19 Mart 2021 Cuma

Büyüme beklentisi daha da arttı

TÜRKİYE ekonomisi 2020’de yüzde 1.8 büyüyerek, pandemi döneminde büyüyebilen sınırlı sayıdaki ülkelerden biri oldu. Büyümeye en büyük katkı iç talepten gelirken, dış talep büyümeyi aşağı çekti. Yılın son çeyreğinde, özel tüketim harcamaları ve yatırımların etkisiyle ekonominin büyüme performansı yüzde 5.9 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020’de kişi başına GSYH bir önceki yıla göre cari fiyatlarla yüzde 15.7 artışla 60 bin 537 TL olurken, ABD doları cinsinden kişi başına GSYH bir önceki yıla göre yüzde 6.7 gerileyerek 8 bin 599 dolar düzeyinde gerçekleşti. Uluslararası kuruluşlar Türkiye ekonomisine yönelik 2021 büyüme beklentilerini yukarı yönlü güncellerken, pandeminin küresel ve yurtiçi ekonomik aktivite üzerinde yeni bir şok yaratmaması halinde, ekonomistlerin 2021 sonu büyüme beklentileri yüzde 4-5 bandında ağırlık kazanıyor...

REVİZYONA GİDİLDİ

TÜİK verilerine göre üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 16.8 artarak 5 trilyon 47 milyar 909 milyon TL oldu. Cari fiyatlarla dolar cinsinden GSYH, 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 5.75 azalışla 717 milyar 49 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. TÜİK, 2020 birinci, ikinci ve üçüncü çeyrek verilerinde güncellemelere gitti. Yapılan güncellemeyle, zincirlenmiş hacim endeksi olarak ikinci çeyrek için daha önce yüzde 9.9 olarak açıklanan daralma oranı yüzde 10.3’e yükseltilirken, üçüncü çeyrek için yüzde 6.7 olarak açıklanan büyüme oranı yüzde 6.3’e çekildi. Yılın dördüncü çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.7 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2020 dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.8 arttı. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2020 dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26.2 artarak 1 trilyon 524 milyar 788 milyon TL oldu.

SANAYİ YÜZDE 10.3 BÜYÜDÜ

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2020’de bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21.4 artarken, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 13.7 artış gösterdi. Tarım sektörünün yüzde 4.8 büyüdüğü 2020’de kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 2.8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.6, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2.5 ve sanayi yüzde 2 arttı. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5.2, hizmetler yüzde 4.3, inşaat sektörü ise yüzde 3.5 azaldı. 2020 son çeyreğinde ise finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 9.2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 15.1, tarım sektörü yüzde 4, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.9, sanayi yüzde 10.3, hizmetler yüzde 4.6 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 12.5 azaldı. İmalat sanayine baktığımızda ise yıllık büyüme yüzde 2.1’e, son çeyreklik büyüme yüzde 10.5’e işaret etti.

İstanbul Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, 2020’de büyümenin temel dinamiğinin finans ve sigorta sektörü olduğunu belirterek, “Bu sektördeki büyüme yüzde 21.4 iken, sanayi sektörü yüzde 2 bir büyüdü. İnşaat ve hizmetlerde ise daralma söz konusu. Ekonomideki sektörel dengesizlik pandemide arttı” dedi.

TÜKETİM HARCAMALARI ARTTI

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2020’de bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 3.2 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 56.4 oldu. Yerleşik ha-nehalklarının nihai tüketim harcamaları son çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 8.2 artış gösterdi. Bu dönemde devletin nihai tüketim harcamalarında yüzde 6.6, gayrisafi sabit sermaye oluşumunda yüzde 10.3 artış yaşandı. Yılın son çeyreğinde hanehalkının tüketim harcamalarının alt kırılımına bakıldığında, dayanıklı mallar yüzde 42.3, yarı dayanıklı mallar yüzde 6.9, dayanıksız mallar yüzde 8.2 artarken, pandeminin de etkisiyle hizmetler yüzde 6.2 oranında azaldı. Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının alt kırılım-larında ise inşaat yatırımlarının yüzde 14.7 azaldığı, makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 38.7 arttığı görüldü.

POZİTİF KATKI BEKLENTİSİ

2020’de bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ithalatı yüzde 7.4 arttı, ihracatı ise yüzde 15.4 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, yılın son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre aynı kalırken, ithalatı ise yüzde 2.5 artış gösterdi. A&T Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ayşe Özden, 2020’deki yüzde 1.8 büyümeye en büyük katkının 7.2 puan ile iç talepten gelirken dış talebin büyümeyi 5.4 puan aşağı çektiğini söyledi, özden, “IMF’nin tahminlerine göre yüzde 3.5 daralan dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 5.5 büyümesi bekleniyor. Global büyümedeki bu toparlanmanın ihracatı desteklemesiyle net ihracatın büyümeye katkısının pozitife dönmesini bekliyoruz. Aşılamanın etkisiyle turizm gelirlerindeki toparlanma ve yılın ikinci yarısında enflasyon görünümdeki düşüşle finansal koşulların bir miktar gevşetilmesiyle 2021’de Türkiye ekonomisinin yüzde 4.5 büyüyeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

ŞUBAT İHRACATI 16 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin ihracatı rekor tazelemeye devam ediyor. Ocak’ta 15 milyar 48 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek Ocak ihracatına imza atılırken, Şubat’ta da 16 milyar 12 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek Şubat ayı ihracatı yakalandı. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre genel ticaret sistemi kapsamında ihracatın yüzde 9.61 oranında arttığı Şubat’ta, ithalat yüzde 9.8 artışla 19 milyar 372 milyon dolar oldu. Bu dönemde dış ticaret açığı yüzde 10.7 artışla 3 milyar 360 milyon dolar gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 82.7 oldu. Yılın ilk iki ayında ihracat yüzde 5.96 artışla 31 milyar 57 milyon dolar, ithalat yüzde 1.61 artışla 37 milyar 452 milyon dolar, dış ticaret açığı ise yüzde 15.29 azalışla 6 milyar 394 milyon dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yılın aynı dönemine göre 3.4 puan artışla yüzde 82.9 oldu. İşlenmemiş veya yarı işlenmiş altın dış ticareti hariç olarak bakıldığında ihracatın ithalatı karşılama oranı Şubat’ta yüzde 86.4, Ocak-Şubat döneminde ise yüzde 86.8 olarak gerçekleşti.

İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, Şubat ihracatındaki toparlanma eğiliminin devam ettiğine işaret ederek, kur hareketlerindeki sta-bilizasyonun dış ticarette de normalleşme yaratabileceğini vurguladı. Alçın, “AB’nin yeni dış ticaret strateji bildirgesinde belirttiği öncelikler (dijital dönüşüm ve yeşil ekonomi) konusunda yaşanacak gelişmeler uzun dönemli dış ticaret hacmi üzerinde kur etkisinden daha fazla belirleyiciliğe sahip olacaktır” dedi.

EN FAZLA İTHALAT ARA MALINDA

Geniş ekonomik grupların sınıflamasına göre Şubat’ta en fazla ihracat 7.8 milyar dolarla ara mallarında gerçekleşirken, bu grubu sırasıyla 6.29 milyar dolarla tüketim malları, 1.83 milyar dolarla yatırım malları izledi. Şubat’ta en fazla ithalat 14.6 milyar dolarla ara malları grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 2 milyar 651 milyon dolarla yatırım malları, 2 milyar 114 milyon dolarla tüketim malları takip etti.

Şubat’ta en fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 498 milyon dolarla Almanya olurken, bu ülkeyi sırasıyla 968 milyon dolarla İngiltere, 917 milyon dolarla ABD izledi. İthalatta ise 2 milyar 240 milyon dolarla Çin ilk sırada yer aldı. Çin’i 1 milyar 721 milyon dolarla Rusya, 1 milyar 704 milyon dolarla Almanya takip etti. Şubat’ta Avrupa Birliği’ne (AB-27) ihracat yüzde 11.8 artışla 6.87 milyar dolara ulaştı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Şubat ayında ihracatın lokomotifi otomotiv endüstrisi oldu. Otomotiv sektörü ihracatı Şubat’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0.7 artışla 2 milyar 536 milyon doları aşarken, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı yüzde 12.7 artışla 1 milyar 678.6 milyon dolar, hazır giyim ve konfeksiyon değişim göstermeyerek 1 milyar 517.3 milyon dolar ihracata imza attı. Şubat’ta çelik sektörü ihracatı yıllık yüzde 21.5 artışla 1.2 milyar dolar, elektrik elektronik sektörü ihracatı yüzde 23.7 artışla 1.07 milyar dolar oldu.

TÜFE AYLIK YÜZDE 0.91 ARTTI

Geçen hafta takip edilen önemli verilerden biri de enflasyon oldu. TtJÎK verilerine göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Şubat’ta aylık yüzde 0.91 artarken, yıllık enflasyon 0.64 puan artışla yüzde 15.61 oldu. Şubat’ta aylık bazda ana harcama grupları içinde en yüksek artış yüzde 3 ile sağlıkta yaşandı. Bunu yüzde 2.57 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 1.32 ile lokanta ve oteller, yüzde 0.86 ile eğitim, yüzde 0.60 ile konut izledi. A&T Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ayşe özden’in hesaplamalarına göre Şubat’ta enflasyona en çok katkı yapan kalemler 67 baz puanla gıda, 10 baz puan ile sağlık, 9 baz puanla konut oldu.

Prof. Dr. Sinan Alçın, enflasyonda gıda fiyatları yönüyle negatif baz etkisinin Şubat’ta da devam ettiğini belirterek, bundan sonraki süreçte, sıkı para politikasının da devam ettirilmesi halinde Nisan’da görülecek yüzde 16.3 düzeyindeki zirve sonrasında yılsonuna doğru kademeli bir geri çekilme yaşanacağını kaydetti. Enflasyon üzerinde kur geçişkenliği nedeniyle imalat sektöründe yaşanan maliyet artışlarının da itici bir gücü olduğunu dile getiren Alçın, “Önümüzdeki süreçte kurda yaşanacak stabilizasyon üretim maliyetlerinde de geri çekilmeyi desteklerse yıl sonuna dönük enflasyon beklentilerinde aşağı yönlü beklentiler desteklenir. Yılsonu enflasyon beklentim yüzde 12 seviyesinde” dedi.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Büyüme artarak devam edecek"

Pandemi etkisinin azalma olasılığı ve makro ekonomik göstergeler büyümenin artış trendinde olacağına işaret ediyor. İhracatta yaşanan toparlanmanın da devam etmesi bu süreci destekleyecek. Tüketim ile büyüme arasında genel olarak paralel bir seyir izlenir. Önümüzdeki dönemde hanehalkı ve devletin nihai tüketiminin artması büyüme oranının da yükselmesine neden olacak faktörlerden birisi. 2021'de büyümenin artarak devam edeceğini düşünüyorum. İhracattaki toparlanma Şubat ayında da kendini gösterdi. Ancak ihracatın artması, ithal ara malına olan talebin de artması anlamına geliyor.

Enflasyon artış trendinde. Hem küresel düzeyde yaşanan maliyet artışları hem de kısıtlamaların azaltılmasıyla ortaya çıkabilecek yüksek talep enflasyonun dizginlenmesinin önündeki engeller. Yine mevsimsel etkiler ve döviz kurunun seyri de enflasyonun belirleyicileri arasında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder