17 Ocak 2018 Çarşamba

Bilançoyu saat yönünde çevirme zamanı

Aylardır 2018’in ikinci yarısında kriz olasılığına dikkat çekiyorum. Zaman, borçları olabildiğince uzun vadeye, varlıkları olabildiğince nakde yakın varlıklara kaydırma ve kur riskini olabildiğince kapatma zamanı...

“JEOPOLİTİK Depresyon Yılı” diyor Eurasia Group 2018 için. Merrill Lynch çalışmasında “Tarihin en korkunç finansal balonunda olduğumuz”u yazıyor. Morgan Stanley, “Bir sonraki kriz 2008’dekinden beter olacak” diyor ve ABD’deki reel sektör borçlanmasının ürkütücü düzeylere ulaştığından dem vuruyor. Epeydir ben de işliyorum 2018’in ikinci yarısı ile 2019 döneminin “global kriz dönemi” olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu. Hatta gerek şirket gerekse de hane halkı finansalları için “bilançoyu saat yönünde çevirme” zamanında olduğumuzu ifade ediyorum.

İBRETLİK BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ

O günleri iyi biliriz. 1998, 2001, 2008-2009. Hiç kimsenin beklemediği anda başlar o dalga, önüne ne çıkarsa süpürüp atar. Kağıttan kule gibi devrilir her şey. Altında kalır ne varsa. Ne menem bir küresel finansal varlık balonunun içinde eşindiğimizi hangi metriğe bakarsa baksın görüyor akıl melekeleri hala yerinde olan her insan, ibretlik bir dönemden geçiyoruz, 2008 krizinin arifesini anımsatıyor öncü gösterge olarak referans aldığımız ne varsa.

Bir erken uyarı göstergesini de BofA Merrill Lynch paylaşmış geçenlerde. Önemli yatırım kuruluşlarından biridir, daha doğrusu oyun kuruculardandır. Krizden, savaştan, kaostan, emek sömürüsünden başka bir şey vadedemeyen kapitalizmin küresel ekonomiyi getirdiği yeri göstermesi açısından önemliydi. Pek tabii ki yüzlercesinden sadece biriydi. BofA, reel varlıkların finansal varlıklara oranının ölçüm yapılabilir tarihin en düşük seviyesinde olduğunu göstermeye çalışıyor ve uyarıyordu.

Morgan Stanley de son çalışmasında tahvil ve borç piyasalarının tetikleyeceği bir krizin 2018 yılında yaşanma ihtimalinin çok arttığını anlatan bir çalışma yayımladı. Euroasia Group yeni yayımladığı “2018’in En Önemli Riskleri” raporunda 2018 yılım jeopolitik depresyon yılı olarak nitelendirdi ve yaklaşmakta olan cisimleri detaylandırdı.

İKİ DÜNYA BİRBİRİNDEN UZAKLAŞTIKÇA

Krizin ne olduğunu tanımlamak için çok fazla kelime sarf etmeye gerek yok. Kriz, depremin bizzat kendisidir. Reel dünya ile reel olmayan finansal dünya birbirinden uzaklaştıkça enerji birikir (Merili Lynch’in hazırladığı grafik dahil birçok metrikte olduğu gibi).

Bu birikim öyle bir boyuta ulaşır ki artık zapt edemez sistem, ifrat halidir, taşıyamaz o yükü, engel olamaz büyük patlamaya. Böyle çıkar ortaya mali krizler. Sanal zenginleşmelerin kaçınılmaz sonudur.

Hayatın düzeltmesidir, ekosistemdeki aşırılıkların törpülenmesidir kriz.

Ezcümle, bugün karşımızda duran ta kendisidir. Kendisini iyi tanırız. Formülü sosyal laboratuvarlarda geliştirilmiş, Thatcher ve Reagan destekli.

“zenginde pişer fakire biraz düşer” tabanlı mevcut ekonomik modelin ürettiği mutat global krizlerden birine çarpmak üzereyiz gene.

HİÇBİR CEVABİN OLMADIĞI BİR YERDEYİZ

Neoliberalizmle yaldızlanmış kapitalizm 2008-2009 kriziyle yıkılmıştı. Ölüyü mezardan çıkarma gayretiyle gelişmiş ülke merkez bankaları bol ve ucuz parayı boca etti üzerimize. Şimdi tanımsız ve tuhaf bir bulamacın içinde yüzüyoruz nereye gittiğimizden bihaber. Saçtıkları para her zaman ve her yerde altta kalan emekçiye gene uğramadı. Egemen sermayenin finansal varlıklarını şişirdikçe şişirdi. Şimdi hiçbir cevabın olmadığı yerdeyiz. Fed korkudan faiz artıramıyor, biliyor finansal varlık balonunun patlamak üzere olduğunu, iğneyi batıran olmak istemiyor. Bekliyor biçare, o bekledikçe daha da büyüyor ve güçleniyor canavar. Emperyalizm içinde güç kaymaları yaşanıyor, irçok ülke ve toplum sancılı bir altüst oluş içinde. “Oyun kurucu” özelliğini giderek yitirmekte olan ABD, Trump ve şürekası ile kabuk y/ bağlamamış ne kadar yara varsa kaşımaya devam ediyor.

ZOR GÜNLERİN ELİ KULAĞINDA
Gelir dağılımı hiç olmadığı kadar bozulmuş durumda, insanlığı çürüten, tahammülsüzlük ve yabancı düşmanlığı virüsünün hızla yayıldığı bir iklim içinde savrulup duruyoruz. Ama bu hercümerç içinde küresel borsalar yılı makyajla kapattı. Makyaj akıyor oysa ki. Zor günlerin eli kulağında. 2018 ve 2019 küresel arenada çok meşakkatli geçecek. Böyle dönemlere hazırlıklı girmek gerek, risk yönetimi ve ev/şirket bütçe yönetiminin daha da önem kazandığı günlerdeyiz. Zaman, bilançoyu saat yönünde çevirme zamanı. Bir başka ifadeyle; borçları olabildiğince uzun vadeye, varlıkları olabildiğince nakde yakın varlıklara kaydırmanın ve kur riskini de olabildiğince kapatmanın gerekli olduğu bir dönemdeyiz.

ERKİN ŞAHİNÖZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder