GEÇTİGİMİZ hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal yılın ilk enflasyon raporunu tanıttı. Ağbal, TCMB’nin enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun korunacağını belirtti. Böylece sıkı para politikası mesajının devam ettiğini gördük. TCMB Başkanı ayrıca faiz indirimini konuşmak için henüz erken olduğunu, asıl enflasyon hedefinin yüzde 5 olduğuna sürekli vurgu yaparak, para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşun, yüzde 5 hedefine ulaşılması planlanan 2023’e kadar kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti.
Yapılan bu açıklamalarla TCMB’nin sıkı para politikası mesajını güçlendirmek ve piyasada erken faiz indirimine gidilebileceği yönündeki endişeleri ortadan kaldırmak istediğini görüyoruz. Toplantı sonrası izlenimlere baktığımızda da TCMB’den faiz indirimi beklentilerinin ötelenmeye başladığını görüyoruz. Bu da TCMB’nin amacına ulaştığının göstergesi oldu. Ortaya çıkan bu tabloya bakacak olursak TCMB’nin en erken yılın son bölümünde faiz indirimlerine başlama olasılığı artmış durumda. Bu açıklamaların yanında artan petrol fiyatları,
2020 yılsonu enflasyon rakamlarının bir önceki rapordaki tahminlerin üzerinde gerçekleşmesi, asgari ücretteki enflasyon üzerinde gerçekleşen artış ve gıda enflasyonunun öngörülerin üzerinde seyrediyor olmasına karşın, TCMB’nin 2021 sonu TÜFE enflasyon tahmini bir önceki enflasyon raporundaki yüzde 9.4’te koruduğunu görüyoruz. Enflasyon tahminin değiştirilmemesinin temel nedeninin de yukarıda bahsedilen sıkı duruşun uzun süre korunmasının enflasyon beklentilerini azaltacağı varsayımının etkili olduğunu düşünüyoruz.
özetleyecek olursak, bu yıl faiz indirimleri erken başlamayacak ve mevcut faizler ya da daha üzerindeki faiz rakamlarını uzun süre görmeye devam edeceğiz ve başlayacak faiz indirimleri de önceki dönemde olduğu gibi seriye bağlanmayacak. Bu durum TL’nin daha istikrarlı bir görünüm sergilemesini sağlayabilir. Bu süreçte zaman zaman TL ile BIST arasında fiyatlamalarda ayrışmalar daha da belirginleşebilir.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI DA DESTEKLİYOR
TOBB, TESK, TÜSÎAD ve MÜSİAD geçtiğimiz hafta yaptıkları ortak açıklamada Türkiye’nin birinci önceliğinin fiyat istikrarı olduğuna inandıklarını ifade ettiler. Açıklamada, “Fiyat istikrarı sağlanmadan ekonomide başlayan her canlanma, maalesef kısa süreli olmakta ve iş insanlarımızın yatırım ufkunu daraltmaktadır. Bu nedenle ülkemizin hak ettiği refah artışını sağlamak için fiyat istikrarını bir ön koşul olarak görmekteyiz. Fiyat istikrarının sağlanmasıyla Türkiye'de yatırım ortamı iyileşecek, öngörülebilirlik artacak, böylece katma değeri yüksek yeni teknoloji yatırımlarını ülkemize çekmek mümkün olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek TCMB’nin görev tanımı içinde yer alsa da bu hedefe maliye, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından benimsenmeden ve ortaya konulan hedeflerin inandırıcılığı olmadan ulaşmak çok mümkün değil. Bu nedenle yapılan açıklamaların ve ortak hedefe inanmanın pozitif katkıları olacağını düşünüyoruz. Bu açıklamanın yanında hafta içinde Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm raporu Ocak ayı güncellemesinde 2020 için Türkiye büyüme tahminini yüzde 1.2 olarak güncelledi. IMF Ekim ayında yüzde 5 küçülme tahmini yayımlamıştı. IMF ayrıca Türkiye ekonomisinin 2021'de pozitif büyümeye devam etmesinin beklendiğini belirterek, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 6 oranında büyümesinin öngörüldüğünü ifade etti.
REFORMLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKABİLİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen kasım ayında yaptığı açıklamayla gündeme gelen yapısal reformları içeren taslağa son şekil veriliyor. Ekonomi ve hukuk alanında gerçekleştirilmesi öngörülen reformların, şubat ayı içinde Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna açıklanması bekleniyor. Son aylarda ekonomi yönetimlerinde yapılan değişikliklerin ardından TCMB tarafında iletişim ve şeffaflık kanallarına ağırlık verilirken, birçok araçta normalleşme adımlarını izledik.
Son dönemde Avrupa Birliği ile ilgili verilen mesajları da göz önünde bulundurduğumuzda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması beklenen reform kalemlerinde Avrupa Birliği ile de ilişkilerde de ilerleme kaydedilmesini sağlayacak mesajlar yer alabilir. Bu ay reform beklentisi TL varlıklardaki olası kayıpları sınırlayabilir.
TİCARET SAVAŞLARININ YERİNE AŞI SAVAŞLARI
ABD Pfizer ve Moderna'da aşı tedarikini artırma yoluna giderken, Avrupa Birliği (AB) tarafından ABD’nin aşı ihracatına yönelik kısıtlamalarıyla ilgili eleştiriler geldi ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, ABD’nin aşı ticaretini sınırlamaya yönelik girişimlerine karşı misilleme sinyali verdi. Sonrasında ise Avrupa Birliği, koronavirüs aşı tedarikinde yaşanan sorunları aşmak için üye ülkelerdeki tesislerde üretilen aşıların üçüncü ülkelere ihracatını izne tabi tutacağım bildirdi. Üst düzey AB yetkilileri, AstraZeneca'nm Covid-19 aşısı tedarikinde kesintiye gideceğini açıklamasının ardından AB ülkelerinden aşı ihracatına sınırlama getirecek bir mekanizmanın başlatılacağını açıkladı. Böylece ABD’nin ardından AB’de aşı ticaretine sınırlama getirerek, aşı savaşlarına dahil olmuş oldu Aşı tedarikinde yaşanan sıkıntılar, yakın dönem için ekonomiler üzerindeki endişeleri yeniden artırmış durumda. Uzun süredir bu haberlere kayıtsız kalan piyasalarda geçtiğimiz hafta bu endişelerin fiyatlamalarda hissedilmeye başlandığını gördük. Avrupa Birliği ve AstraZeneca arasındaki anlaşmazlığı gidermek için düzenlenen görüşmelerle ilgili iki taraf da birbirleriyle çelişen açıklamaların gelmesi bu endişeyi artıran unsur oldu. Avrupa Birliği yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre, AstraZeneca koronavirüs aşısının gecikmesiyle ilgili hükümetler ile gerçekleştirilen toplantıdan çekilmişti.
Bir diğer anlaşmazlık konusu ise İngiltere'deki fabrikalarda üretilen aşılarla ilgiliydi, ismini paylaşmayan bir AB yetkilisi, Ingiltere'nin kendi fabrikalarında üretilen aşılarda iddia ettiği gibi önceliği olmadığını iddia etti.
2 Mart 2021 Salı
TCMB, mesajını daha da güçlendirdi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder