13 Ekim 2019 Pazar

Piyasalarda neler olacak?

BIST-100 endeksi son derece önemli haber akışlarının takip edildiği Eylül ayını oldukça güçlü bir şekilde tamamlamaya hazırlanıyor.

Bu yazının hazırlandığı 27 Eylül Cuma günü 17:35 civarlarında endeks 105 bin seviyesinin üzerinde idi. Sene başından bu yana BIST-100 endeksi en yüksek 105.930 seviyesini test ederken, aylık bazda en olumlu kapanış seviyesi 104.530 ile şubat ayında kaydedilmişti. Piyasadaki söz konusu iyimserlik 30 Eylül Pazartesi ğüııü de korunacak olursa, endeksin aylık bazda sene başından bu yana en yüksek kapanışı kaydettiğini görmemiz son derece yüksek bir ihtimal. Hatta iyimserlik devam edecek olursa, ekim ayının ilk haftası itibariyle yıl içi zirve seviyenin yenilendiğini de görebiliriz. Yeni bir aya başlarken, beklenti-strateji oluşturmak adına gelecek bir ayda piyasaları nelerin beklediğine göz atmak son derece faydalı olmakta.


FED BEKLENİYOR

Yine 10 Ekim’de açıklanacak olan son Fcd toplantısına ilişkin tutanaklar da piyasalar açısından bir o kadar önemli olacak. Zira, Fed her ne kadar son toplantıda beklentilerle uyumlu olarak 25 baz puanlık indirim gerçekleştirmiş olsa da, bu kararın oy birliğiyle alınmamış olması, bundan sonraki sürece ilişkin olası faiz indirimi konusunda verilen mesajların piyasaları pek tatmin etmemiş olması, Fed’in bir süredir para piyasalarında gerçekleşen likidite sıkışıklığım aşmak adına ek fonlama sağlamakta olmasının nedenleri ve çözümüne yönelik tartışmaların detayları piyasaların seyri üzerinde etkili olma potansiyeline sahip. Özellikle, likidite konusunda mevcut fonlama desteğinin kalıcı hâle gelip, bir anlamda parasal genişleme anlamına gelecek bir varlık alım programına dönüşüp dönüşmeyeceği merak konusu. Fed Başkanı Powell söz konusu likidite sıkışıklığına ilişkin süreci incelediklerini ve bir sonraki 'toplantıda bu anlamda gerekli görülürse bir adım atılabileceğini ifade etmişti. Her ne kadar, söz konusu durumun 2009’dan bu yana Fed’in ilk kez aktif bir şekilde piyasaya müdahale etmesine yol açmış olsa da; şimdilik bu durumun bir kriz habercisi ve/veya kalıcı bir varlık programını beraberinde getirecek bir gelişme olarak görülmesinin biraz abartılı olduğunu düşünmekteyiz. Ancak, bu konudaki kafa karışıklığının hem 10 Ekim’de açıklanacak toplantı tutanakları hem de 30 Ekim’deki Fed toplantısı sonrasında verilecek mesajlarla birlikte daha sağlıklı bir yorum yapılmasını sağlayacağını söylebiliriz. Yeri gelmişken, Fed’in ekim ayındaki olası faiz indirimine yönelik beklentilerin zayıflama gösterdiğini, ancak ay boyunca yaşanacak gelişmelerle beklentilerin önemli değişiklikler gösterebileceğini de not edelim. Örneğin, 4 Ekim’de yayınlanacak olan Eylül ayı İstihdam Raporu bu anlamda izlenmesi gereken önemli verilerden olacak.

Avrupa’ya baktığımızda ise ay boyunca takip edilecek en kritik iki gelişme, eğer ekstra bir uzatma kararı olmazsa 31 Ekim’de gerçekleşecek olan İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılığı (Brexit) konusundaki haber akışları ve 24 Ekim’de gerçekleşecek olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı ile akabinde gerçekleşecek olan başkan değişikliği olacak. 17-18 Ekim’de gerçekleşecek olan Avrupa Konseyi toplantısı özellikle Brexit süreci açısınan belirleyici olabilir. Önceki toplantısında faiz indirimi gerçekleştirip yeni bir varlık alım programı açıklayan ECB’dc mevcut Başkan Draghi ay sonunda koltuğunu IMF Başkanı Lagarde’a devredecek. Son kararlar ve gelişmelere bakıldığında ECB tarafında da Fed'de olduğu gibi bazı fikir ayrılıkları olduğunun anlaşılması, bölgedeki mevcut resesyon riski, Brexit konusu, ticaret savaşının etkileri gibi birçok unsurun bu ekim ayının özellikle Avrupa tarafında sıcak geçeceğine işaret ettiğini söyleyebiliriz.

BORSA EKİM AYINDAN UMUTLU

Küresel ekonomi takvimindeki yoğunluğa benzer bir görünüm Türkiye ekonomi takvimi açısmdan da söz konusu. Ayın ilk haftasında açıklanacak eylül ayı enflasyon rakamları piyasanın gündeminde olacak. Geçen yıl ağustosta yaşanan kur şoku kaynaklı olarak enflasyon rakamlarında gözlenen olumlu baz etkilierinin yıllık enflasyon rakamlarını en yüksek olarak eylül-ekim ayma ait verilerde göreceğiz. Bu hafta açıklanacak enflasyon rakamlarının tek haneli seviyelerde olması ve ekim ayında da benzer seviyelerde kalması bekleniyor.

Ancak, enflasyon rakamlarından ziyade yurtiçinde yeni ayın en önemli gündem maddesi, ay içinde açıklanması beklenen 2020-2022 Orta Vadeli Programı olacak diyebiliriz. Geçen yıl Yeni Ekonomi Programı olarak duyurulan 2019-2021 Orta Vadeli Programı’nda 2019 yılı “Dengelenme”, 2020 yılı “Disiplin” yılı ve 2021 yılı “Disiplin” yılı olarak tanımlanmıştı. Bu nedenle, hem bu tanımlamada bir değişiklik olup olmadığı hem de hükümetin nasıl bir yıl öngördüğünün anlaşılması açısından bu rapor son derece önemli olacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nm 24 Ekim’deki faiz kararı ve 31 Ekim’deki yılın son enflasyon raporu toplantıları da yine yurtiçinde yakından takip edilecek başlıklar olacak. Gelen mesajlardan hareketle bu ayki toplantıda güçlü faiz indirimlerinin sürme olasılığın son derece zayıf olduğunu,

31 Ekim’deki enflason raporu ile birlikte hâlihazırda yüzde 13.9 seviyesinde olan 2019 yılsonu TCMB enflasyon tahmininin bir miktar aşağı yönlü revize edilme olasılığının ise yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan, TCMB’nin son iki toplantısında gerçekleştirdiği 7.5 puanlık önden yüklemeli güçlü faiz indirimlerinin gecikmeli etkileri ile yılın son çeyreğinde yerli otomotive yönelik verilecek destek dikkate alındığında, mevcut kademeli toparlanma eğiliminin bir miktar daha hissedilebilir hâle gelmesi ve öncü büyüme göstergelerine yansımaya başladığı da görülebilir. Ayın sonuna doğru, payları Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin 2019 üçüncü çeyrek finansal sonuçlarının açıklanmaya başlayacağını da not edelim. Söz konusu 3Ç19 dönemi finansal açıklama dönemi solo rakamlar için 30 Ekim, konsolide rakamlar için 11 Kasım ve bankalar için 19 Kasım tarihine kadar devam edecek. Diğer taraftan, ABD ile olan ilişkiler başta olmak üzere siyasi/jeopolitik gelişmelerin de yurtiçi piyasaların seyri açısından önemini korumaya devam edeceğini de ekleyelim.

Sonuca geçmeden önce bir de hem mevcut duruma hem de geçmiş ekim ayı istatistiklerine hızlıca bakalım. BIST’in mevcut durumuna dair bir fikir vermesi açısından hem kendi tarihsel ortalamalarına hem de gelişmekte olan piyasalara kıyasla çarpan bazında grafiklerini hazırladık. Bu grafiklerden de görülebileceği gibi BIST’in hem kendi tarihsel ortalamaların hem de benzer ülkelere kıyasla olan yüksek iskontosu devam etmekte.

Gelelim ekim aylarında BIST-100 endeksinin performansına. Aşağıda yer alan farklı dönem ve periyotlardaki BIST-100 endeksinin aylık ortalama performans grafiklerine bakarak, genellikle ekim aylarının borsa açısından olumlu olduğunu söylemek mümkün.

Toparlamak gerekirse, mevcut görünüm, geçmiş istatistikler ve yurtiçi mevcut ekonomik görünüm borsa açısından ekim ayının olumlu geçme olasılığının güçlü olduğuna işaret etmekte. Ancak, özellikle küresel ekonomi takvimindeki yoğunluğu ve belirsizlikleri göz ardı etmemekte fayda bulunmakta. Farklı bir şekilde ifade etmek gerekirse, dışarıda hava bozulmazsa veya ekstra negatif bir sürprizle karşılaşılmazsa, son günlerde borsada gözlenen iyimserliğin yeni aya da taşınması son derece olası görünmekte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder