozitif seyir ile endekste tarihi zirve olarak 120.700 seviyesi görüldü. Hafta başından itibaren yukarı yönlü hareket eden endeksin yeni en yüksekler yaparak yukarı yönlü hareket ettiği görülüyor. Haftalık ve günlük grafiklerde kısa vadeli hareketli ortalamalar yükseliş ivmelerini koruyor. Kısa vadeli trend göstergeleri ise yukarı yönlü hareketi destekler mahiyette yukarı yönlü seyirlerine devam etmektedir. Önümüzdeki hafta içinde geçtiğimiz hafta kapanışının üzerine geçilerek bu seviye üzerinde kalıcılığın korunabilmesi endekste yön konusunda belirleyici olacaktır. Bu durumda 121.200 ve 122.400 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise kısa vadede 118.400 desteği önemli iken bu seviyenin altında orta vadeli destek olarak geçtiğimiz hafta başında oluşan boşluğun da doldurulacağı 117 bin seviyesini takip ediyor olacağız.

Küresel iyimserlik ve BIST'te zirve yürüyüşü

Bu hafta Fed’e yönelik beklentiler dolara güç verebilir. Bu nedenle düşüşte 3.73 güçlü destek, yükselişte 3.85 yeni hedef olabilir. Borsada ise haftalık ve günlük kısa vadeli hareketli ortalamalar yükseliş ivmelerini koruyor...

KÜRESEL ölçüde risk iştahı yüksek seyrederken, yurtiçinde de geçtiğimiz haftalarda yurtiçinde dalgalı bir görünüm oluşmasına neden olan jeopolitik risklerin, başlayan operasyona rağmen etkisinin azaldığını görüyoruz. Bunda şu ana kadar uluslararası toplumun önemli aktörlerinden operasyon için itidal çağrıları dışında önemli bir tepki gelmemesi hatta bazı müttefiklerimizden Türkiye’nin tezlerini destekleyici mesajlar gelmesinin etkili olduğunu söylemek mümkün. Piyasanın en fazla merak ettiği konuların başında yer alan ABD’nin operasyona tepkisinin ne olacağı ise, yapılan çok sayıda açıklama ve geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında gerçekleştirilen telefon görüşmesine rağmen netlik kazanmış değil.

Afrin’de güvenli bölge oluşturulması, olası bir Mümbiç operasyonunda bölgedeki ABD askerlerinin durumu ve hatta ABD’nin görev sahası içinde olan Fırat’ın doğusundaki terör yapılanması konusunda nasıl bir aksiyon alınacağı henüz netleşmiş değil. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma günü yaptığı açıklamada. Zeytin Dalı Harekâtı’yla ilgili “Münbiç’i de teröristlerden arındıracağız. Münbiç’in sahibi bu teröristler değildir. Ardından Irak sınırına kadar tüm terör unsurlarını temizleyeceğiz” ifadelerine yer verdi. Bu açıklama Fırat’ın doğusuna her an bir operasyon başlayacağını işaret etmiyor olsa da ABD ile müzakerelerin ve görüş aykırılıklarının devam ettiğinin ifadesi oldu. Harekât öncesinde olduğu gibi harekât sürecinde de ABD yönetiminden gelen farklı açıklamalar ve başkan düzeyinde dahi olsa Türkiye’nin endişelerini içeren açıklamaların bölgede aksiyona dönüşmüyor olması iki ülke arasındaki tansiyonun yüksek seyredebileceğini gösteriyor.

YENİ REKORLAR İÇİN GÖZLER YURTDIŞINDA

Başlayan sınır ötesi operasyona rağmen Borsa İstanbul’un yeni rekorlar kırmasını sağlayan atmosferin devamı için küresel ölçüde risk iştahının yüksek seyretmeye devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bizim piyasalarımız ile birlikte başta her gün yeni rekorlar kıran ABD endeksleri olmak üzere yurtdışı endeksleri de yakından takip etmek gerekiyor. Bu endekslerde olacak bir düzeltme hareketi ve risk iştahındaki bir düşüşün, şu ana kadar olumsuz haber akışına karşı direnç gösteren Borsa İstanbul’un direncini kırabileceğini ve satışların da yükselişte olduğu gibi sert olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu endekslerde satışları getirebilecek ana konulardan biri ise son dönemde artan ABD faizleri ile küresel ölçüde değer kaybeden doların neden olabileceği bir kur volatilitesi olabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle yurtdışı hisse endeksleri ile birlikte ABD faizleri ve parite hareketlerinin de yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

DOLARIN ZAYIFLIĞI DEVAM EDER Mİ?

Doların uluslararası piyasadaki değer kaybının etkisi ile son üç yılın zirvesinde bulunan Euro/Dolar paritesi geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin açıklamaları sonrası 1.25’in üzerini test ederek bu dönemin zirvesine ulaşmış oldu. Draghi’nin açıklamalarında euro’daki volatilitenin belirsizlik yarattığını vurgulaması ve faiz oranlarının uzun süre boyunca mevcut seviyelerde kalmasını beklediklerini dile getirmesine rağmen, piyasa Draghi'nin ekonomik büyümenin beklenenden güçlü olduğunu söylemini ön plana çıkarmayı tercih etti. Aynı günün akşamında ise ABD Başkanı Trump Davos’ta “Dolar daha da güçlü olmaya gidiyor ve en nihayetinde güçlü bir dolar istiyorum” ifadelerini kullandı. Bu açıklama sonrası paritede düşüşler görülse de henüz net bir dönüş işareti alınabilmiş değil.

Bu hafta 30-31 Ocak’ta gerçekleşecek olan Fed Açık Piyasa Komitesi toplantısında çıkacak mesajların önemli olacağını düşünüyoruz. Fed’den bu toplantıda bir faiz artışı beklenmese de mart ayında yapılacak bir faiz artışına ışık yakılacağını düşünüyoruz. Bu durumun dolara tekrar güç vermeye başlayacağını düşünüyoruz. Paritede olası bir ihracat gelirleri euro ağırlıklı olan birçok şirket için olumsuz olabileceğini, bunun da endeksi baskılayabileceğim göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Fed'e yönelik beklentilerde güçlü bir değişim var mı?

Hayır yok. Bitişikte önemli bir grafik var, opsiyon fiyatlarından hesaplanan olasılıklar. Dolarda faiz riski taşıyan uluslararası bankaların çok yoğun kullandığı bir piyasadır burası. Buna göre, piyasa katılımcılarının Fed’in yıl genelinde faizleri iki kez artırmasına (0.25 puanlık adımlarla) kesin baktığını, üçüncüsüne de bir miktar ihtimal verdiğini gözlemliyoruz. Ezcümle, öyle radikal bir faiz artırımı beklentisi yok. Zaten tehlike de burada. Piyasa aktörleri dört adet faiz artırım beklentisini satın almaya başladığında ABD 10 yıllık Hazine faizleri yüzde 3.00 eşiğini geçer. Bu da gelişen ülke para birimleri için büyük bir tehdittir.

TL'de durum nedir?
Bütün gelişen ülke para birimlerinde değer kazanma süreci yaşanıyor. Dolar/TL kurunda da bir miktar gerileme oldu. Ama “TL gerçekte değer kazandı mı yoksa kaybetti mi” sorusunun cevabı dolar/TL kuruna bakılarak verilmez. Döviz sepetine bakmak gerekir (dolar ve euro kurlarının basit aritmetik ortalaması). Grafiği hemen yanda... Buna göre Türk Lirası’nda çok hafif çapta bir değerlenme olmuş dış dünyadaki bunca iyimserliğe rağmen. Orta vadede 3.70-3.75 bandının (dolar kuru için) taban bölge olacağı yönündeki genel öngörümü korumaktayım.

ABD'de piyasa faizleri neden yükseliyor?

ABD Hazine faizlerindeki artış eğilimi gelişen ülke para birimleri için tehlike işareti veriyor. Döviz sepetinde TL’nin hafif değerlenmesi iyimserliğe yol açmamalı. Orta vadede dolarda 3.70-3.75 bandının taban olacağını öngörüyorum...

ABD'de piyasa faizleri neden yükseliyor?
Uzun bir süre “huzur bölgesi” olarak nitelendirdiğim yüzde 2.20-2.40 bandında dans eden ABD 10 yıllık Hazine faizleri son dönemde belirgin bir yükseliş eğilimine girdi. Trump’m vergi indirim paketini Kongre’den geçirmesi ve kepenk kapama hadisesinin de “mali uçuruma” düşülmeden aşılması iyimserliğe tavan yaptırdı. Haliyle,

ABD ekonomisindeki büyümenin 2018’de “ifrat-olması gerekenden fazla” bölgesine geçeceğine yönelik düşünceler kuvvetlenmeye başladı.

Bunun yansıması olarak, Fed’in fren pedalına biraz daha sık basmak zorunda kalacağına yönelik beklentiler güçleniyor. ABD 10 yıllık Hazine faizlerinde Fed’in daha çok faiz artırabileceği fiyatlaması yapılıyor, yükselişin nedeni bu. Kaygılanmalı mıyız? Evet. 10 yıllıklarda yüzde 2.70’in aşılması gerilim, yüzde 3.00’m aşılması da türbülans getirir. Maalesef ki iyimserlik sarhoşluğu var her yerde ve herkeste. Ölüyü mezardan çıkarma gayretiyle saçılan bol ve ucuz para uyuşturdu beyinleri. Tozpembe raporları kaleme alanların çoğu bırakın 2008-2009 krizini, doğru düzgün bir mali kriz bile yaşamadı. Unutulmamalı ki göstergelerin en iyi olduğu an en tehlikeli andır.

ABD'de piyasa faizleri yükselirken dolar nasıl değer kaybedebiliyor?

Euro/dolar paritesi 1.23’ün üzerinde işlem görmeye başladı. Paritenin geçen yılın son günlerinde 1.18 düzeylerinde olduğu göz önüne alınırsa dolarda çok sert bir değer kaybının çok kısa bir sürede yaşandığını söyleyebiliriz. Hem de doların piyasa faizinin yükseldiği bir dönemde. Ama resmin önemli bir parçası eksik kalıyor konuya sadece ABD cephesinden yaklaşınca. Aynı dönemde Avrupa ekonomisine yönelik beklentiler de hızlı bir şekilde olumluya döndü. Kimse ikna olmak ya da bu yönüyle yazmak istemiyor nedense. Ama Avrupa’da büyüme son yedi yılın en yüksek düzeyinde. Üstelik göstergeler büyümenin “aşırı” bölgeye geçtiğine işaret ediyor. Evet, Avrupa’da da...

O halde ECB’nin (Avrupa Merkez Bankası) de ayağını artık gaz pedalından çekip fren pedalına koyması gerekiyor. İşte, bu beklentiler artık piyasalara yansımaya başladı. ABD 10 yıllık Hazine faizlerinin yükseldiği dönemde Alman 10 yıllık Hazine faizleri de sert bir şekilde yükseldi, bitişikteki grafikte görülüyor. ABD’de enflasyon yükseliyor ve piyasa faizleri yükseliyor. Ama Avrupa’da da enflasyon yükseliyor ve piyasa faizleri yükseliyor. İki tarafı bir arada değerlendirdiğimizde dolardaki değer kaybım açıklamak biraz daha kolay olur. Fed’in fren meselesi yıllardır piyasa gündeminde. Ama ECB’ninki daha yeni. İkincisi ağır bastı haliyle ve euro dolar karşısında değerlendi. Peki, parite nereye kadar gidebilir? 1.2570 yılın bütünü için tepe seviye olmaya aday. O halde, varlıklar söz konusu olduğunda euro’dan dolara geçişe, borçlar söz konusu olduğunda da dolardan euro’ya dönüşe hazırlanmak gerekir. En azından yavaş yavaş...