ABD’DE teşvik paketi, içeride ekonomi reform paketi sonrası en büyük beklentiler haline gelen Fed ve TCMB toplantıları da geride kaldı. Fed’den sürpriz çıkmazken TCMB beklentilerin üzerindeki faiz artışı ile sürpriz yaptı. TCMB’nin bu kararı sonrası TL’nin hızlı bir şekilde değer kazandığı görüldü. Her iki merkez bankasının da kararları geride kaldıktan sonra hisse senedi piyasalarında kar realizasyonları dikkat çekti.
FED ENFLASYON YÜKSELİŞİNİ GEÇİCİ GÖRÜYOR
Fed, beklentiler dahilinde politika faizini yüzde 0-0.25 aralığında sabit bırakırken, faizlerin 2023 sonuna kadar yükseltilmeyeceği öngörüsünde bulundu. Fed yetkililerinin ABD ekonomisine ilişkin ortalama büyüme tahmini 2021 yılı için yüzde 6.5’e yükseldi. Çekirdek enflasyonun yüzde 2’nin de üzerine çıkarak yüzde 2.2’ye yükseleceği öngörüldü. Fed Başkanı Powell, Mart ayı toplantısının ardından yaptığı açıklamada Fed’in gerektiği sürece ekonomiyi desteklemeye devam edeceğini belirtti. Povvell, 10 yıllık Hazine tahvillerindeki yükselişe ilişkin, “Geniş bir yelpazede koşulları inceliyoruz. Farklı endekslere baktığımızda finansal koşullar hayli elverişli. Hedeflerimizi yerine getirene kadar da elverişli olarak kullanacağız “dedi. Fiyatlarda tek seferlik artışların enflasyon üzerinde sadece geçici etki yapmasının büyük olasılık olduğunu belirten Povvell, enflasyonun bir süre yüzde 2’nin üzerine çıkmasına izin verileceğini ifade etti. Enflasyonda yüzde 2’nin üzerine geçici artış faiz artırımı için şartları karşılamayacak diyen Povvell, varlık alımlarını azaltmayı konuşmaya başlama zamanının da gelmediğini vurguladı. Bu toplantı bir kez daha Fed’in yakın bir dönemde sıkılaşmaya dair mesaj vermeyeceği algısını kuvvetlendirdi.
HAFTANIN SÜRPRİZİ TCMB'DEN
Geçtiğimiz hafta gerçekleşen toplantıda TCMB politika faizini 100 baz puanlık beklentilerin üzerinde 200 baz puan arttırarak yüzde 19.0’a çekti. Kararın gerekçesinde küresel finansal piyasalardaki dalgalanma öne çıktı. TCMB kararın gerekçesini, yükselen küresel enflasyon beklentilerine bağlı olarak gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler ve küresel finansal piyasalardaki dalgalanma olarak açıklarken, son dönemdeki kredi talebindeki canlanmaya da dikkat çekti. TCMB parasal sıklaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale geleceği beklentisi korumakla birlikte, son dönemde kredi büyümesindeki yükseliş eğilimi ile ithal maliyetlerdeki artışın, talep ve maliyet unsurlarında öngörülen kademeli iyileşmeyi geciktirdiğini belirtiyor. Karar metninde gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağı belirtilse de çok sürpriz makro değişiklikler olmazsa bundan sonraki toplantılarda bir süre faizlerin sabit tutulması eğiliminde olunacaktır. TCMB, iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler gibi risk faktörlerini öne çıkararak, söz konusu gelişmelerin enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskler nedeniyle, “önden yüklemeli” ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiğini belirtiyor.
Buradaki önden yüklemeli ifadesini de gelecek toplantıda faizlerde değişiklik olmayacağının mesajı olarak yorumlamak mümkün. Mart ve nisan ayı yıllık enflasyonun yükselmesinin beklendiği aylar olarak karşımıza çıkıyor. Nisan ayında enflasyonun nerde zirve yapacağı da TCMB’nin faiz kararında etkili olacaktır. TL’de yeni bir değer kaybı döngüsü yaşanmayacak olur ise mayıs ayından itibaren enflasyonda trendin aşağıya dönmesi muhtemel görünüyor. Bu çerçevede çoğunluğu son çeyrekte olmak üzere TCMB’nin yılın ikinci yarısında kademeli olarak faizleri 300-400 puan civarında aşağıya çekmesi mümkün olacaktır. Bu beklenti ikinci yarıdan itibaren faiz hassasiyeti yüksek olan sektör ve şirketlerde potansiyel oluşturabilir. Ancak öncesinde bahsettiğimiz gibi birkaç ay daha enflasyondaki yükseliş eğilimi takip edilmeli.
AVRUPA'DA DESTEKLERE DEVAM
Avrupa Merkez Bankası Başkanı C. Lagarde, ekonomik görünümün salgınının başlarına göre daha iyi olduğunu ve
2021 yılında iyileşme beklediklerini açıkladı, ancak görünümde belirsizliklerin halen devam ettiğini belirtti. Aşağı yönlü risklere işaret eden Lagarde, bunların virüs mutasyonları ve devam eden ekonomik ve mali sorunlardan kaynaklandığını ifade etti. Enflasyondan konusunda ise 2021 yılında tüketici fiyatlarının dalgalı olmasını beklediğini söyledi. Lagarde, büyüme tahminlerini ise 2021 yılı için yüzde 1.5,2022 yılı için yüzde 1.2 ve 2023 yılı için yüzde 1.4 olarak açıkladı. Pandemi Acil Alım Programı’nın (PEPP) yılın ilk aylarından daha hızlı yürütüleceğini açıklayan Lagarde, alınan tedbirlerin krizden toparlanmayı destekleme konusunda ana etmen olduğunu ve Euro Bölgesi’nde elverişli finansal koşullar oluşturacağını ifade etti.
ABD - RUSYA GERİLİMİ YİNE ARTTI
ABD Başkanı Biden kendisine yöneltilen bir soru üzerine Putin’in katil olduğu görüşüne katıldığını ifade etti ve Putin’in, 2020 ABD Başkanlık Seçimlerinde Donald Trump’ın kazanmasına yönelik müdahaleleri nedeniyle “bedel ödeyeceğini” söyledi. Bedelin ne olacağı sorusuna ise “yakında göreceksiniz” yanıtını verdi. Bu açıklamalar sonrası Rus varlıklarında sert kayıplar yaşanırken, Rusya’dan sonra en sert etkilenen varlıklardan biri de TL varlıklar oldu. Putin ise Biden’ın kendi özelliklerini başkalarına yansıttığı şeklinde karşılık vererek, ABD’nin sömürgecilik tarihini hatırlattı ve düşmana karşı nükleer silah kullanan tek ülke olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Biden’ın Putin için ‘katil’ ifadesi kullanmasına “Sayın Biden’ın Putin’le ilgili ifadeleri bir devlet başkanına yakışmayan bir ifadedir ve bir devlet başkanının Rusya gibi bir devlet başkanına böyle bir ifadeyi kullanması kabul edilebilir bir ifade değildir” açıklamasında bulundu.
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ÖN PLANDA
Gerek ABD ile Rusya arasındaki gerekse ABD ile Çin arasındaki ilişkilerdeki gergin tablo küresel piyasalar için risk oluşturmaya başladı. Biden’ın görevi devralmasının ardından yaptığı en sert açıklama Putin’e yönelik söylemleri oldu. Bu sertlik dış politikada izleyeceği yolun da kısmen habercisi. ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerin gerilmesi son dönemde S400’ler başta olmak üzere Rusya ile ilişkileri geliştiren Türkiye için de risk oluşturuyor. Bu nedenle başta da ifade ettiğimiz gibi Biden’ın açıklamalarından en fazla etkilenen piyasalardan biri de TL varlıklar oldu, ilerleyen günlerde bu konudaki gelişmeler bizim de yakın takibimizde olacak. Diğer taraftan bu hafta sonu gerçekleşecek AB Liderler Zirvesi öncesinde AB’den olumlu bir haber geldi. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini gerekçe göstererek iki TPAO yetkilisine yönelik kısıtlayıcı tedbir içeren listenin genişletilmesi planını Ankara’nın yapıcı tavrı nedeniyle dondurduğu bildirildi. Böylece AB’den Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırım beklentisi de rafa kalkmış oldu.
25 Mart 2021 Perşembe
Merkez bankaları da geride kaldı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder