26 Kasım 2021 Cuma

Hunca'dan yeni haberler

 Türkiye'nin kozmetik devlerinden Hunca'nın konkordato ilan ettiği ağustos ayında medyaya yansımıştı. Geçen haziranda yapılan seçimde Galatasaray Kulübü başkan adayı olan Tunçer Hunca, sahibi olduğu 200 milyon lira cirolu Hunca Kozmetik dahil 3 şirket için konkordato talep etmişti. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, o dönem Hunca Kozmetik AŞ ile grup şirketleri Hunca Ambalaj AŞ ve Hunca Life Kozmetik Pazarlama AŞ ve şirket hissedarları Tuncer Hunca, Zeynep Hunca ve Esra Yıldızoğlu için 3 aylık geçici mühlet kararı vererek koruma altına almıştı. Öğrendiğimize göre mahkeme heyeti 3 aylık geçici mühlet süresini yeterli görmemiş ve uzatmış. Konkordato süreçlerinde ilk geçici mühlet kararından sonra genelde 1 yıllık kesin mühlet süresi verilir. Ancak burada mahkeme heyetinin takdiri 2 aylık daha ek süre verme yönünde olmuş. Kesin mühlet kararı için yeni yılın ilk günleri verilmiş. Ocak ayının ilk haftasında tekrar durum değerlendirmesi yapılarak kesin mühlet kararı verilecek. Eğer mahkeme 1 yıllık kesin mühlet kararı verir ise Hunca Kozmetik, 2022 yılını mahkemenin atadığı komiserler denetiminde geçirecek. Ünlü kozmetik markasının temeli 1957'de Adnan Hunca tarafından atıldı. Adnan Hunca'nın 2017'de vefatı J2 sonrası grup ikinci kuşaktan isimlerin yönetimi HUNCA" a|tında. Hunca, Türkiye'de ilk kez erkek parfümü ve saç kremi üretimini yapması ile biliniyor. Bundan 20 yıl kadar önce Çerkezköy'de kurulan fabrika, Balkanlar ve Orta Doğu'nun en büyük kişisel bakım ürünleri fabrikasıydı. Hunca ürünleri 140'a yakın ülkeye ihraç ediliyor.

Jolly Tur, yurt dışına açılıyor

2022 Erken Rezervasyon kampanyasını başlatan Jolly Tur, 35'inci yaşını kutlayacağı bu yıla çok güçlü bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete vardar, pandemi etkisine rağmen büyümelerini sürdürdüklerini, yurtiçi otel satışlarında 2019 yılına göre kişi sayısında yüzde 30, ciroda ise yüzde 80 büyüme oranı yakaladıklarını açıkladı. Vardar'ın açıklamasına göre Jolly, 2022 yılında da yüzde 60 büyüme hedefliyor.

Erken rezervasyon fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 20-25 artışla başlayacağını anlatan vardar, "Bu fiyat artışı sezonda yüzde 50-60'ları bulacak gibi görünüyor.

Erken rezervasyon dönemini fiyat ve yer bulma avantajı olarak değerlendirmeli" diyor. Başkan Yardımcısı Mert Vardar da 2022 yılının kendileri için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Bu yıl 35'inci yaşımızı kutluyor olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

1 Ocak itibariyle Jolly markasını yurtdışına da taşıyoruz" diye konuşuyor. Hali hazırda 26 şehirden kültür turu yaptıklarını anlatan Mert Vardar, "Şimdi bu turlara gurbetçileri de dahil edeceğiz.

Yeni operasyonla, gurbetçileri yurtdışından uçak bağlantılarıyla getirerek, 26 şehirdeki kültür turlarını lanse edeceğiz" diyor.

Türkiye'nin ilk lüks giyim kiralama portalı

 

Bu kez meslektaşlarımızdan birisinin girişim hikayesini aktaracağız. Gözde Atasoy'u Kanal D ve CNN Türk ekranlarından tanırız. 12 yıldır medya sektöründe olan ve ana haber sunuculuğu yapan Atasoy kendi isteği ile medyadan ayrılarak girişimci olmuş. Ortağı Ayşe Kefli ise 12 yıldır fon şirketlerinde proje finansman ve iş geliştirme alanlarında yöneticilik yapmış, iki genç girişimci kadın Türkiye'de bir ilke imza atmak için yola çıkmışlar, "Aylık Lüks Kiralık Kıyafet Aboneliği" modelini Türkiye'ye getirmiş ve UnoMoi. com adıyla internet sitesi kurmuşlar. Şimdilik piyasadaki ilk ve tek örnek. Müşteriler siteye girip seçtikleri dört ürünü, sabit bir ücret karşılığı bir ay boyunca kiralayarak sınırsız kullanım hakkına sahip oluyor. Envanteri, ulaşılabilir lüks segment olarak tanımlanan ve orijinal mağaza satış fiyatları 1.500-3.000 TL arasındaki ürünleri kapsıyor. Modanın Netflix'i olarak kabul edilen iş modelinde abone olanlar aylık ortalama 549 TL'ye e ürünleri sınırsız kullanabiliyor. Kurye ve kuru temizleme hizmeti de paket fiyatına dahil. Seçilen ürünler müşterilere, detaylı bir kuru temizleme ve kalite kontrol sürecinin ardından özel UnoMoi elbise çantaları içinde kurye tarafından teslim ediliyor. Ay sonunda yine kuryeler tarafından teslim alınıyor. Aboneler diledikleri an, hiçbir ek ücret ödemeden aboneliklerini kolayca iptal edebiliyor. Proje kısaca Amerika'da 9 milyon üyesi ve şirket değeri 1 milyar dolar olan, dünyada "Netflix of Fashion" olarak bilinen "Rent the Runvvay" sitesinin replikası. Buradaki tek hedef para kazanmak değil.

UnoMoi ile bir nebze israfın önüne geçilmesi de amaçlanıyormuş. Hem de kadınlara "Akıllı Alışveriş Modeli" ile bütçeleri kapsamında satın alamayacakları lüks segment ürünleri kullanım hakkı sunuyorlarmış. Tüm dünyada kadınların dolaplarındaki kıyafetlerin yüzde 80'ini hiç giymedikleri tahmin ediliyor. Böylece, hızlı modanın ve tüketim çılgınlığının çevreye verdiği zarara da bir nebze de olsa "dur" denmiş olacakmış. Bu uygulama melek yatırımcıların da dikkatini çekmiş. Hazır giyim sektörünün önemli markalarından Gizia'nın patronu İsmail Kutlu, Yemeksepeti'nin kurucusu Nevzat Aydın, Eren Invesment adına Can Eren girişime ilk yatırımı yapmış. UnoMoi ilk yatırım turunu 400 bin dolarla tamamlamış.

7 Kasım 2021 Pazar

Dünya Bebekleri Sergisi

RAHMİ M. Koç Müzesi, 28 EylüPden itibaren ‘Dünya Bebekleri Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. Rahmi M. Koç Müzesi’nin üç yıla yayılan kapsamlı ve titiz bir hazırlık sürecinin ardından Rahmi M. Koç Müzesi Restoratörü Serra Kanyak’ın küratörlü-ğünde gerçekleştirdiği “Dünya Bebekleri Sergisi”, 18’inci yüzyılın ahşap bebeklerinden Anadolu’nun bez bebeklerine, Asya ve Afrika inanç bebeklerinden moda bebeklerine, korku bebeklerinden geleneksel dünya bebeklerine, otomat bebeklere kadar literatüre girmiş farklı bebek türlerini özel bir seçki ile sunuyor. Sergi, hem bebek kavramının tarih öncesinden bu yana kullanım amaçlarını anlatıyor hem de yüzyıllar içinde bebek sanayisinin geçirdiği büyük dönüşüm ziyaretçilerin deneyimine açılıyor. Müzenin kurucusu Rahmi M. Koç, “Dünya Bebekleri Sergisi”nin hayata geçmesine öncülük etti. Kişisel koleksiyonunda bulunan bebekleri sergilenmesi için projeye dahil eden Koç, bu süreçte yurt dışına yaptığı seyahatlerde de eksiklerin tamamlanması için çeşitli bebekler satın aldı. Koç’un kişisel koleksiyonunda 18’inci yüzyıl Napoliten bebekleri, 19’uncu yüzyıl Asya bebekleri ve kuklaları ve 20’nci yüzyılın başına tarihlenen kıymetli porselen bebekler, otomat bebekler, Santon bebekler ve kuklalar bulunuyor. Müze, salı-cuma 10.00 - 17.30, cumartesi-pazar 10.00 - 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Yepyeni bir sanat merkezi

 Geçtiğimiz günlerde yeni açılan G&G Sanat Merkezi, Çağdaş resim sanatının Türkiye’de ki önemli temsilcilerinden Devrim Erbil’ in “Çeşitlemeler” temalı sergisini 2 Kasım tarihine kadar izleyicilerle buluşturuyor. Ressam Güher Elçiçek tarafından açılan G&G Sanat Merkezi, yepyeni bir heyecanla, sanata öncülük ederek Anadolu yakasının önemli merkezlerinden olmaya aday. ilk açılış sergisini, Türk resminin en önemli temsilcilerinden olan Devrim Erbil’in ‘Çeşitlemeler’ sergisi ile yapan galeri mekanında, sanatseverler, sanatçının çeşitli dönemlerine ait pentür, baskı ve hah eserlerinden oluşan geniş bir seçkiyi izleyecekler. Anadolu yakasında Çiftehavuzlar’ da Beyaz Köşk’ de açılan merkez, yıl boyunca sergiler, seminerler, workshoplar, söyleşiler ve kurslarla sanatseverlere ve genç yeteneklere kapılarını açacak. Merkez, Türk ve dünya sanatının önemli isimleri ile gerçekleştirilecek sergilerin yanı sıra, resim, seramik, gravür atölyeleri ile birlikte sanatseverlerin hizmetine açılmış olacak. Bünyesinde nitelikli eserleri barındıracak ve bunları sanatseverlere ulaştıracak. Sanatseverler Beyaz Köşk’ün her katında farklı disiplinlerle buluşarak, yüzyıllık çam ağaçları bulunan bahçesinde rahatlıkla kahvelerini yudumlarken, sanatçılarla sohbet olanağı bulacak, isterlerse çeşitli kurslara da katılabilecekler.

Salon gösterimlerine geri dönüş

 

Pera Müzesi Film ve Video Programları, dizilerden oluşan programı Arkası Şimdi! ile salon gösterimlerine geri dönüyor. İnternet yapımlarının giderek arttığı, büyük film festivallerinin dahi yarışma bölümleri oluşturduğu bir format olarak diziler, son yıllarda birçok önemli yönetmenin de filmografisine girmeye başladı. İlki 2019'da gerçekleştirilen Arkası Şimdil'nin ikinci programında, Avustralya ve ABD'den, yapım yılı 2014'ten 2018'e yayılan beş dizi izleyicilerle buluşuyor. Stand-up gösterileri Nanette ve Douglas ile tanınan AvustralyalI komedyen Hannah Gadsby, Hannah Gadsby’nin OZ'u adlı yapımda, ülkesinin ulusal kimliğini keşfe çıkıyor. Keskin zekâsı ve her şeyin derinine inme arzusuyla kıtanın dört bir yanını dolaşan Gadsby, bu sürecin sonunda Avustralya kimliğine dair bilinen her şeyi baştan tanımlıyor. Ödüllü filmi 52 Salı ile çok konuşulan Sophie Hyde’ın imzasını taşıyan Lanet Adelaide, Güney Avustralya'nın Adelaide şehrinde yeniden bir araya gelen bir ailenin hikâyesini anlatıyor. Karşınızda, Desmondo Ray! ise karanlık bir dünyada aşkı arayan tuhaf bir adamın hikayesini konu alıyor.

Kadın sinemacılardan dizi skeçler

Yönetmen Shaina Feinberg, kadınlar ve kuirlerden oluşan bir arkadaş grubunu odağına alan Dinette dizisinde, gerçekleri sakınmadan söyleyen bir oyuncu kadrosuyla kırılgan maskülinite ve patriyarka konularını skeçler halinde işliyor. Sarah Silverman'ın yapımcılığını üstlendiği Lütfen Anla Beni ise her bölümde birbiriyle taban tabana zıt iki komedyeni gerçek bir terapist ile karşı karşıya getiriyor. Program, 23 Ekim'e kadar Pera Müzesi'nde ücretsiz izlenebilir.

Turkcell Bulut'la verileriniz hep güvende!

 

Turkcell Dijital İş Servisleri, dijital dönüşüm yolculuklarındaki şirketlerin “Güvenilir Teknoloji Ortağı”. İş dünyasına maliyetleri azaltma ve yeni gelir kaynaklarına erişim için gereken ürün/çözümleri sağlıyor. Bu dönüşümün en başında ise Turkcell Bulut hizmeti yer alıyor...

ŞİRKETLER içinde bulunduğumuz süreçte iş sürekliliğini sağlamak amacıyla teknoloji gücünden daha fazla yararlanmaya başladı.

Sürdürülebilir rekabet gücüne erişmek için dijital dönüşüm çalışmalarına önceden başlamış olanlar, hızlıca yeni çalışma modellerine uyum sağladı. îş sürekliliği bir şirketin belirsiz bir süre boyunca tam kapasite ile çalışması gereken sürekli esnekliğe kaydı, işletmelerin uzaktan çalışmaya devam edebilmek için dosyalara erişim sağlamaları yeterli değildi, aynı zamanda iş uygulamalarının da istikrarlı ve güvenli şekilde bulut tabanlı çalışmalarını sağlamaları gerekti. IT liderlerine göre bunu başarmanın tek yolu bulut teknolojileri. Değişimin gerekliliğini fark eden bazı şirketler geç kalmadan bu süreçte geleneksel IT yönetim süreçlerinde ve teknolojik altyapıda yaptıkları geliştirmelerle esnek, yeni nesil, bulut tabanlı sistemlere geçiş yaptılar. Bağımsız araştırma kurumlarının yaptığı birçok araştırma da bu durumu destekliyor ve gösteriyor ki dünyada ve ülkemizde bulut yatırımları artarak devam ediyor.

VERİLERİNİZ GÜVENDE

Bulut teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte şirketlerin ciddi kazanımlar elde ettikleri biliniyor. IT altyapı yatırım maliyetlerinde, fiziki alanlarda, enerji tüketiminde, iş gücünde tasarruflar sağlamakla birlikte bilgi güvenliği, performans, sürdürülebilirlik, ölçeklenebilirlik, hızlı kurulum ve kolay yönetim gibi avantajlar da sağlıyor.

Bulut teknolojileri sayesinde hayatımıza bu dönemde giren uzaktan çalışma modelleri, Online toplantılar ve dijital ortamda sunulan diğer hizmetlerin yönetilmesi, sunulması ve kaynakların paylaşımı çok daha kolay hayata geçirildi. IT altyapı ve verilere güvenli bir şekilde her yerden erişim sağlarken KVKK'ya uyum da önemli gereksinimlerin başında yerini aldı.

Bilgi güvenliğini tescilleyen ISO 27017 Bulut Bilgi Güvenliği Sertifikasına sahip olup, Türkiye’nin bu sertifikaya sahip ilk ve tek servis sağlayıcısı olan Turkcell, bulut hizmetini ülkenin farklı bölgelerinde bulunan veri merkezlerindeki tam yedekli altyapılardan sağlıyor. Böylece iş sürekliliğini sağlayacak en yeni teknolojiler, yatırım maliyetini üstlenmeden Turkcell Bulut üzerinden kullanılabiliyor.

BENZERSİZ DİJİTAL MÜŞTERİ DENEYİMİ

Relansmanı gerçekleştirilen turkcellbulut.com.tr platformu, TurkcelPin teknoloji gücünü hissettirerek, bulut hizmetlerinin sunduğu kolaylık, esneklik ve ihtiyacın anında karşılanmasını mümkün kılıyor. IT alanında uzman profiller ve mevcut bulut müşterileri ile yapılan analiz çalışmaları sonrası, kullanıcı deneyimi odağı ile ihtiyaçları hızlı ve sade tek ara yüzden karşılıyor. Kullanıcı dostu ekranlar ve takibi kolay işlem basamakları ile tasarlanan online Turkcell Bulut platformu, son kullanıcının yaşadığı zorlukların önüne geçerek dijital müşteri deneyimi sağlıyor.

Platform üzerinden sunulan altyapı ve uygulama hizmetleri, kullanıldığı kadar ödeme imkanıyla, istenilen kapasitede satın alınarak dakikalar içinde kullanılmaya başlanıyor. Bulut hizmetleri kapsammda Sanal Veri Merkezi, Sunucu Barındırma, PC Yedekleme, Yeni Nesil Sunucu Yedekleme gibi servisleri bulunuyor. Sanal sunucu veya Sanal Veri Merkezi hizmetlerinin kurulumu 8 dakika içinde gerçekleşiyor. Ayrıca sunucular üzerindeki kaynak değişikliği talepleri ise 5 dakika içinde hazır hale geliyor. Uçtan uca otomasyonu yapılmış bu entegre platform, kullanıcıların kendi kaynaklarını kendilerinin yönetmelerine de olanak sağlıyor. Böylelikle son kullanıcı aldığı ürünleri monitör ediyor, yeni ürünler hakkında bilgi ediniyor, ihtiyaç anında destek ekiplerine 7/24 ulaşabiliyor ve destek süreçlerinin şeffaflaşması sayesinde destek taleplerinin hangi durumda olduğunu izleyebiliyor. Şeffaflık prensibi ile kullanılan hizmetler açık ve net olarak faturalandırılıyor.

Şirketlerin iş sürekliliğini sağlamak, IT altyapı ve verilerini depolamak amacıyla tercih ettikleri Turkcell Bulut hizmetlerinden turkcellbulut.com.tr adresini ziyaret ederek veya Turkcell kurumsal müşteri temsilcinizle iletişime geçerek faydalanmaya başlayabilirsiniz.

"Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı"

Turkcell, Türkiye’nin en büyük veri işletmecisi olarak "Türkiye’nin verisi Türkiye'de kalmalı" vizyonunda öncülüğü üstleniyor. Uluslararası sertifikalandırılma kuruluşu olan Uptime Entitüsü’nden alınmış Tier-3 Tasarım ve Operasyon Sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip üçü yeni nesil, toplam sekiz veri merkezine sahip. Yerli ve milli ürünlerle destekli, doğal afet ve felaketlere karşı korunaklı, yeşil bina sertifikasyonuyla çevre dostu Turkcell Veri Merkezlerinde, şirketlerin verilerini ve İT altyapılarını güvenle saklayarak diledikleri yerden yönetebildikleri Turkcell Bulut hizmetini sunuyor.

TCMB’den güçlü faiz indirimi

 

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 200 baz puan indirimle yüzde 16’ya çekti. Böylece 16 ay aranın ardından EylüPde politika faizini 100 baz puan indiren TCMB, son iki ayda 300 baz puanlık indirime gitti. 21 Ekim’de TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu Başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu’nda (PPK), önceki hafta atanan Taha Çakmak ve Prof. Dr. Yusuf Tuna’mn yanı sıra Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu ve Emrah Şener yer aldı. PPK metninde enflasyondaki artışların “arızi unsurlardan kaynaklı” olduğu değerlendirmesini yineleyen TCMB, güçlü parasal sıkı-laştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin devam ettiğini vurguladı. Parasal duruşun sıkılığının ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını dile getiren TCMB, bunun yanında bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başladığını kaydetti. Faiz indirimi kararı alınırken para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırıl-masına yönelik analizlerin değerlendirildiğini dile getiren TCMB, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığının altını çizdi. TCMB’nin bu ifadeleri genel anlamda “indirime devam edileceği” mesajı olarak yorumlandı. Tabi ki bu yıl için indirimlerin sonuna gelindiğini düşünen ekonomistler de var.

"HAK EDİLMEYEN BİR SONUÇ"

Geçen haftanın konuşulan başlıklarından biri de suç gelirlerinin aklanması, terörizmin ve kitle imha silahlarının yayılımının finansmanı ile mücadele alanında uluslararası standartları koyan ve ülkelerin uyumunu değerlendiren Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force-FATF) tarafından Türkiye’nin gri listeye alınması oldu. 1991’den beri FATF üyesi olan Türkiye’nin uluslararası standartlara uyumlu olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde gerekli adımları attığını ifade eden Hazine ve Maliye Bakanlığı, konuya ilişkin açıklamasında pandemi sürecindeki tam kapanma tedbirlerine rağmen Türkiye’nin FATF standartlarına uyum içinde kayda değer bir gelişme gerçekleştirerek, mevzuat açısından üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini kaydetti. Bakanlık, “Yapılan uyumluluk çalışmalarına rağmen ülkemizin gri listeye alınması hak edilmeyen bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Ülkemizin hak etmediği bu listeden en kısa sürede çıkması sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

REEL KESİM DESTEĞİ İÇİN 68.9 MİLYAR TL

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri 20 Ekim’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumla başladı. Teklife göre; 2022'de bütçe giderleri 1 trilyon 751 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 472.6 milyar TL, bütçe açığı 278.4 milyar TL olarak belirlendi. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3.5 olacağı öngörüldü. Komisyon’da bütçenin geneli üzerindeki görüşmeler 26 Ekim salı günü başlayacak.

Reel kesim destekleri için bütçeden 68.9 milyar TL kaynak ayrılacak. Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemelerine 35.2 milyar TL, Hazine destekli kefaletle sağlanan kredilerine 6.2 milyar TL, tarımsal işletmeler ve çiftçiler için faiz desteğine 9.8 milyar TL, Halk Bankası aracılığıyla kullandırılacak esnaf kredileri faiz desteğine 7.2 milyar TL, ihracat destekleri kapsamında 5.2 milyar TL, KOBÎ’lerin desteklenmesine 1.8 milyar TL, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aracılığıyla kullandırılacak teşvik ödemelerine 2.9 milyar TL kaynak aktarılacak. 2022 bütçesinden, tarıma 57.6 milyar TL kaynak ayrıldı. Bu kapsamda tarımsal destek programlarına 25.8 milyar TL, tarım sektörü yatırım ödeneklerine 16.3 milyar TL, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KIT'lerin finansmanı ve ihracat desteklerine 15.5 milyar TL kaynak aktarılacak. Tarımsal sulama yatırımı ödeneği 2022’de yüzde 37 artışla 12.2 milyar TL’ye çıkarıldı. TÜBİTAK TARAL için tahsis edilen Ar-Ge bütçesi 2.5 milyar TL olarak belirlendi.

UYP AÇIĞI AZALDI

Şimdi de kısaca; geçen hafta açıklanan yurtiçi verilere bir göz atalım. 2021 Ağustos sonu itibarıyla TCMB’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları 2020 yıl sonuna kıyasla yüzde 16.4 artışla 297.4 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 9.1 azalışla 589.7 milyar dolar oldu. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP açığı ise Ağustos’ta 2020 yılı sonuna göre 100.8 milyar dolar azalışla 292.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

TÜÎK ve TCMB işbirliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim takvim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Ekim’de aylık yüzde 3.6 azalışla 76.8 oldu.

YURTİÇİ SEYAHAT GELİRLERİ ARTTI

Geçen hafta 2021 yılı ikinci çeyrek hanehalkı yurt içi turizm verileri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, yılın ikinci çeyreğinde yurt içinde ikamet eden 8 milyon 995 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 78 artarak 10 milyon 639 bin seyahat olarak gerçekleşti. Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 203.2 artarak 10.7 milyar TL oldu. 2021 yılının ilk yarısında yerli turistin yurtiçindeki seyahat harcamaları geçen yılın eş dönemine göre yüzde 121 artışla 16.8 milyar TL’ye yükseldi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaptığı bir açıklamada sezona girerken açıkladıkları “25 milyon turist, 20 milyar dolar turizm geliri” hedeflerini 28 milyon turist, 22 milyar dolar gelir olarak revize ettiklerini kaydetmişti.

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su
"Yıl sonuna kadar yeni indirim olmayabilir"

Bir önceki toplantıda olduğu gibi enflasyondaki yükselişin geçici unsurlardan kaynaklandığını dile getiren TCMB, TL’deki değer kaybı ve enflasyondaki yükselişe rağmen politika faizinde piyasa beklentilerinin çok üzerinde indirime gitti. Döviz/TL sert tepki verdi.

Bunun kur geçişkenliği ile enflasyona yansımaları olacak. Özellikle yurt içi ÜFE ve Tarım ÜFE'de yaşanan yüksek artışların TÜFE'ye yansıması bekleniyor. Şu anda zaten negatif reel faiz söz konusuydu. 200 baz puan indirimle negatif reel faiz biraz daha da arttı. Mevduat sahibinin, enflasyonun altında bir faiz alması nedeniyle, mevduattan çıkıp başka bir enstrümana yönelmesi söz konusu olabilir. Bu risk, özellikle kredi kaynağının mevduat olması nedeniyle reel sektörü yakından ilgilendiriyor. İndirim kararının, krediye ulaşımı zorlaştıracağını, kredi limitlerinin aşağı çekilmesine neden olacağını düşünüyorum. TCMB'nin yılın geri kalanında yeni bir indirim yapacağını düşünmüyorum.

Doç Dr. Atılım MURAT/ TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
"Piyasa beklentilerinin önüne geçti"

TCMB politika faizinde 200 baz indirimle piyasa beklentilerinin önüne geçti. Faiz indirimi bekleyenlerin senaryoları genel itibarıyla yıl sonuna kadar 50'şer baz puanlık indirimlerle toplam 150 baz puanlık indirim olacağı şeklindeydi. TCMB yıl sonuna kadar faiz indirimlerini bitirmiş gibi duruyor. Artık küresel gelişmeler ve kurun seviyelerine göre karar verecek. TCMB kur seviyesinden rahatsız değil. Bunu 200 baz puanlık politika faizi indirimi kararıyla görmüş olduk. Onların politikası, 'reel sektörü destekleyelim, ihracat artmaya devam etsin...’ şeklinde. Döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin yüzde 20-25 olduğunu TCMB kendi yaptığı bir çalışmada söylüyor. Bir ay önce dolar kuru 8.63’tü.

Yüzde 10'luk artış yaşandı. Kabaca enflasyona yüzde 2,2.5 katkı gelmesi lazım. Önümüzdeki dönemde enflasyonun yüksek kalacağını söyleyebiliriz. Politika faizindeki indirim, kredi faizlerine yansımaz. Beklentinin aksine indirimine gidildiğinde, beklentinin üzerinde indirim yapıldığında faizler yükseliyor. Geçen ayki 100 baz puanlık indirimde de bunu gördük.

Ayşe ÖZDEN /A&T Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü
"Kapıları kapatmadı"

TCMB'nin yıl sonuna kadar yeni indirim için sınırlı alan öngörüldüğünü söylemesi, indirimler için kapıların kapanmadığını ve yılın son iki toplantısında da 50 baz puan daha indirim yapılabileceğini düşündürüyor. Yüksek ülke riski ve güven kaybının devam ettiği bu süreçte karar sonrasında kur ve TL cinsi varlıklar değer kaybetmeyi sürdürüyor. Sıkı para politikasının kredi ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin sürdüğünü belirten TCMB ticari kredilerde öngörülenin üzerinde yavaşlama olduğunun da altını çiziyor. Ekim ayında manşet enflasyonun yüzde 20 civarında olmasını bekliyoruz ve yılsonu enflasyon tahminimizi yüzde 18 olarak korumakla birlikte tahminimiz üzerinde yukarı yönlü risklerin olduğunu düşünüyoruz.

"Mahşerin dört atlısı üzerimize geliyor"

TURK Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı, geçen hafta İstanbul'da yapıldı. Toplantıda iki yılda hazırlanan 'Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa' başlıklı rapor tanıtıldı. TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hedefinin altını çizerek, "Türkiye'nin geleceğine baktığımda, dünyadaki jeopolitik risklerin, sosyo-kültürel gerilimlerin, iklim değişiminin etkilerinin ve bereketsiz-dengesiz ekonomik büyümenin mahşerin dört atlısı olarak üzerimize geldiğini görüyorum" diye konuştu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslovvski ise 'Geleceği İnşa' projesini tanıttı. Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, gelir eşitsizliğinin sadece Türkiye'de değil başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinde artmaya başladığını, bu ülkelerin hepsinde 'orta tabaka'nın ortadan kalkmaya başladığının görüldüğünü söyledi.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

TCMB sürpriz yapmaya devam ediyor

 

TCMB, politika faizini geçtiğimiz ayki 100 baz puanlık indirimin ardından bir kez daha beklentilerin üzerine çıkarak 200 baz puan indirdi. Böylece politika faizi yüzde 16,0’a gerilemiş oldu, indirimin temel gerekçesi, TCMB’nin enflasyondaki yükselişi geçici olarak değerlendirmeye devam etmesi oldu. Açıklama metnine baktığımızda, TCMB’nin enflasyonda yükselişe neden olan gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar, tedarik süreçlerindeki aksaklıklar, yönetilen/ yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri gibi faktörleri “geçici” olarak değerlendirmeye devam ettiği görülüyor. Açıklamada ayrıca güçlü parasal sıklaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam ettiği, parasal duruşun sıkılığının ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığı belirtildi.

Para Politikası Kurulu’nun (PPK) para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirdiği ifade edildi. Bu ayrıştırma neticesinde Kurul, 200 baz puanlık indirimle politika faizini yüzde 17,0’lik çekirdek enflasyonun da altına çekmiş oldu. TCMB son olarak, politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığını belirtti. Bu ifade yılın bitmesine iki ay kala son bir faiz indirimi daha olabileceğini işaret etti, ancak gelecek yıla ilişkin bir mesaj verilmedi.

FAİZ İNİYOR AMA PİYASAYA YANSIMIYOR

Politika faizindeki düşüşe karşın, finansal koşullar aynı ölçüde gevşemiyor. TCMB ticari kredilerde istenenin ötesinde bir yavaşlama olduğu gerekçesiyle politika faizini indirerek aktarım mekanizması üzerinden finansal koşulları gevşemeyi amaçlıyor. Ancak son iki ayda politika faizindeki düşüşe karşın, TL’deki değer kaybı, tahvil faizlerindeki ve CDS primlerindeki yükseliş finansal koşulların arzulandığı ölçüde gevşemediğine işaret ediyor. Geçtiğimiz haftaki faiz indiriminin kredi faizleri üzerindeki yansımalarını, bu haftadan itibaren daha net gözlemleyebileceğiz. Ancak 10 yıllık tahvil faizlerine baktığımızda faiz indirimine karşın cuma günü yeniden yükseliş yaşanması dikkat çekti. îki aylık dönemi baz aldığımızda ise 10 yıllık faizler yüzde 17 civarından yüzde 21 civarına yükselirken, dolar/TL kuru ilk faiz indirimi mesajı verildiği eylül ayı başında 8,30 civarındayken geçtiğimiz hafta 9,66 ile yeni bir rekor daha kırdı. Kurdaki bu yükselişin enflasyonun düşüşünü geciktirebileceği düşünüyoruz.

ECB DE ÇEKİRDEK ENFLASYONA BAKIYOR

Avrupa’da da beklentilerin üzerine çıkan enflasyon rakamlarına geçici gözüyle bakılıyor. Buna karşın başta ABD olmak üzere ekonomilerdeki toparlanma hızı gelecek yıl enflasyon üzerinde en büyük risklerden biri olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ECB Başkanı C. Lagarde, enflasyondaki mevcut yükselişin sürmesinin mümkün olmadığını söyledi ve pandeminin etkileri devam ederken Euro Bölgesi ekonomisine desteği devam ettirme sözü verdi. Lagarde, “Enflasyon büyük ölçüde geçicidir. ECB, ücret müzakerelerine ve fiyatları daha kalıcı olarak yükseltebilecek diğer potansiyel ikinci tur etkilere çok yakından dikkat ediyor. Para politikası, orta vadede enflasyonu yüzde 2 enflasyon hedefimizde kalıcı bir şekilde istikrara kavuşturmak için ekonomiyi desteklemeye devam edecek” dedi. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi Olli Rehn, enflasyonun uzun süre yüksek kalmasının enflasyon beklentileri yükselmesi riskini de beraberinde getireceğini ifade etse de enflasyonun geçici olduğuna yönelik kanıtların oldukça ikna edici ve çekirdek enflasyonun hala bastırılmış olduğunu ifade ederken TCMB’nin son dönemdeki söylemlerine benzer bir şekilde, çekirdek enflasyonun para politikası için önemli parametre olduğunu vurguladı. Rehn, ayrıca ECB’nin enflasyondaki geçici yükselişe aşırı reaksiyon vermeme eğiliminde olduğunu ve ikinci tur etkilere yönelik büyük bir kanıt görmediklerini de ifade etti. Avrupa’da enflasyona bakış açısı bu şekilde iken Avrupa istatistik Ofisi geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği ve Euro Bölgesi’nin eylül ayı enflasyon verilerini yayımladı. Buna göre, AB’de ağustos ayında yüzde 3,2 olan yıllık enflasyon, eylülde yüzde 3,6’ya yükseldi. Euro Bölgesi’nde de ağustosta yüzde 3 olan yıllık enflasyon, eylül ayında yüzde 3,4 seviyesine ulaşırken, aylık bazda artış yüzde 0,5 seviyesinde açıklandı. Yıllık bazda gerçekleşen artış son 13 yılın en yüksek seviyesine çıkmış oldu.

BORSA İSTANBUL OLUMLU AYRIŞIYOR

TCMB’nin faiz kararı sonrası kısa vadeli türbülansın ardından Borsa İstanbul’da sertleşen alımlar dikkat çekti. Kurlardaki ve faizlerdeki yükselişe karşın Borsa İstanbul’da son haftalarda başlayan tepki güçlenerek devam etti. Üstelik Türkiye’nin Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye alınması, ABD’den F-16 alımına yönelik kafa karıştıran haber akışlarına rağmen bu ahmların hız kazandığı görüldü. Hafta başında 1.400 civarını test eden BIST 100 hafta kapanışında 1.480 üzerindeki rakamları gördü. Borsa İstanbul’daki bu ayrışmada içinde bulunduğumuz üçüncü çeyrek finansallarına yönelik pozitif beklentilerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Alımlar genele yayılırken, özellikle üçüncü çeyrek beklentisi kuvvetli olan m şirketler bu dönemde ön plana çıktı. Bu kapsamda otomotiv, demir çelik ve petrokimya bu yükselişe öncülük etti.

BIST 100 önemli dirençlerine ulaştı

Geçtiğimiz haftanın 5 iş gününü de yükselişle kapatan BIST 100'deTCMB kararı sonrasında hacimlerde önemli artışlar yaşandı. Perşembe günü maRt ayından sonraki en yüksek günlük işlem hacmine ulaşan endekste, hacimli yükseliş Cuma da devam etti. Endeks özellikle Perşembe ve Cuma günü gerçekleştirdiği yükselişe mart ayındaki TCMB Başkan değişiminin ardından gördüğü en yüksek seviyelere bir kez daha ulaşmış oldu. Bu hafta endeksin 1.485'teki bu kısa vadeli zirvelerin üzerinde tutunup tutunamayacağını takip edeceğiz. Burada tutunma gerçekleşecek olur ise bir sonraki adımda marttaki düşüşte oluşan boşluğun dolacağı 1.511 ilk direnç olacaktır. Buranın üzerinde ise tarihi zirvelerin bulunduğu 1.590 civarı yeni hedef konumuna geçecektir. Ancak endeks 1.485 üzerinde tutunamazsa, daha önceki konsolide kanalı içindeki hareketin devam edeceği beklentisi kuvvetlenerek endeksin ilk etapta 200 günlük ortalamasının bulunduğu 1.447 civarına geri dönüşü söz konusu olabilir. Bu nedenle bu hafta stratejinin endeksin 1.485 üzerinde ya da altında olmasına göre kurgulanmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. 1.485 üzerinde yukarı yönlü pozisyonlara ağırlık vermek gerekirken, bu seviyenin altında alım için destek seviyelerine olacak geri çekilmeleri beklemek daha doğru olacaktır.

ÜZEYÎR DOĞAN