TCMB 150 baz puanlık piyasa beklentisinin üzerine çıkarak politika faizini 200 baz puan artışla yüzde 17.0’a yükseltti.
TCMB’nin yeni başkanı Naci Ağbal son dönemdeki açıklamalarında fiyat istikrarı odaklı para politikası adımları atılacağı taahhüdünü vermişti. Atılan bu adımla piyasa beklentilerini karşılamayı tercih ettiği ve bu sayede kredibilitesini de güçlendirmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Yapılan açıklamada iç talep koşulları, döviz kuru (birikimli maliyet etkileri), uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma gibi enflasyon görünümünü olumsuz etkileyen birçok risk ve enflasyonda 2021 yılsonu tahmin hedefi göz önünde bulundurularak bu kararın verildiği ifade edildi. TCMB ayrıca geçen ayki açıklamasında yer alan “enflasyonda beklenen yükselişin geçici olacağını değerlendirdiği” cümlesi de bu toplantı sonrasındaki notta yer almadı. Bu durum TCMB’nin enflasyona karşı daha temkinli bir duruşa geçtiğini işaret ediyor.
Toplantı notunda yer alan bir paragraf ise neden fiyat istikrarının önceliklendirilmesi gerektiğini sade bir dille anlatıyor. Bu paragrafta “Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir” görüşü yer alıyor. Alınan faiz kararı ve yapılan açıklamalar önümüzdeki süreçte fiyat istikrarı hedefinden; büyüme, istihdam gibi diğer makroekonomik hedefler uğruna vazgeçilmeyeceğini gösteriyor. Bu sıkı duruş ifade edildiği gibi korunabilecek olur ise 2021 yılında TL daha istikrarlı bir seyir izleyebilir.
TCMB’nin sıkılaşma adımları sadece faiz tarafındaki artışla da sınırlı kalmıyor, önceki haftalarda bankaları daha fazla kredi kullandırmaya zorlayan aktif rasyosunun kaldırılması ve zorunlu karşılıklara nema verilmesinin kredi büyümesine bağlanması gibi uygulamalarla geçtiğimiz BDDK’nın taksit düzenlemesi gibi adımlar da TCMB’nin bu sıkı duruşu ile paralellik sergiliyor. BDDK geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama ile kuyum, mobilya ve elektronikte taksit sayısının düşürülmesine karar verdi. Buna göre kredi kartında taksit sayısının; basılı ve külçe halinde olmayan kuyumla ilgili harcamalarda sekiz aydan altı aya, fiyatı 3 bin 500 TL’ye kadar olan televizyon alımları hariç elektronik eşya alımlarında altı aydan dört aya, mobilya ve elektrikli eşya alımlarında on sekiz aydan on iki aya indirilmesine karar verildi.
AŞILAMANIN GECİKMESİ EKONOMİLERİ BASKILIYOR
Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü, koronavirüs salgınının ikinci dalgası ve buna bağlı sert kısıtlamaların, Alman ekonomisinin kışın gerilemesine neden olacağını belirterek, bu yılın son çeyreğinde GSYH’nin yaklaşık yüzde 1 daralacağını ve 2021’nin ilk çeyreğinde ekonomideki daralmanın son çeyrekten daha da fazla olacağı öngörüsünde bulundu. Ülkemizde de rakamlar farklılık gösterse de benzer bir tablonun ortaya çıkması sürpriz olmayacak gibi görünüyor. Bu durum hisse senedi piyasaları için kısa vadeli riskler olduğunu gösteriyor, özellikle artan faiz ortamında yüksek borçlu ve düşük kar marjları ile çalışan şirketler bu durumdan daha fazla olumsuz etkilenebilir.
Diğer taraftan aşılar ile ilgili açıklamalar da yakından takip ediliyor. Avrupa İlaç Ajansı, BioNTech ve Pfizer’in geliştirdiği Covid-19 aşısının AB’de kullanılmasına onay verdi. Pfizer ve BioNTech firmalarının ABD’ye ek 100 milyon doz aşı sağlayacağı açıklandı. ABD hükümeti, ilave 100 milyon doz için Pfizer ve BioNTech’e 1.95 milyar dolar ödeme yapacak. Covid-19 aşısını geliştiren, Alman biyoteknoloji firması BioNTech’in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, Türkiye ile aşı konusunda görüşmelerin sürdüğünü hatırlatarak, kısa süre içerisinde sözleşme imzalamanın mümkün olacağını düşündüğünü belirtti. Diğer taraftan bir süredir ülkemizde de test edilen Çin aşısının pazartesi günü 3 milyon doz olarak Türkiye’de olacağı açıklandı. İlk aşamada 9 milyon kişinin aşılacağı belirtilirken, aşıda önceliğin, virüsle mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarında ve riskli grup kabul edilen 65 yaş üstü vatandaşlar da olacağı ifade edildi. Aşılamada kronik hastalar ile evden çıkamayacak dürümdakilere adreslerinde aşılama yapılacak. Sadece daha önce koronavirüse yakalanmamış kişiler aşılanacak.
Şubat ayma kadar Çin’den 50 milyon doz Covid-19 aşısı getirilmesi planlanırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun Çin aşısının etkinliği ile ilgili inceleme sonuçlarını açıkladı. “Bu sonuçlar aşıyla ilgili dünyada açıklanan ilk veriler. Aşının koruyuculuğu yüzde 91.25 oranında. Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz” ifadelerini kullandı. Aşılama takvimindeki belirsizliğin büyük oranda azalması salgının etkilerinin en yüksek düzeyde hissedileceği yılın ilk çeyreğinin getireceği olumsuz havayı sınırlayabilir. Bu dönemde ortaya çıkabilecek olumsuzlukların etkisini azaltmak için Resmi Gazete’de yayımlanan kararla kısa çalışma ödeneği uygulamasının 28 Şubat 2021 tarihine kadar uzatılmasına karar verildi. Covid-19’dan etkilenen ekonomik faaliyetlere destek sağlanması amacıyla çok sayıda hizmet kolunda katma değer vergisi oranlarında yılsonuna kadar geçerli olan indirim oranları 31 Mayıs 2021 tarihine kadar uzatıldı.
TRUMP TEŞVİK PAKETİNİ ONAYLAMADI
ABD Başkanı Donald Trump, Kongre’de kabul edilerek kendisinin onayına sunulan Kovid-19 salgınına yönelik pakette, 600’er dolar nakit yardımının 2 bin dolara çıkarılması da dahil bazı değişiklikler yapılması için çağrıda bulundu. Söz konusu teşvik paketini “rezalet” olarak nitelendiren Trump, “Kongreye bu pakette saçma bir şekilde düşük olan 600 dolarlık nakit para yardımını 2 bin dolara çıkarma çağrısı yapıyorum” ifadesini kullandı. Trump ayrıca daha önce veto edeceğini açıkladığı, savunma bütçesine 740 milyar dolar ayıran Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) Tasarısı’nı da veto etti. Savunma bütçesi Türkiye’ye CAATSA yaptırımlarının uygulamasını da içeriyordu ancak Trump bu yaptırımları ayrıca uygulamaya aldığı için yaptırımlar bu vetodan etkilenmeyecek.
BEKLENTİLER GELECEK HAFTAYA KALDI
Bu hafta dünya genelinde birçok piyasa kapalı olacak ve işlemler ağırlıklı olarak yeni yılın ilk haftasına kalacak. Veri takviminin de oldukça sakin olması tatil rehavetine geçilmesine neden olabilir. Bu nedenle volatilitenin ve likiditenin düştüğü bir hafta görebiliriz.
BIST 100 rekorlarını yenilemeye devam etti
Geçtiğimiz haftaya İngiltere'deki mutasyon haberleri endişesi ile başlayan BIST-100 pazartesi günü en düşük 1.369 seviyesini görerek günü kritik gördüğümüz 1.370 desteğinin üzerinde kapattı. Sonraki günlerde aşının bu mutasyon üzerinde etkili olacağına dair açıklamaların etkisi ile pozitif bir tablo oluştu ve endeks haftanın son üç günü yeni rekorlar gördü. Haftanın son günü 1.438 ile rekorunu tazeleyen BIST-100 haftayı 1.426 puandan tamamladı.
Önceki haftaların aksine son günlerde yükseliş genele yayılsa da atımların zirve yürüyüşünü destekleyecek coşkuya dönüştüğünü söylemek zor. Bu hafta düşük likidite ile yön bulmak daha da zorlaşabilir. Kısa vade için endekste 1.140-1.450 aralığı izleyeceğimiz ilk direnç bölgesi olacak. Buranın geçilmesi endeksteki yukarı yönlü hareketin yeni bir ivme kazanmasını sağlayabilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise ilk olarak 1.410 ve sonrasında son oluşan kısa vadeli trendin bulunduğu 1.390 civarı destekler olarak izlenebilir. Orta vade içinse en önemli desteğin geçtiğimiz hafta da test edilen 1.370 civarında oluşacağını düşünüyoruz. Bu seviyenin altında olacak kapanışlar satışların sertleşmesine ve daha sonrasında olacak yükselişlere daha kuşkulu bakılmasına neden olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder