17 Ocak 2018 Çarşamba

Küresel risk iştahı TL varlıkları da pozitif etkiliyor

Borsa İstanbul’daki iyimserliğin devamı için risk iştahının küresel ölçüde yüksek seyretmesine ihtiyaç var. Doların küresel piyasalardaki zayıf seyrini sürdürmesi durumunda, alt destek konumundaki 3.70 TL’ye doğru geri çekilmeler görülebilir...

YENİ yıla küresel ölçüde yüksek risk iştahı ile başladık. ABD’de endeksler tarihi rekorlarım genişletmeye devam ederken, Borsa İstanbul’da geçtiğimiz ay başlattığı yükseliş serisini yeni zirvelerle taçlandırdı. Hafta içinde 118 binin üzerini test eden BIST-lOO’de zaman zaman gelen teknik kar satışları dikkat çekse de bu satışlar trend dönüşü için yeterli bir sinyal üretmedi. Bu hafta BIST-lOO’de izleyeceğimiz en önemli seviye daha önceki zirvelerin bulunduğu 115 bin civarı olacak. Bu seviyenin altında olacak kapanışlar aralık ayında başlayan ve yüzde 15’e ulaşan sert ve büyük bölümü hacimsiz gerçekleşen yükselişin sonlandığına dair bir işaret oluşturabilir.

ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ SINIRLANIYOR


Geçtiğimiz hafta açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) Aralık ayında aylık bazda yüzde 0.69 ile yüzde 0.63 seviyesindeki konsensüs beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşti. 2016 yılsonunda yüzde 8.53 seviyesinde olan yıllık TÜFE 2017 yılsonunda 339 baz puan artışla yüzde 11.92 seviyesine çıktı. Enflasyondaki yüksek seyir ve özellikle çekirdek TÜFE göstergelerindeki bozulmanın sürmesi nedeniyle kısa-orta vadeli enflasyon görünümü, temel ekonomik dinamikler ve TL varlıkların seyri açısından açıklanan rakamların potansiyel etkisinin negatif olduğunu düşünüyoruz. Üretici fiyatlarındaki durum da TÜFE’den çok farklı değil. ÜFE, TL bazlı ithalat fiyatlarındaki olumsuz seyrin etkisiyle yüksek seyretmeye devam ediyor. 2016 yıl sonunda yüzde 9.94 seviyesinde olan üretici enflasyonu 2017 yılsonunda 553 baz puan artışla yüzde 15.47 olarak gerçekleşirken; 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı ise 1152 baz puanlık artışla yüzde 15.82 oldu. 2016 yılının son çeyreği itibariyle ÜFE’de gözlenen artış 2017 yılının son çeyreği için güçlü bir olumlu baz etkisi oluşturmakta olup, yıllık ÜFE’nin kasım ayındaki yüzde 17.30 seviyesinden yüzde 15.47 seviyesine gerilemesindeki önemli unsurlardan biri oldu. TL’deki değer kayıpları ile emtia fiyatlarında gözlenen artışın TL bazlı ithalat fiyatları üzerinde oluşturduğu olumsuz etki ÜFE’deki yüksek seyrin temel nedeni olmaya devam ediyor.

Para politikası ile yönetilmesi daha muhtemel olan çekirdek göstergelerdeki bozulmanın devam ediyor olması önümüzdeki birkaç aylık dönemde baz etkisinin olumluya döneceği yönündeki beklentileri sınırlayabilir. 2018 itibariyle uygulamaya girecek olan vergi artışları da beklenen iyileşmenin sınırlı kalmasına neden olabilecek bir diğer risk unsuru. Buna rağmen, güçlü baz etkisi sayesinde 2018 yılının ilk yarısında TÜFE’nin bir miktar gerileme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonda beklenen sınırlı düşüşe rağmen TCMB’nin sıkı para politikasını bir süre daha sürdürmek zorunda kalacağını düşünüyoruz. 18 Ocak’taki yılın ilk PPK’sı öncesinde TL’de ekstra bir değer kaybı görülmedikçe TCMB’nin ilâve bir sıkılaştırmaya gitme ihtiyacı da doğmayabilir.

KÜRESEL RİSK İŞTAHI YÜKSEK

Son haftalarda Borsa İstanbul’da yaşanan yükselişte küresel risk iştahının oldukça yüksek seyrediyor olması da oldukça etkili. Gerek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan ülkelerde hisse senetlerine yönelik ilgi devam ediyor. Borsa İstanbul aralık ayından başlayan dönemi baz aldığımızda en yüksek getiri sağlayan endeksler arasında yer alırken, bu performansta kasım ayında emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrışmış olmasının getirdiği baz etkisi var. Gelecek haftalarda Borsa İstanbul’daki iyimserliğin devamı için risk iştahının küresel ölçüde yüksek seyretmesine ihtiyaç var. Bu hafta içeride de yurtdışm-da da trend üzerinde etkili olabilecek bir veri ya da haber akışı yok. Bu nedenle daha çok teknik seviyelerin ön plana çıkacağı bir fiyatlama eğilimi göreceğiz. Borsa İstanbul’da son dönemde görülen sert ve hacimsiz yükseliş olası bir düzeltmenin sert gerçekleşme ihtimalini artırıyor. Bu nedenle gerek Borsa İstanbul gerekse kurlar tarafında alınacak pozisyonlar için mutlaka bir stop-loss stratejisi oluşturulmalı.

OLUMSUZ HABERLER FÎYATLANMAK İSTENİYOR

Geçtiğimiz haftanın hatta son ayların en önemli konularından biri olan ABD’de görülen Hakan Atilla davasında jüri beklenen kararını açıkladı. Mahkeme jürisi, Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı yönetilen altı suçlamanın beşinden suçlu buldu. ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarım delmek, ABD’yi aldatma suçuna iştirak etmek, ABD bankalarını dolandırmak, ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmek, kara para aklama suçuna iştirak etmek konusunda suçlu bulunan Atilla, kara para aklamaktan suçsuz bulundu. Uzun zamandır beklenen kararın açıklanmasının ertesi günü Borsa İstanbul, güne pozitif bir başlangıç yapmayı başardı. Perşembe günü ise Bank of America Merrill Lynch’in 68 ülkeyi kapsayan altı aylık gelişen piyasalar değerlendirmesi basma düştü. Rapora göre Çin ve Rusya en sağlam ülkeler olarak nitelenirken, Güney Afrika, Brezilya ve Türkiye “Kırılgan Üçlü” olarak nitelendirildi. Bu haberin piyasalar üzerindeki etkisi ise sadece yarım gün sürdü. Bu fiyatlama davranışlarım mevcut trendin gücü ile açıklamak mümkün. Trend korunduğu sürece pozisyonlara sahip çıkma eğilimi haber etkilerinin sınırlı kalmasını sağlıyor. Bu nedenle TL varlıklarda trend dönüşüne işaret edecek her hangi bir teknik sinyal alınacak olursa mevcut pozisyonlarda hızlı bir reaksiyon almak faydalı olacaktır.

ÜZEYİR DOĞAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder