Global ekonomi tahminleri konusunda iki gösterge çok önemli. Birincisi korku endeksi VIX, İkincisi ise ABD Hazine’sinin faizleri. İki yıllıklar 2008 sonrası en yüksek düzeye çıktı, 10yıllıklarda ise kıpırdanma başladı...
Türkiye'de ekonomik büyüme ne durumda?
Büyümenin en önemli öncü göstergesi olarak kabul ettiğim takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi açıklandı geçen hafta. Artık elimizde Kasım ayının verisi de var. Buna göre, Türkiye ekonomisi yüzde 7 büyüme gerçekleştirdi. Bu rakamın 2016 Kasım verisi ile kıyaslanarak hesaplandığım göz ardı etmemek gerekir. 2016’nm ikinci yarısı, ekonomi dışı hadiseler nedeniyle ekonomik aktivitenin çok sıkıntı yaşadığı bir dönemdi. Haliyle o dönemle yapılan kıyaslamalar büyümeyi olduğundan biraz daha yüksek gösteriyor.
Ancak bu etkiden arındırdığımızda bile Türkiye ekonomisinin geçen yılın son çeyreğinde yüzde 5 patikasında büyüdüğünü gözlemliyoruz. Yüzde 4.5 olan potansiyelimizle karşılaştırıldığında büyümenin iyi seyrettiği söylenebilir. Ancak 2018’e odaklanmamız lazım. Bu yılın ilk çeyreğinde de ekonominin potansiyeline yakın gideceğini öngörüyorum. En büyük ihracat pazarımız Avrupa’da ekonomik büyüme son yedi yılın zirvesinde. Ayrıca TL’nin benzerlerine kıyasla çok daha fazla değer kaybetmiş olması bizi ihracat pazarlarında çok daha rekabetçi konuma getirdi.
Kredi Garanti Fonu’nun yeni desteği de devreye giriyor. Bu da özellikle KOBİ’ler açısından çok sevindirici. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde ilk çeyrek hakkında olumlu konuşabiliriz. Ancak yılın ikinci yarısı için endişeliyim. Global arenada mali kriz beklentimden dolayı tüm gelişen ekonomilerin belirgin bir şekilde zorlanacağım öngörüyorum.
Küresel piyasalardaki coşku daha ne kadar devam eder?
Coşku geçen hafta da devam etti. Yılsonu makyaj lamalarının ardından Ocak ayınm ilk iki üç haftasının geleneğidir zaten. Bu açıdan dördüncü hafta kritiktir. Korku endeksi VIX halen 10 düzeyinin altında işlem görüyor. Tüm dünyanın referans olarak kabul ettiği ABD borsa endeksi S&P500 ise yükselişini sürdürüyor. Ancak geçen hafta “satış bölgesi” olarak değerlendirdiğim banda (2770-2780) girdi. Burasının dönüş bölgesi olması kuvvetle muhtemel. Dolayısıyla küresel borsa endekslerine yönelik güçlü negatif beklentimi koruyorum. Bu sene küresel borsa endekslerinde oldukça sert düşüşlerin, VIX endeksinde de belirgin yükselişin yaşanacağı bir yıl olması kaçınılmaz görünüyor. Haliyle, kur cephesinde de BIST-100 cenahında da beklentilerim oldukça bozuk. Kurdaki yükseliş eğilimin (son günlerde istikrarlı bir seyir kazandı) yeniden başlayacağım öngörüyorum. BIST-100 endeksinde de 115.000 bölgesinin üzerinde kalıcılaşmanın oldukça zor olduğu kanaatindeyim.
Nelere dikkat etmeliyiz?
İki gösterge çok kritik olacak bu yıl. Bunlardan birincisi korku endeksi VIX. Bunu zaten epeydir gündemde tutuyorum. İkinci gösterge ise ABD piyasa faizleri. Özellikle ABD 10 yıllık Hazine faizleriyle ABD iki yıllık Hazine faizlerini mercek altında tutmak gerekiyor. İki yıllıklar Eylül 2008’den (yanlış yazmadım) beri gözlenen en yüksek düzeye tırmandı. 10 yıllıklarda da kıpırdanma başladı. Son günlerde yüzde 2.50’nin de üzerine çıktı. Yükseliş her zaman kısa vadeli (iki yıllık) ile başlıyor sonrasında tüm dünyanın referans aldığı 10 yıllıklara sıçrıyor. 10 yıllık Hazine faizleri halen rahatsız edici düzeyde değil. Yüzde 2.70’in üstüne çıkması piyasalarda tedirginliğe, yüzde 3’ün üstüne çıkmasıysa paniğe yol açar. Yakından izlemeye devam.
Euro/dolar paritesi?
Almanya’da hükümetin kurulabileceğine yönelik beklentilerin kuvvetlenmesi pariteye yaradı. Bunda, Alman 10 yıllık Hazine faizlerinin yükselmesi etkili oldu. Parite 1.2150’lere kadar geldi. Halen sınırlı da olsa yukarı yönlü potansiyeli olduğu göz önünde bulundurulmalı. 1.2570 tarihi direnç olarak karşımıza çıkıyor. Bu bölgeye yaklaştıkça kademeli olarak dolar yönlü pozisyon alınması uygun olabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder