16 Haziran 2018 Cumartesi

Makine İhracatının Yeni Kaptanı

Makine İhracatçıları Birliğinin Başkanlığını Adnan Dalgakıran'dan devralan Kutlu Karavelioğlu, öncelikli hedeflerini anlattı: “İmalatçımız üzerinde birikecek finansman yükü KDV'lerin üç ay içinde kendilerine iadesi ile bertaraf edilmelidir... Kamu alımlarında oluşturulan listelerin genişlemesini bekliyoruz...”




MAKİNE İhracatçıları Birliği’nin yeni Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine imalat sektörünün bütün dünyada KOBİ tabanlı olduğu, özel maksatlı makine imalatında niş alanlarda teknoloji geliştirerek rekabetçi olunabileceği gözden uzak tutulmamalı” uyarısı yapıyor.

Makine ihracatında son bir yılın değerlendirmesiyle başlasak... Makine sektörünün her yıl sistemli bir artış hızı var. 2001 yılında ihracatı yaklaşık 1,7 milyar dolar seviyesinde bulunan sektörümüz bu artış ivmesi doğrultusunda geçtiğimiz yıl sonunda ihracatını 9 katma çıkararak 14,9 milyar dolara taşıdı. Birliğimizin çalışmaları ve kurduğu işbirliklerinin de katkısıyla, aynı dönemde sektörün Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı 2 katına çıkarıldı. Türkiye makine sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği pazarlarda yaşanan olumlu gelişmeler sektörün finansal rakamlarına da yansıdı. Firmalarımızın kaliteli ürün geliştirme ve teknolojik değişimlere hızlı cevap verebilme yetisiyle, markalaşma konusunda ciddi bir ilerleme kaydettik. Sektörel bilgi ve deneyimlerin aktarılması esasına dayanan yapısıyla Birliğimiz, imalat ve ihracat hususlarında yatırımların artışına katkıda bulunarak sanayileşme yönünde ülkemize güç kattı.




Hangi hedeflere yöneleceksiniz?

Kuruluş sürecinin bir parçası olduğum ve Yönetim Kurullarının hemen hepsinde görev üstlenmekten büyük mutluluk duyduğum Makine İhracatçıları Birliği, makine sanayiinin kurumsallaşma sürecinde, sektörün ortak çıkarları doğrultusunda görüş alışverişinde bulunabildiği ve belirlenen hedefler doğrultusunda ortak hareket edebildiği önemli bir buluşma noktasıdır. Farklı alt sektörlerden, her biri sektörel temsil deneyimine sahip Yönetim Kurulu üyelerimizle yürüteceğimiz Başkanlık dönemimizde, sektörün kurumsallaşma faaliyetlerine hız kesmeden devam edeceğiz. Sürdürülebilir ve gerçekçi politikalar belirleme anlayışımız doğrultusunda,

Başkanlığımın ilk yılında, devam etmekte olan proje ve faaliyetlerimizi geliştirmeyi sürdürecek, imkanlarımızın el verdiği ölçüde yeni çalışmalar yapacağız. Kısa vadeli hedeflerimizin başında üye firmalarımızın, Türkiye’de makine sektörünün temsil edildiği tek ihracatçı birliği olan Makine İhracatçıları Birliği çatısı altında konsolide olması, iştigal sahamızda olmasına rağmen ihracatını henüz Birliğimiz üzerinden gerçekleştirmeyen firmaların Birliğimizi daha yakından tanıması geliyor.

Hangi pazarlara önem vereceksiniz?

Makine sanayiinin ana vatanı Almanya’nın yanı sıra, başta ABD ve İngiltere olmak üzere sanayisi gelişmiş tüm ülkeler sektörümüzün hedef pazarları arasında üst sıralarda yer almaktadır. Birliğimiz büyük pazarlarımızda işbirlikleri geliştirmekte, uzun süredir devam ettirdiği pazarlama ve tanıtım faaliyetleriyle Türkiye’nin Makinecileri’nin bilinirliğine katkı sağlamaktadır. Diğer yandan, uluslararası ticaretten daha fazla pay almamızı sağlayacak ana unsur, ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek üzere alternatif pazarlara yönelmektir. Senede 20 kadar ihtisas fuarına katılıyor olmamızın bir sebebi budur; diğeri de 22 alt sektörü bulunan makine imalat sektörünün her dalında teknoloji geliştirdiğimizi gösterebilmek.

Son dönemde bu yönde önemli adımlar attık. En büyük ihracat pazarlarından biri olan ABD’ye yakınlığıyla önemli bir yere sahip olan Meksika’nın partner ülke olarak katıldığı Hannover Messe’de yaptığımız temaslarla Latin Amerika pazarındaki varlığımızı güçlendirecek girişimler başlattık. Intermat fuarında Paris’te dünyanın dört bir yanından inşaat makineleri üreticileriyle bir araya geldik. Ayrıca stratejik pazarların başında gelen Rusya ve Almanya pazarlarındaki payımızı güçlendirmek için iş bağlantıları gerçekleştirmemiz adına büyük öneme sahip Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka (Metal İşleme Teknolojileri Fuarı) ve Münih’te düzenlenen IFAT (Çevre ve Su Teknolojileri Fuarı) fuarlarına katıldık.

Kur tarafındaki çalkantı sizi nasıl etkiliyor?

Katma değeri yüksek bir sektör oluşumuz küresel gelişmelerden ve kur dalgalanmalarından diğer bütün imalat sektörlerinden daha az etkilenmemizi sağlamakla birlikte, dövizdeki sert değişimler bizim de bilanço kalitemizi doğrudan etkilemektedir.

Kurdaki kestirilemeyen ve ne kadar süreceği belli olmayan artışlar, mevcut göstergeleri baz alarak geleceğe yönelik iş planlaması yapmayı zorlaştırıyor. Kur artışları ithal mallara karşı bir rekabet avantajı sağlamakla birlikte, ara malı ve hammadde fiyatlarındaki artış ve yurtiçi enflasyon etkisi de iç rekabetimize doğrudan etki ediyor. Faizlerle ilişkisi bir başka risk unsuru. Durumu bir avantaja çevirmek için satışlarımızın önemli bir kısmını yurtdışma yapmamız zaruridir. Fiyat istikrarının sağlanması dünyada olup biten gelişmeler nedeniyle zaman alacaktır; önemli olan küresel büyümenin yeniden başlamış olması ve makine siparişlerinin sağlıklı biçimde artıyor oluşudur.

Kamudan beklentileriniz var mı?

Makine imalatının en stratejik sektör olduğunun, kendi teknolojimizi geliştiriyor olmanın tam bir egemenlik meselesi olduğunun anlaşıldığı, buna yönelik hızlı tedbirler geliştirildiği bir dönemdeyiz. Kamu alanlarında uzun yıllardır ihtiyari biçimde uygulanmaya çalışılan yerli malı destek mekanizmaları, orta-yüksek teknolojili ürünler için bir şart olarak hayata geçti. Mal alım ihaleleri veya yapım işleri için listeler oluşturuldu, güçlü olduğumuz makinelerin yurtiçinden temini zaruri hale getirildi. Bu listelerin, ülkeye katkısı netleştikçe genişleyeceğini bekliyoruz. Öte yandan dış ticaret açığı verdiğimiz makinelerin yurtiçinde üretilmesi için tedbirler geliştiriliyor. Yakından takip ettiğimiz bu girişim için beklentimiz, makine imalat sektörünün bütün dünyada KOBİ tabanlı olduğunun, özel maksatlı makine imalatında niş alanlarda teknoloji geliştirerek rekabetçi olunabileceğinin gözden uzak tutulmaması ve teşvik edilecek yatırım ölçeklerinin bu gerçeğe göre belirlenmesi. Makine KDV’lerinin sıfırlanması bir başka güncel mevzu.

Kendi sınai üretimleri için makine alacak yatırımcılar, Sanayi Sicil Belgesine sahip olmak kaydıyla bazı makineleri KDV ödemeden alacaklar. Bu makinelerin listeleri objektif kriterlerle oluşturuldu ve küresel rekabetçi dallar seçildi. Burada beklentiden öte net bir talebimiz var; imalatçımız üzerinde birikecek finansman yükü KDV’lerin üç ay içinde kendilerine iadesi ile bertaraf edilmelidir. Aksi halde sistem tıkanacak, fiyat artışları kaçınılmaz hale gelecektir. Giderek küreselleşen korumacı politikalara uygun olarak alınabilecek tedbirlerin içinde piyasa denetimi ve gözetimi mekanizmalarının daha etkin iş görmesi de var. Makine sektörü bir geniş uzmanlık alanı olduğundan, bu hizmetin başarısı için sektörel kuruluşlardan, yani alt sektör derneklerinden yararlanmak gereği olduğunu düşünüyor, görev bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder