28 Nisan 2019 Pazar

Kim demiş hediye seçmek zor diye?

DOĞUM günü, yeni iş tebriği, Sevgililer Günü, Anneler ve Babalar Günü, yılbaşı gibi özel günlerde sevdiklerimizi mutlu etmek, farklı hediyeler vermek isteriz. Ancak bazen karşımızdakine ne alacağımızı bilemez, sayısız seçenek içerisinde kararsız kalırız. Son zamanlarda oldukça popüler olan konsept hediye kutuları kişileri bu arayıştan kurtararak farklı hediyeleri bir araya getiriyor. Klasik hediyelerin dışına çıkmak ve farklı bir hediye seçmek isteyenlerin oldukça ilgi gösterdiği sitelerde, dilerseniz kendinize, dilerseniz sevdiklerinize'bir kutu hediye edebilir, sevdiklerinizi şaşırtabilirsiniz. Bu hizmeti sağlayan pek çok site, kişiler için farklı alternatifler sunarak dilediğiniz hediye kutularını oluşturmanıza yardımcı oluyor.

BIST-100 güçlü destekler oluşturarak yükseldi

 Borsa İstanbul’daki son yılların en sert yükselişlerinden birini geride bırakırken, BIST 100 Endeksi'nde önceki hafta geçilen 13 aylık düşüş trendi ve 500 günlük ortalama geri dönüşlerde izleyeceğimiz en önemli destek bölgesi. 100.000-101.500 aralığında bulunan bu gölgenin altına sarkılmadığı sürece endekste olacak geri çekilmeler sınırlı düzeltmeler olarak kalabilir. Endekste kritik destekler oluşmasına rağmen içinde bulunduğumuz mali tabloların açıklanma döneminde endekste çok önemli değişimler olmasa da hisse bazlı hareketler ön plana çıkabilir. Bu nedenle endeksin seyri dışında hisse bazlı alım satım hedef fiyatlaması ayrıca yapılmalıdır. Önceki haftanın son günlerinden başlayan ve geçtiğimiz hafta yoğunlaşan teknik göstergelerin negatif uyumsuzluk oluşturma seyri devam ediyor. Endeksin yorgunluk işaretleri veriyor olmasına karşın önemli destek seviyelerin üzerinde tutunuluyor olması aşağı yönlü pozisyonların riskini yüksek tutmaya devam ediyor. Bununla birlikte son günlerde BIST'in emsallerinden pozitif ayrışması dikkat çekse de yön konusunda ana belirleyicinin hala yurtdışı piyasalar olduğu gözden kaçırılmamalı. BIST-100'de teknik olarak ana destek noktası 100.000-101.500 arası olmaya devam ediyor. Yurtdışında görünümü değiştirecek majör bir gelişme olmadıkça endekste bu desteklere doğru olacak geri çekilmeler alım iştahını yeniden artırabilir. Yukarıda ise en önemli direnç seviyemiz hafta içinde görülen zirvenin bulunduğu 105.930 ve devamında geçtiğimiz yıl ocak ayında görülen zirve ve ağustos ayında görülen dip seviyeler baz alınarak oluşturulan geri dönüşte yüzde 61.8 seviyesinin bulunduğu 107.450 önemli direnç noktalan olarak takip edilebilir. Son dönemdeki yükselişin eğiminin çok sert olması bazı endişeler doğursa da endekste düzeltme hareketinin teyidini verecek destek kırılmaları görmeden aşağı yönlü pozisyonların risk oluşturmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

TL varlıklar gücünü korur mu?

BORSA İstanbul’un son yılların en sert yükseliş serilerinden birini gerçekleştirdiği ocak ayını geride bıraktık. Yükselişi başlatan ve devamında ana trendi belirleyen etken küresel ölçüde risk iştahındaki artış ve hisse senedi piyasalarına girişler iken, Borsa İstanbul’un bu süreçte emsallerinden pozitif ayrıştığını gördük. Bunda ise ana etkenlerden biri Borsa İstanbul’un emsallerine "kıyasla aşırı iskontolu diyebileceğimiz seviyelerde yer almaşıyken, sön alımlarda önemli direnç seviyelerinin geçilmesinin getirdiği teknik alımların da etkili olduğunu düşünüyoruz. Teknik alımların getirdiği coşku, küresel iyimserlikle desteklenemezse endekste kısa vadeli de olsa düzeltmeler görülebilir.

Dönüşüm direktörlüğü ne yapar?

PEPSICO Türkiye Satış Stratejisi Direktörü Gizem Turan ile geçtiğimiz günlerde sohbet etme fırsatım oldu.

Turan’ın eski pozisyonu Türkiye’deki şirketlerde ender gördüğümüz “Dönüşüm Direktörlüğü” idi. Yeni pozisyonu ise sadece bir haftalık. Turan ile dönüşüm konusunu nasıl yönettiklerini konuştum. Şirketlerin bu yöndeki çalışmaları için yol gösterici örnek olacağı için paylaşmak istedim. Turan nasıl bir yapı olduğunu şöyle anlattı:

“Dönüşüm direktörlüğü dediğimizde bazı şeyler karışıyor. Bizim şirketimizde bu fonksiyon şunu yapıyor. Şirket vizyonu yiyecek içecek sektöründe en hızlı büyüyen lider şirket olmak. Bu vizyona bağlı olarak şu anda dünya büyük bir dönüşüm ve değişim içinde. Yeni teknolojiler geliyor, mega trendler var.

Bunları takip ederek büyüme vizyonumuzu destekleyecek şekilde orta ve uzun vadede yatırım planlarının, buna bağlı olarak stratejilerin oluşturulması ve bunun hayata geçirilmesinden sorumluyuz. Strateji fonksiyonu var ama bu yaptık bitti gibi değil, bunların gerçekten hayata geçirilmesinden sorumlu.”

Yapay zeka teknolojileri konusunda üstünlük

SON birkaç yıldır söz konusu yapay zeka olduğunda “En çok hangi ülke, hangi sektörlere yatırım yapıyor” sorusu gündeme geliyor.

Çin’in yapay zekayı milli stratejisine dahil ederek diğer ülkelerin önüne geçtiği konuşuluyor. Yapay zekanın uluslararası kuruluşların öncclikli gündem maddesi olmasıysa, “Üstünlük hangi ülkede?” sorusuna ilişkin bir dizi araştırmanın .yapılmasına yol açtı ve açıyor. Birleşmiş Milletler’in ' Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (WIPO) geçtiğimiz günlerde yayınladığı rapor, ülke, şirket ve sektör kategorileri bakımından dünyanın nabzını tutacak nitelikte.

Rapora göre ABD yazılım devi IBM 8 bin 920 yapay zeka patenti ile başı çekerken, Microsoft 5 bin 930 patentle ikinci sırada yer alıyor. Japonya’nın devi Toshiba 5 bin 223 bin, Güney Kore’nin Samsung’u 5 bin 102, Japonya’nın NEC Grubu ise 4 bin 406 patent almış. Yapay zeka patenti alanındaki en iyi 20 kuruluşun 17’si Çin’de yer alırken, en iyi 20 yapay zekayla ilgili bilimsel yayından 10’u da Çin’den geliyor.

Dolar/TL'de eğilim yukarı yönlü

Geçtiğimiz haftanın son günlerinde küresel piyasalarda dolar endeksinin değerlenmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 25 milyar TL’lik KOBİ Değer Kredisi ve BBC'de çıkan ABD'nin Rus S400 füzelerinin satın alınmasının iptal edilmesi karşılığında Patriot füzesi satma teklifinin Türkiye tarafından reddedildiğine yönelik haberler eşliğinde yükselişler gördüğümüz dolar/TL kurunda bu hafta da yukarı yönlü seyir devam etti. Pazartesi günü açıklanan şubat ayı enflasyon verisinin yüzde 0.16 ile beklenti rakamlarının altında kalması ve çarşamba günü gerçekleştirilen PPK toplantısında politika faizinin beklentilere paralel yüzde 24'de sabit bırakılmasına rağmen Türkiye-ABD arasındaki S400 füzelerinin satışına yönelik haber akışı kurun yükselişinde etkili oldu. Perşembe günü AMB başkanı Draghi'nin faiz kararı ardından önümüzdeki 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin büyüme ve enflasyon beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi dolar endeksinin güçlü performansını devam ettirerek 97.70 direncini test ederek yılın en yüksek seviyelerini test etmesini sağladı.

BIST-100’de kritik desteklere geliniyor

Borsa İstanbul'da son iki haftalık dönemde konsolide kanalının üst bandına doğru olan yükselişlerin kar realizasyonu fırsatı olarak kullanıldığını görürken, geçtiğimiz haftanın son bölümünde bu sefer yurtdışı piyasaların etkisi ile satışların sertleştiğini gördük. Teknik göstergelerin de aşağı yönlü hareketi desteklediği endekste 99.000-100.000 aralığı en güçlü destek bölgesi olarak takip ediyoruz. Son satışların ardından endekste 103.400 üzerine çıkılıp burada kalıcılık sağlanamadığı sürece yükselişlere temkinli yaklaşmak gerektiğini düşünüyoruz. Endeks üzerinde yurtdışı etkisinin yoğun bir şekilde hissedilmesi nedeniyle yurtdışı piyasaların yönünün de yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Global ölçüde büyümeye yönelik endişeleri yeniden fiyatlamaya başlayan endekslerde açıklanan makro verilere yönelik hassasiyet üst düzeyde seyretmeye devam ediyor. Bu nedenle verilerin yarattığı volatilitelerin artabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Büyümeye yönelik endişeler yeniden ön planda

TÜFE, şubat ayında yüzde 0.16 ile piyasadaki beklentilerden daha olumlu gerçekleşerek yıllık bazda yüzde 20.35’ten yüzde 19.67’ye geriledi. Aylık TÜFE rakamındaki yavaşlamanın büyük ölçüde zayıf talep koşullarından kaynaklandığını, enflasyon görünümü üzerindeki birçok önemli yukarı yönlü riskin devam ettiğini değerlendiriyoruz. Gıda fiyatlarındaki katılık, ÜFE’deki yüksek seviyeler (potansiyel geçişkenlik etkisi) ve yılın ilk yarısındaki düşük baz etkisi gibi unsurların enflasyon görünümü üzerindeki önemli yukarı yönlü riskler olmaya devam ettiğini düşünüyoruz. Ayrıca, yakın dönemdeki enflasyon görünümündeki iyileşmeye kâtkı sağlayan belli sektörlerdeki vergi indirimleri ile gıdadaki tanzim satışların birinci çeyreğin sonrasında devam edip etmeyeceğini de henüz net olarak bilinmiyor. Diğer taraftan, çekirdek TÜFE göstergelerindeki düşüş trendi orta vadeli enflasyon görünümü açısından olumlu bir görünüm sunuyor. Bu görünüm altında gerçekleşen yılın ikinci Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında TCMB politika faizini (1 hafta vadeli repo ihale faizi) beklentilerle uyumlu olarak yüzde 24.00 seviyesinde sabit tuttu. Karar metninde, son dönemde açıklanan verilerin ekonomideki dengelenme eğiliminin belirginleştiğini gösterdiği ve dış talebin nispeten gücünü korurken finansal koşullardaki sıkılığın da etkisiyle iktisadi faaliyetlerin yavaş bir seyir izlediği kaydedildi. Fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiği ve bu çerçevede Kurul’un enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı parasal duruşun korunmasına karar verdiği belirtildi. Şubat ayı manşet TÜFE rakamlarında gözlenen düşüşün büyük ölçüde talep kaynaklı olduğu görülürken enflasyon tarafında önemli yukarı yönlü risklerin devam etmesine bağlı olarak TCMB’nin sıkı duruşunu korumaya devam ettiğini düşünüyoruz. Ancak yılın ikinci yarısında enflasyonda aşağı yönlü seyrin hız kazanması beklenirken TCMB’nin politika faizinde kademeli bir şekilde başlayabileceği tahminimizi koruyoruz. TCMB’nin bu yönde henüz bir sinyal vermemiş olması nedeniyle olası ilk indirim için nisan toplantısından ziyade 12 Haziran toplantısına yönelik olasılığın arttığını değerlendiriyoruz.

2 Nisan 2019 Salı

Bilançosu en güçlü şirketler

Banka kârlarında ise daralmanın sürmesi, yüksek faiz nedeniyle borcu yüksek şirketlerin finansman giderlerinin artması öngörülüyor. BİST-100’deki olası düşüşlerde ise seçici hisselerde alım öneriliyor. Burada da temettü verimliliği yüksek hisseler, ihracatı yüksek, borcu olmayan ya da makul seviyede borcu olan şirketler öne çıkıyor.

Önceki hafta 26 Şubat’ta 105.082’ye kadar yükselen, böylece yılbaşından bugüne kadarki en yüksek seviyesini gören BİST-100 Endeksi, geçen hafta 103.000105.000 bandında hareketini sürdürse de hafta sonuna doğru gün içi hareketlerde 101.000’lere kadar geriledi.

Endeks için 103.000’in kritik geçiş noktası olduğu, bunun altına geçilmesi halinde hedge yapılması gerektiği ifade ediliyor. 104.000-105.150 üzerindeki kapanış durumunda kısa periyotta iyimserlikten bahsedilebileceği, aksi durumda 101.200-99.500 bandına geri çekilme yaşanabileceği de kaydediliyor.

SON ÇEYREK BİLANÇOLARI
Piyasalara yönelik görüşler böyleyken borsada 2018 yılı bilanço döneminin sonuna yaklaşıldı. Biz de bankalar ile finans dışı şirketlerin bilançolarını analiz ettik. Bilançolara ilişkin öngörüler ile sonuçları karşılaştırdığımız çalışmamızda, daha ayrıntılı analiz için 2018 yıl sonu bilançolarını 7 Mart akşamına kadar göndermiş finans dışı sanayi şirketlerini baz aldık.

Tablomuzda 2017’de ve 2018’de şirketlerin bilançolarında satış geliri FVAÖK ve net kârı dikkate aldık. 100 milyon TL’nin altında satış geliri olan şirketler ile esas faaliyet zararı ve net zarar açıklayan ve bu iki rasyoda 3 milyon TL’nin altında rakam açıklayan şirketleri çalışmamızın dışında tuttuk. Her üç rasyoda da Desa Deri ile Ege Endüstri sıralamaya girdi.

Diğer rasyoları da bu kriterlere göre değerlendirdik. FVAÖK ile kâr marjı en yüksek şirketler listesinde ortak olarak Koza Altın, Koza Madencilik, TAV, Ege Endüstri, Hektaş, Orge Enerji, İskenderun Demir Çelik, T. Tuborg, Erdemir, Konfrut Gıda ve Soda Sanayii yer aldı.

Ege Seramik ise fiyat/kazanç (F/K), piyasa değeri/defter değeri (PD/DD), FD/FVAÖK ve FD/satışlar rasyolarının her birinde sıralamaya giren tek şirket oldu.

SANAYİDE TAHMİNLER NASILDI?
Ak Yatırım, finans dışı şirketlerin son çeyrekte net kârlarında yıllık yüzde 81,2 büyüme, çeyreklik bazda yüzde 23 daralma öngörüyordu. Bu şirketlerin toplam cirosunun yıllık yüzde 38,2 büyüdüğü, çeyreklik bazda yüzde 8,4 küçüldüğü tahmininde bulunan Ak Yatırım, FVAÖK’ün yıllık yüzde 37 artarken çeyreklik bazda yüzde 39,4 daralacağı beklentisini paylaşmıştı.

Ciro ile FVAÖK’teki bu volatilitenin kur hareketlerinden kaynaklandığını söyleyen Ak Yatırım’a göre, büyük finans dışı şirketlerin çoğunda döviz bazlı ciro olduğu için TL’nin yıllık bazda dolara ve Euro’ya karşı değer kaybetmesiyle ciro ile FVAÖK’te büyümeler desteklendi. Ancak çeyreklik bazda TL’nin dövize karşı değer kazanmasıyla ciro ile FVAÖK’te daralmalar oldu.

İş Yatırım’ın tahmini ise ekonomideki daralma ve üçüncü çeyrekteki stok etkisinin terse dönmesi nedeniyle banka dışı şirketlerin satış ile faaliyet kârlılığında önceki çeyreğe göre daralma olacağı yönündeydi. İş Yatırım, uluslararası ticari mal üreten veya hizmet veren şirketlerin FVAÖK artışının borsa geneline göre güçlü devam etmesini bekliyordu.

HANGİ ŞİRKETLER KÂRINI ARTIRDI?
Peki, sonuçlar nasıl geldi? GCM Yatırım, takibindeki hisselerden 2017 son çeyrek ile 2018 son çeyrek arasında kârını en çok artıran beş şirketi, TAV (yüzde 445,3), Kardemir (yüzde 361,5), Turkcell (yüzde 300,2), Tüpraş (yüzde 258), Arçelik (yüzde 211,6) olarak sıralıyor.

Koza Madencilik, Tekfen Holding, BİM ile Koç Holding’in de kârını yüzde 50 ve üzeri artırdığına dikkat çekiliyor. GCM Yatırım’ın takibindeki hisseler arasında net kârını 2017 son çeyreğe göre en çok düşüren beş şirket ise Soda Sanayii, Sabancı Holding, Halkbank, Garanti, T. Şişecam oldu.

Doğan Holding, Pegasus, Şok Marketler, Petkim, Türk Hava Yolları (THY) ve Enerjisa’nın son çeyrekte zarar açıkladığı, Türk Telekom’un (TT) 2017 son çeyrekte 113,4 milyon TL zarardan sonra 2018 son çeyrekte 2,2 milyar TL kâr elde ettiği belirtiliyor.

POZİTİF AYRIŞANLAR
GCM Yatırım, kârlılıkta beklentilerden en pozitif ayrışan şirketlerin TAV ile İş Bankası olduğu bilgisini veriyor. Koç Holding, Erdemir, Soda Sanayii, Yapı Kredi Bankası (YKB), Tekfen Holding, BİM, T. Şişecam, Tüpraş ile TT’nin kârlarının yukarı yönlü sürpriz yaptığını da gözlemliyor.

Son çeyrekte 139 milyon TL net kâr açıklaması beklenirken 16,6 milyon TL zarar açıklayarak en negatif sürprizi yapan şirket ise Enerjisa oldu. Petkim, 55 milyon TL kâr beklenirken son çeyrekte 43,8 milyon TL net zarar açıkladı.

THY, son çeyrekteki 44,5 milyon TL kâr beklentisine karşın 38 milyon TL net zarar elde etti. Sabancı Holding, Aselsan ile Koza Altın’ın kârları da piyasa beklentisinin altında kaldı.

DİKKAT ÇEKEN ETKENLER
2018’in üçüncü çeyreği, kur dalgalanmalarının en yoğun yaşandığı dönemdi. Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2018’in üçüncü çeyreğine dolar kuru 4,63 TL’den, Euro kuru 5,39 TL’den başladı. Bu çeyreği dolar/TL 6,00’dan Euro/TL 6,96’dan kapattı.

Ancak 2018 Ağustos’ta dolar/ TL 7,00’leri, Euro/TL de 8,00’leri test etti. 2018 son çeyrekte ise kurdaki dalgalanmalar kısmen kontrol altına alındı. 2018’i dolar/TL 5,29’dan, Euro/TL 6,05’ten tamamladı. Kurdaki bu değişimler 2018 yıl sonu bilançolarına da yansıdı.

Global Menkul Değerler Stratejisti Rıdvan Baştürk, 2018 ikinci yarıda başlayan iç talepteki daralma ile ekonomik yavaşlamanın, büyümeye hassasiyeti olan ve iç talebe bağlı sektör ve şirketleri olumsuz etkilediğini söylüyor.

Baştürk, üçüncü çeyrekte TL’deki değer kayıplarının döviz yükümlülüğü olan şirketleri olumsuz, ihracatçı şirketleri olumlu etkilediğini kaydediyor. Üçüncü çeyrekte bilançolardaki kur kaynaklı hasarların TL’deki kazanımlarla son çeyrekte telafi edildiğine de değiniyor.

Rıdvan Baştürk, “İç talebi canlandırmak için verilen teşvikler sınırlı da olsa bilançoları destekledi” diyor. Baştürk, savunma sanayi şirketlerinin teslimlerini genelde son çeyrekte gerçekleştirmesiyle pozitif ayrıştığına da dikkat çekiyor.

MALİYETLER AZALDI
2018 son çeyrekte Brent petrol fiyatlarında düşüşler görüldü. Ahlatcı Yatırım’ın kıdemli analisti Muammer Demir, bu düşüşe ek olarak elektrik ve doğalgaz indirimleriyle şirket maliyetlerinin bir miktar düştüğünü söylüyor.

Bunun da operasyonel performansa katkı yaptığını düşünüyor. Demir, takibindeki şirketlerin FVAÖK ile cirolarında artışların sürdüğünü, üçüncü çeyrekteki finansal dalgalanma ve azalan iç taleple 2017’ye göre net kârlarda artışların bazı sektörlerde beklentilerin altında kaldığını belirtiyor.

Ege Endüstri, Anadolu Cam, Erdemir, Kartonsan, Koç Holding, TAV, TT, Tekfen Holding, Trakya Cam ve Orge Enerji Elektrik, Muammer Demir’in bilançosunu en beğendiği şirketleri oluşturuyor.

İLK ÇEYREKTE NE OLUR?
2019 yılı ilk çeyrek sanayi bilançoları için ise TL’nin performansı, toplam satışlar içinde yurtdışı satışların oranı, yaklaşan seçim süreci, azalan iç talep, yurtiçi ve yurtdışında öngörülen/ öngörülmeyen riskler ve haber akışları başlıca faktörler olacak. Muammer Demir, ilk çeyrekte mevsim koşullarının etkisiyle gıda, ulaştırma, ilaç-sağlık, telekom ve holding sektörlerinin ön plana çıkacağını öngörüyor.

İlk çeyrekte TL nispeten yataydı. Ancak Rıdvan Baştürk, seçimlere doğru oluşabilecek yukarı yönde hareket riskine değiniyor ve böyle bir durumun döviz açığı olan şirketleri olumsuz, ihracatçı şirketleri olumlu etkileyeceğini kaydediyor. İç talebin ilk çeyrekte de zayıf seyretmesi nedeniyle, Baştürk, iç talebe yönelik satış yapan şirketlerin gelirlerinde azalma bekliyor.

BANKALARDA NE ÖNGÖRÜLÜYORDU?
Sanayi şirketleri tarafında son güncel durum bu şekildeyken bankalardaki beklentiler ile sonuçlara da değinmek gerekiyor. Şeker Yatırım’ın kıdemli bankacılık analisti Sevgi Onur, Akbank, Albaraka, İş, Garanti, Halkbank, TSKB, Vakıfbank ve YKB’nin 2018 son çeyrek toplam kârlılığında çeyreklik yüzde 17,1, yıllık yüzde 13,8 daralma tahmin ediyordu.

Kredi/mevduat makası ile düzeltilmiş net faiz marjında daralma bekleyen Onur, net ücret ve komisyon gelirlerinde güçlü performans, takipteki krediler ras-yosunda artış öngörüyordu.

KREDİ HIZI YAVAŞLADI
Bankalarda sonuçların beklentiler dâhilinde geldiği söylenebilir. Akbank, Garanti ve Halk-bank’ın 2018 son çeyrekte net kârları 2017 son çeyreğe göre sırasıyla yüzde 31,1, yüzde 37,5 ve yüzde 55,7 geriledi.

İş C, Vakıfbank, YKB ve TSKB’nin kârları sırasıyla yüzde 82,2, yüzde 15,9, yüzde 22,9 ve yüzde 18,5 arttı. Akbank, İş, Vakıfbank ve YKB’nin beklentilerin üzerinde, Garanti, Halkbank ve TSKB’nin beklentiler paralelinde net kâr açıkladığı belirtiliyor.

GCM Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, yüksek mevduat maliyetlerine karşılık kredi faizlerinin talebin düşük kalmasına neden olduğuna değiniyor. Erkan, bankaların düşük kredi/yüksek mevduat büyümesi temasından olumsuz etkilendiğini ve takipteki kredilerde artan risklere yönelik daha fazla karşılık ayırmak zorunda kaldıklarını kaydediyor.

Kârlardaki daralmanın nedeninin de bu olduğunu söylüyor. Enver Erkan, 2018’de net ücret ve komisyon gelirleri ile yukarı revize edilmiş enflasyon beklentileri çerçevesinde TÜFE’ye endeksli menkul kıymet getirilerinin bilançoları pozitif etkilediği bilgisini de aktarıyor.

ENFLASYON DÜŞMELİ!
Bankalarda 2018’de sorunlu görünüm sergileyen kredilerdeki büyümede gerçek toparlanma için enflasyonda düşüş ve faiz oranlarında normalleşme gerektiğine dikkat çekiliyor. Bunun için de 2019’un ikinci yarısına işaret ediliyor.

Merkez Bankası’nın sıkı para politikasına devam etmesinin ve piyasa normalleri üzerinde gevşemeye gitmemesinin ilk çeyreğe yönelik tahminlerde muhafazakâr kalınmasına neden olduğu görülüyor.

Genel kanı, yüksek TL maliyetlerine karşılık kredi büyümesi yavaş kaldığından banka kârlarının özellikle ilk yarıda baskılanmaya devam edeceği yönünde. Bankalarda durumun iyileşmesi için gerekli şartlar ise makroekonomik istikrar, enflasyon, TL maliyetler ile kredi faizlerinde düşüş olarak sıralanıyor.

NET KÂRLAR DARALABİLİR
Geçen hafta açıklanan bankacılık sektörünün ocak ayı kârlılık rakamları da bu beklentileri doğrular nitelikte. Ocak 2019’da sektörün net kârı aylık yüzde 13 artış ancak yıllık yüzde 29 düşüşle 3,2 milyar TL, öz sermaye kârlılık oranı yüzde 9,1 oldu. Net faiz geliri aylık yüzde 4,9’dan yüzde 3,5’e geriledi.

TL ve döviz cinsi kredi-mevduat faiz farkı yüzde 0,6 ve yüzde3,4’te sabit kalırken, TÜFE’ye endeksli getirilerin etkisiyle TL menkul kıymet getirileri geriledi.

Yatırım Finansman Araştırma Müdürü Serhan Gök, son çeyrekte kârlılığın göreceli yüksek seyretmesinin üç nedeni olan TÜFE endeksli getiriler, düşük faaliyet giderleri ve komisyon gelirlerindeki yüksek büyümenin 2019’da sektör kârlılığına aynı katkıyı sağlamayabileceği görüşünde.

Gök, düşük kredi büyümesi ve yüksek fonlama maliyetleri baskısında olan kredi-mevduat faiz farklarıyla, bankaların net faiz marjında daralma öngörüyor. Serhan Gök’e göre, faaliyet giderlerindeki artış ve komisyon gelirleri büyümesindeki düşüş ilk çeyrekte net kâr ile öz kaynak kârlılığını düşürebilir.

Gök, risk maliyetinde daralma, TL mevduat maliyetinde düşüş ve TL kredi-mevduat faiz farkını artıran kredi hacimlerinde artış gerçekleşene kadar öz kaynak kârlılığında tek haneli rakamlar bekliyor.

ALIM YAPILMALI MI?
Bilançolara yönelik tablo böyle. Bu süreçte mevcut seviyelerden sanayi ve/veya banka hissesi alımı yapılmalı mı? Faizlerin yüksek seyrettiği bir dönemdeyiz. Geçen hafta Merkez Bankası para politikası faizini yüzde 24’te sabit tuttu.

Global Menkul’den Rıdvan Baştürk, öncü verilerde iç talebin canlandığına yönelik henüz net sinyal görmediğini belirtiyor. “Hissede spesifik seçimleri öne çıkarıyoruz” diyen Baştürk, yüksek temettü potansiyeli olan ve yüksek temettü verimliliğine sahip şirketlerin ön planda kalabileceğini, bu hisselerin endeksteki olası volatiliteye rağmen tutunabileceğini kaydediyor.

Mesela Erdemir’in iç talebe olan duyarlılığı nedeniyle zayıf görünüm sergilese de yüksek temettü verimliliği nedeniyle dirençli kalabileceğini ifade ediyor ve hissenin temettü verimliliğinin yüzde 15 olduğunu söylüyor. Tüp-raş’ın da yüzde 10’dan fazla temettü verimliliğiyle öne çıktığını aktarıyor.

Gedik Yatırım, BİST-100 Endeksi’ndeki olası düşüşlerde seçici hisselerde alım öneriyor. Gedik Yatırım’ın model portföyünde Tofaş Oto, Migros, Bizim Toptan, TT ve Tekfen Holding yer alıyor. Ak Yatırım ise Aselsan, Ford Otosan, Garanti, Koza Altın, Mavi Giyim, Pegasus, Selçuk Ecza Deposu ve Vakıfbank’a en çok beğendiği hisseler arasında yer veriyor.

PORTFÖYLER GÜNCELLENİYOR
Ahlatcı Yatırım’da Muammer Demir, yatırımcıların uzun vadeli yatırım stratejisiyle hareket etmesi gerektiği kanaatinde. Demir, “Yılbaşından bu yana banka ve sanayi endekslerinin ana endeksin daha üzerinde getiri elde ettiği görülüyor” diyor. Ahlatcı Yatırım, Petkim, Tüpraş, Halkbank, Vakıfbank, YKB ve Erdemir’i beğeniyor.

Yatırım Finansman’ın geçen hafta güncel-lediği model portföyünde Pegasus, Trakya Cam, Tüpraş, Migros, Koza Altın, Coca Cola İçecek (CCI), YKB, TT ve Vakıfbank var. Yatırım Finansman’dan Serhan Gök, portföye Pegasus ile Trakya Cam’ı eklerken Soda Sanayii ile Oto-kar’ı portföyden çıkardıklarını kaydediyor.

Gök, güçlü gelen son çeyrek performansın Pegasus için pozitif olduğunu düşünüyor. Sabiha Gök-çen’in önümüzdeki yıllardaki kapasite artışı ile şirketin filosundaki büyümenin olumlu etkilerini de uzun vadede pozitif unsurlar olarak görüyor.

Trakya Cam’ın yurtdışındaki faaliyetlerini artıracağını öngören Serhan Gök, “Monfredonia’daki (İtalya) ve HNG Glass’taki (Hindistan) kalan yüzde 50 hissenin satın alınması şirketin uluslararası faaliyetlerinde yaratacağı sinerji için önemli bileşenler” diyor.

ALİ KERİM AKKOYUNLU / GEDİK YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ
“UCUZ ŞİRKETLERDE ALIM FIRSATLARI OLABİLİR”
TL DESTEK OLDU
2018 bilançolarında TL’nin güçlenmesiyle kur farkı giderlerinin azalması ve net kâra destek olması, zayıf talep ve cirolar, üçüncü çeyrekte yükselen enflasyon ve kazanılan stok kârlarıyla desteklenen marjların son çeyrekte normalleşmesi, yani marjlarda hafif düşüş öne çıktı. Bankalar özelinde ise oldukça yüksek negatif çekirdek makas marjlarının yüksek enflasyon ve enflasyona endeksli bonolarla karşılanması dikkat çekti.

PETROL VE TELEKOM
2018’de çeyreklik kârlarda öne çıkan sektörlerden biri Tüpraş’ın liderliğinde petrol sektörü oldu. Tüpraş stok kârlılığını artırdı, bakım ile onarım duruşları ve global marjlardaki düşüşle Petkim’in kârı beklentinin altında kaldı. Dayanıklı tüketim ve otomotiv, TL’nin güçlü seyrinden dolayı talepte değil marjlarda güçlü seyretti. Telekom, TL’deki toparlanma ve kur farkı giderlerinin azalmasından dolayı kârlılığını artırdı. Gıda perakendeciliğinde satışlardaki sağlıklı seyir sürdü. Madencilik sektörü Koza Altın liderliğinde beklentilerin gerisinde kaldı.

SATICILI SEYİR
BİST-100, seçim dönemi belirsizliğinden dolayı mart ayı boyunca yatay ve satıcılı bir trend oluşturabilir. Bu trend kaliteli ve ucuz şirketlerde alım fırsatları yaratabilir. Şu aşamada azalan global kârlılık trendinden dolayı demir-çelik sektörünü yatırımcılara önermiyoruz.

TUNCAY TURŞUCU / İNTEGRAL YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ
“İHRACATÇI VE BORCU OLMAYAN ŞİRKETLERE BAKILMALI”
KÂR MARJLARI DÜŞTÜ
2018 son çeyrek bilançolarında kur hareketi kaynaklı stok maliyetlerinin artması nedeniyle kâr marjlarında düşüşler görüldü. Ancak bu durumun geçici olduğu söylenebilir. Gelecek çeyreklerde kârlılık dengelenecek. Satış gelirlerinde ise hafif düşüşler görülüyor. Döviz borcu yüksek veya döviz fazlası yüksek şirketlerde kur farkı gelir/ gider kaynaklı aşırı oynamalar var.

YÜKSEK İHRACAT-DENGELİ BORÇ
Tekfen, Hektaş, Arçelik ve Vestel’in bilançosunu güçlü bulunuyoruz. Bu durumda bu şirketlerin satış gelirlerinin güçlü olması, kârlarının diğer etkenlerden fazla etkilenmemesi etkili oldu. Yüksek ihracat yapan şirketlere ek olarak döviz borcu dengeli olan şirketlerin görünümlerinin de daha dayanıklı olduğunu gözlemledik.

ZAYIF İÇ TALEBE DİKKAT
2019 ilk çeyrekte, faizlerin yüksek olmasından dolayı borcu yüksek şirketlerde yüksek finansman giderleri görüleceğini tahmin ediyoruz. Tamamen yurtiçine satış yapan şirketler zayıf iç taleple zayıf bir süreç geçirebilir. Bu noktada yatırımcıların ihracatı yüksek, borcu olmayan ya da makul seviyede borcu olan şirketleri mercek altına almalarını tavsiye ediyoruz.


CEREN ORAL
coral@ekonomist.com.tr