3 Haziran 2018 Pazar

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nden notlar

Dijitalleşme, irıovasyon ve girişimcilik nedir? Birbirinden farklı mı? Bu sorular herkesin kafasını karıştırıyor. Ancak kurumlarda girişimcilik kası olmadan inovasyon sadece Ar-Ge departmanından çıkan bir ürün, bir fikir olarak kalır.

23-24 Mart’ta düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), bu yıl da Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda katılımcı ve konuşmacıyla verimli şekilde geçti. UEZ’de benim de moderatörlüğünü üstlendiğim “Dijitalleşme Çağında Fırsatlar” başlıklı oturumda, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ve Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ile oyunun kuralını değiştirecek dijital fırsatlar neler ve iş dünyası bu fırsatları yakalamak için neler yapmalı konularını konuştuk. Oturumun öne çıkan başlıklarını ise şöyle özetleyebiliriz:

Dijitalleşmeden ne anlamalıyız? Dijital teknolojilerin baş döndürücü hızla gelişimi sayesinde değişimin hızı her zamankinden daha fazla ve etki alanı her zamankinden daha geniş. S&P 500’de şirketlerin listede kalma süresinin gittikçe kısaldığını görüyoruz. Yapılan araştırmalar, bundan 50 yıl öncesine kadar bir şirketin S&P 500 listesinde kalma süresinin 61 yıl iken 1980’lerde 25, günümüzde ise sadece 18 yıl olduğunu gösteriyor. Şirketler, mevcut başarılı iş modellerine tutkuyla bağlı kaldıkları, yeni fikirlere açık olmadıkları ve müşteri ihtiyaçlarını görme konusunda geç kaldıkları için dijitalleşme döneminde rekabetçi üstünlük sağlayamıyor. Bu durum da ömürlerini kısaltıyor.

DİJİTALLEŞME, İNOVASYON VE GİRİŞİMCİLİK

Dijitalleşme, inovasyon ve girişimcilik nedir? Birbirinden farklı mı? Bu sorular herkesin kafasını karıştırıyor. Dijitallcşmeyi, proseslerin teknolojiyle yönetilmesi ve bu nedenle iş modellerinin yeniden yapılanması olarak adlandırabiliriz, inovasyon ise dijitalleşmenin gerçekleşmesi sırasında rekabette fark yaratan yenilikleri bulmamız için bir süreci tanımlıyor.

Kurumlara yeni ürün, yeni müşteri ve yeni gelir kalemi sunabilecek iş fikirlerinin başarılı bir şekilde ticarileşmesi olarak adlandırdığımız inovasyonu çalışır hale getirmeyi destekleyen kas ise “girişimcilik”. Bunun kurumda uygulanma modeli ‘kurumiçi girişimcilik’ olarak adlandırılıyor. Kurumlarda girişimcilik kası olmadan inovasyon sadece Ar-Ge departmanından çıkan bir ürün, bir fikir olarak kalır. Büyük ve köldü şirketler için bu dönüşümü gerçekleştirmek o kadar kolay değil; ancak Levent Çakıroğlu’nun da belirttiği gibi en önemli trendlerden biri olan çevik yönetimle günümüzde hızlı hareket edebilen, risk alabilen, hata yapmaktan korkmayan, verdiği karar başarısızsa onu hızla öldürüp yenisine geçebilen kültürleri oluşturabilmek son derece önemli.

DEĞİŞİME NASIL ADAPTE OLUYORLAR?

Koç Grubu genelinde kurumiçi girişimcilik kapsamında uygulanan inovasyon programları var. Birçok grup şirketinde yeni fikirlerin hiyerarşik mekanizmalara takılmadan ilerleyebilmesi için inovasyon direktörlükleri kuruldu. Dijitalizasyon ise Koç Grubunun üretim şirketleri için önemli bir yer tutuyor. Yapay zeka, machine learning dediğimiz öğrenebilen makineler, IOT denilen nesnelerin interneti, 3D yazıcılar ve bütünsel olarak baktığımızda veri analitiği dijitalleşme ile birlikte hayatın önemli parçaları haline geldi.

Iş Bankası da dijital dönüşüm sürecini tüm fikirlere açık olmak ve yenilikleri reddeden bir tutum içinde olmamak yaklaşımıyla yönetmekte. İş Bankası ekibi bu doğrultuda mevcut işlerin yarattığı fırsatları ve maruz kalabilecekleri tehditleri düşünerek zamanlarını ve enerjilerini bu yönde harcıyor.

GLOBAL SEVİYEDE HAKİMİYET

Kurumların değişime adapte olması için yönetim seviyesindeki en kritik konu, küresel ölçekte düşünmek. Bu yalnızca uluslararası faaliyetlerde bulunan şirketlerin sorumluluğu değil. Sadece Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin de küresel rekabeti çok iyi tanımaları lazım. Diğer yandan şirketler ekonomik olarak hangi alanda en çok değer yaratabileceklerini tespit ederek bu işi en iyi yapan kimse bu şirketlerle iş birliği içinde olmalı. Bunun için de ekosistem yaratmaları gerekiyor.

Koç Grubu’nunda bu bilinçle İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde Ar-Ge merkezi ve Silikon Vadisi’nde iş birlikleri söz konusuymuş. İş Bankası’nın da bu doğrultuda değişime adapte olmak için bazı somut girişimleri var: Banka, Silikon Vadisi’nde yer alan inovasyon merkezinde robotik endüstrilerinden yazılımlara, yapay zekanın kullanıldığı birçok uygulamayı şu anda ihraç etmeye başlamış. Yakın zaman içinde Çin’ de ve Londra’da inovasyon merkezleri kurulacakmış. Sadece bankacılık için değil farklı disiplinlerden birçok işi bir arada götürebilmek adına da bunu yapıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder