2 Mayıs 2018 Çarşamba

Sorun robot değil, insan


Dünyaca ünlü robot bilimci ve yapay zeka uzmanı Noel Sharkey bu hafta Türkiye’de olacak. Türkiye ziyareti öncesi Sharkey ile robotların dünyanın geleceğini nasıl etkileyeceğini ve ekonomiyi nasıl dönüştüreceğini konuştuk...

GÜVENLİK sorunu oluşturacakları ve işgücünü ele geçirecekleri endişesiyle insanların robotlardan korktuğu bir gerçek.

Teknoloji ve bilim dünyasının önde gelen isimleri İngiliz teorik fizikçi Stephen Hawking, Tesla ve Space X'in kurucusu Elon Musk gibi isimler, yapay zekalı robotların gelecekte en büyük güvenlik tehdidi olma potansiyelini ilan etmesi, insanların endişesini daha da büyütüyor. Bu nedenle dünyanın dört bir yanında konunun önde gelen isimleri, “robotların bir tehlike^ haline gelmeden” gerekli önlemlerin alınmasına yönelik kampanyalar düzenliyor. Bunların önde gelenlerinden biri, “Stop Killer Robots (Katil Robotları Durdurun)” isimli oluşum.

Bu oluşumun İngiltere'deki en önemli temsilcisi robot bilimci ve yapay zeka uzmanı Noel Sharkey, bu hafta Türkiye'ye gelerek Türkiye İhracatçılar Mec-lisi'nin (TİM) bu yıl akıncısını düzenleyeceği Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası'nda konuşacak. Sharkey kendilerini İstanbul'da bekleyen “robotların dost mu, düşman mı olduğu” yönündeki soruları, önce Para Dergisi için yanıtladı.
İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi robotik ve yapay zeka profesörü Sharkley, robotların ve beraberinde gelişen teknolojinin tamamen yok edilmesi gerektiğini düşünmüyor. Shark-ley'in endişesi robottan değil, insandan yana...

"SORUMLULUĞU KİM ALACAK?"

Sharkey, uzmanı olduğu konuyla ilgili temel sorunun “insanların robotları nasıl kullanacağı ve robotların eylemlerinden kimin sorumlu tutulacağıyla ilgili” olduğunu söylüyor. “’Katil robot’ tabiri bilimkurgudan geliyor. 1921'de bir Çek oyununda ilk kez telaffuz edilen robot kelimesi, daha sonra bir robot üreticisinin yönettiği robotların ayaklanarak tüm insanlığı öldürmesi şeklinde yorumlandı. Bu bilimkurgu algısı, günümüzde Terminatör filmine kadar insanların robotlarla ilgili baskın düşüncesi oldu. Ben bilimkurgudan hoşlanırım, ancak kurgudan hoşlandığımı söyleyemem. Çünkü robotların kendi amaçları doğrultusunda bir farkmdalığı veya bir amaçları yok. Yani böyle bir korkuyla uykularım kaçmıyor. Ancak asıl endişem insanların robotları nasıl kullanacağı ve bu robotların eylemlerinden dolayı sorumluluğunu kimin alacağıyla ilgili” diyen Sharkey, robotik ve yapay zeka konularının son yıllarda sıkça gündeme gelmesini ise yaşanan gelişmelere bağlıyor.

"KONTROLSÜZ GELİŞİYOR"

Robot ve yapay zeka teknolojilerin kitlesel üretimlerinin önemli şekilde artış gösterdiğini ve işleri insanlardan çok daha çok hızlı bir şekilde halledip internet ve sosyal medyadan sayısız veriyi stoklayabildiğini hatırlatan Sharkey, “Ancak yapay zekanın hızla yayılması sorunlara neden oluyor. İşe alımlarda, sigortalama derecelendirmesinde, mortgage izni almada, hapis cezasının uzunluğu ve kimin suç işleyeceğini öngörme gibi konularda yapay zeka tam bir problem. Çünkü yapay zeka sistemleri ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığına neden oluyor” diyor.

Benzeri gelişmelerin robot dünyasında da yaşandığım belirten Sharkey, otonom taşıt robotlarından sağlık sektöründeki bakım, ameliyat robotlarına, güvenlikten hizmet robotlarına kadar pek çok devrimsel nitelikte gelişmenin yaşandığını söylüyor. “Artık ülkeler robotları ekonomilerini güçlendirmekte önemli bir etken olarak kabul edip bu alanlarda yatırım yapıyor. Ancak bu makinelerin toplumları ve toplumsal kuralları nasıl etkileyeceğine ilişkin çok az bilgi var veya hiçbir bilgi yok. Bu, uluslararası bir görüş ve bu nedenle bir endişe olarak algılanıyor” diyen Sharkey, Hawking ve Musk'm endişelerinin de uluslararası bu konsensüse dayandığını vurguluyor.

"NE KADAR YENİ İŞ GELECEK?"

Güvenlik, robotlarla ilgili endişelerin temelini oluştururken, ikinci endişe robotların yakın gelecekte insanlara kitleler halinde iş gücü kaybı yaşatma beklentisiyle ilgili... “Yapay zeka ve robotiğin ciddi boyutlarda işsizliğe yol açacağıyla ilgili kaygılar var. Bu kaygının altında iyi bir nedenin yattığmı düşünüyorum. Şimdiye kadar farklı iş kollarındaki farklı seviyelerde işsizliğin yaşanacağını gösteren raporlar gördük. Hatta yapay zeka söz konusu olduğunda yasal danışmanlık, sigortacılık, bankacılık, hatta spor haberciliğinde insanların yerine algoritmaların geçtiği haberlerini alıyoruz” diyen Sharkey, robotların da bazı alanlarda insanlarla yer değiştirmeye başladığını belirtiyor. Sharkey, “Paketleme, lojistikte depolama, hamburger ve pizza yapımı gibi ilginç alanlarda bile robotların iş başı yaptığını görebiliyoruz. Görülüyor ki ileride pek çok insan işini kaybedecek. Öte yandan teknolojiyle bağlantılı yeni iş kollarının yaratılacağı da bir gerçek. Robotların çeşitli iş kollarına katılması bir yana, işgücünde büyük bir azalma öngörmüyorum. Soru şu: Robotlarm yerini aldığı eski işlerin yerine ne kadar yeni iş konulacak” yorumunu yapıyor.

"KATİL ROBOTLARI DURDURUN"

Daha çok hukuk ve bilim dallarında görev yapan kişilerin rol aldığı “Katil Robotları Durdurun” kampanyası, “ölümcül otonom silahların” yasaklanması için ülkelerin ilgili heyetleriyle iletişime geçerek onları ikna etmeye çalışıyor. Kampanya üyeleri, Türkiye'nin de imza attığı, insanlara zarar verebilecek silahların kullanımım yasaklama hakkı veren Birleşmiş Milletler Belirli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi (CCW) komitesiyle birlikte çalışıyor. Dört yıl önce kurulan kampanya bu komiteyle birlikte çalışmalarında şimdiye kadar oldukça başarılı sonuçlar elde etti.
Noel Sharkey, şimdiye kadar 21 ülkenin bu sözleşmeyi yenilemek için kampanyaya destek verdiğini belirterek, "Yasaklanmasını istediğimiz silahlar, kendi seçtikleri hedefleri takip ederek, insan kontrolü olmadan insana karşı şiddet uygulayabilecek silahlar. Bu silahları yasaklamaktan başka şansımız yok, aksi halde ne olacağı öngörülemez” diyor.
Hangi meslekler etkilenecek?

McKinsey, küresel anlamda en çok etkilenecek meslekleri ise şöyle sıralıyor: Mortgage komisyoncuları, hukukçulara yardımcı iş alanları, muhasebeciler, back-office çalışanları [doğrudan satış veya ticaret yapmayan, ofisin diğer işleriyle meşgul olan çalışanları].
Otomasyondan en az zarar görecek mesleklerse, doktorlar, hukukçular, öğretmenler, barmenler olarak belirtilmiş. Gelir düzeyi düşük spesifik bazı işler de otomasyondan az zarar görecek. Bunlar arasında bahçıvanlar, tesisatçılar, bakımevi çalışanları gösterilmiş.

McKinsey'in altını çizdiği önemli bir nokta var. Dünyada önümüzdeki 15 yıl içinde tıpkı 1900'lü yıllarda tarımsal ekonomiden endüstriyel hayata geçişin yaşandığına benzer bir sürecin yaşanması bekleniyor. Sevindirici taraf ise, Noel Sharkey'in de öngördüğü gibi, teknolojiye bağlı yeni iş kollarının doğacak olması. Uzmanlar, bu süreci 1980'lerde bilgisayarın hayatımıza girmesine benzetmiş. Bu yıllarda nasıl teknoloji destek iş gücü ve online iş geliştirme gibi alanlarda yeni iş tanımları yapıldıysa, hayatın daha dijital hale gelmesi yeni iş kollarının doğmasına da neden olacak.

800 milyon kişi işini kaybedecek

Özel sektöre ilişkin araştırmalar yapan düşünce kuruluşu McKinsey Global Institute, 2030 yılına kadar dünya çapında 800 milyona yakın kişinin yerini robotik otomasyonun alacağını duyurdu. Tam 46 ülkede 800 iş kolu üzerinde yaptığı araştırmanın sonucunu geçen hafta açıklayan kuruluş, küresel işgücünün beşte birinin otomasyondan olumsuz etkileneceğini iddia ediyor.
İş kaybının üçte birinin Almanya, ABD gibi zengin ülkelerde olacağı belirtilirken, sadece ABD'de 39-73 milyon kişinin işinden olacağı öngörülüyor. McKinsey'in tavsiyesi şu: "2030 yılına kadar 75-375 milyon arası çalışanın mesleklerini değiştirmesi, yeni beceriler öğrenmesi gerekiyor."
En çok iş kaybedecek üretim gücünün makine operatörleriyle gıda sektörü işçileri olacağı söyleniyor. İşin sevindirici tarafıysa bu çalışanların yaklaşık 20 milyon kadarının kolaylıkla diğer sektörlere nakledilebileceği.

Zengin olmayan ülkelerinse otomasyona fazla yatırım yapamadıkları için bu ekonomik değişimden fazla etkilenmesi beklenmiyor.Bu ülkelere bir örnek olarak Hindistan gösterilmiş. Hindistan'da işlerin sadece yüzde 9'u makinelere bırakılacak.Otomasyonun ülkeler üzerindeki etkisi dört etkene bağlı: gelir seviyesi, ücret oranları, demografi ve endüstri yapılandırması. Raporda, Türkiye'ye ilişkin bir rakam bulunmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder