2 Mayıs 2018 Çarşamba

Yatırım ivmesi devam edecek

Sanayide kapasite kullanım oranlan yüzde 80 lere dayandı. Ekonomistlere göre 2017’nîn ilk dokuz ayında yüzde 7.4 büyüyen ekonomide gidişat olumlu. Güçlü iç ve dış talebin etkisiyle büyüme dengelenerek devam edecek...

Yatırım ivmesi devam edecek

TÜRKİYE ekonomisi bir yılı daha geride bıraktı. 15 Temmuz darbe girişiminin etkisiyle 2016 yılının üçüncü çeyreğinde, 2009 yılından beri ilk kez daralan Türkiye ekonomisi, 2017 yılında güçlü büyüme performansı gösterdi. Güçlü makroe-konomik temeller ve alman tedbirlerin etkisiyle 2016 pli son çeyreğinde toparlanmaya başlayan ve yılı yüzde 3.2 büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisi, 2017 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde sırasıyla yüzde 5.3 ve yüzde 5.4 büyüdü. Kredi Garanti Fonu (KGF) desteği, vergi indirimleri ve yatırım teşviklerinin yanı sıra güçlü baz etkisiyle, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomik büyüme yüzde 11.1 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, 2017 Eylül itibarıyla son bir yılda işgücü 1 milyon 128 bin kişi artarken, istihdam 1 milyon 233 bin kişi arttı.

Ekonomistlere göre, yatırımlardaki hızlanmanın etkisinin, 2017 son çeyreği ve 2018 yılında hissedilmesi bekleniyor. Türkiye’de yüzde 80’lere dayanan kapasite kullanım oranı yatırımlardaki ivmenin devam edeceğine, iç ve dış talepteki iyileşmenin de sürdüğüne işaret ediyor. Bu arada 1.603 TL'ye yükselen asgari ücretin de talebin artmasına katkı yapacağı tahmin ediliyor.

KAPASİTE KULLANIM

Kasımda yüzde 79.9 ile dokuz yılm zirvesini yenileyen imalat sanayi kapasite kullanım oranı 2017 Aralık’ta bir önceki aya göre 0.9 puan azalarak yüzde 79 oldu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı yılın son çeyreğinde, yüzde 11.1’lik büyümenin gerçekleştiği üçüncü çeyreğin üzerinde bir performans gösterdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nm (TCMB) imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin 101 katılımcıdan aldığı yanıtları ağırlıklı olarak toplulaştırmasıyla elde ettiği imalat sanayi kapasite kullanım oranı verilerine göre mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise aylık 0.5 puan azalışla yüzde 79 oldu.

Kapasite kullanım oranı arttıkça reel sektörün büyüdüğü ve yatırımların artış yönünde olacağı beklentisi oluştuğuna dikkati çeken İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, 2018’de yatırımların artarak devam edebilmesinin talep seviyesi ve genel ekonomik koşullara bağlı olduğunu vurguladı. Şeker, “Dört aydır yükselişte olan kapasite kullanım oranı aralıkta azalmış olsa da dayanıklı tüketim mallarında bir artış gözlenmekte. 2017 yılını kapasite kullanım oranları açısından değerlendirdiğimizde kısmi bir toparlanmanın yaşandığı söylenebilir” dedi.

"YATIRIMLAR CANLANACAK"

Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Berksoy, 2017’nin son çeyreği ve 2018’in ilk iki çeyreğinde yatırımlarda artışın canlanacağı görüşünde. Özel sektör yatırımlarının son birkaç senedir durgun olduğunu dile getiren Berksoy, bunun arkasında riskler ve yatırımcıların önünü görememesi gibi birçok neden olduğunu kaydetti. 2017’nin üçüncü çeyreği için açıklanan verilerde sabit sermaye oluşumunun oldukça yüksek bir hızda arttığına dikkati çeken Berksoy, “Yatırım harcamalarının kamu ve özel sektör arasındaki dağılımım göremiyoruz. Ancak şu var, 2017’nin üçüncü çeyreğinde bir taraftan ekonomiye hız vermek için kamu yatırım harcamalarının arttığını, diğer taraftan da Kredi Garanti Fonu, vergi düzenlemeleri ve teşvik önlemleriyle birlikte özel sektörün yeniden yatırıma pozitif baktığını öngörüyoruz. Üçüncü çeyrekte yatırımlar hızlandığına göre önümüzdeki döneme de yansır. 2018’in ilk iki çeyreğinde yatırım harcamalarının canlı olacağım göreceğiz. Kamu yatırımlarının ise yavaş yavaş geri çekilmesiyle yatırım harcama artış hızlarında bir yavaşlama olabilir. 2018’in ikinci yarısında yatırımların seyri küresel ortamın nasıl gelişeceğine bağlı” diye konuştu.

"BÜYÜME MODELİ DEĞİŞMELİ"

Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü ancak büyümenin katma değer açısından tatmin edici olduğunu söylemenin zor olduğunu vurguladı. Alkin, “Büyüme gerçek değildir” diyenlere katılmadığının altını çizdi. Geleceği konuşan, katma değer yaratan bir büyüme modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Alkin, “Marka, tasarım, katma değer, teknoloji konuşmalıyız. Bir kere aynı şeyden milyonlarca üreterek ‘yüksek ciro’ elde etme, İkincisi herkesin ürettiğinden üretip ‘iskontoyla satma’ mantığından uzaklaşmalıyız. Herkesin ürettiğini üretirseniz. Iskonto yapmaktan başka çareniz kalmıyor. Türkiye’nin artık dünyanın geleceği ile ilgili projeler üretmesi lazım” dedi.

Alkin, işsizlik oranlarının model değişmedikçe yüzde 9.5 platosunun aşağı inmesinin çok mümkün olmadığını vurguladı. Merkez Bankası beklenti anketlerine katılanlarm, 2018 sonunda çift haneli enflasyon düşünmediğini anımsatan Alkin, 2020’nin sonuna kadar enflasyonda yüzde 5’in zor olduğunu dile getirdi.

REEL KESİM GÜVENİ

Güven endekslerinde yavaşlama aralık ayında da devam etti. “100” olan iyimserlik sınırının üzerinde gerçekleşen reel sektör güven endeksi aralıkta bir önceki aya kıyasla 3 puan gerileyerek 103.3 oldu. TCMB’nin açıkladığı reel kesim güven endeksi verilerine göre, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması Ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endekse azalış yönünde yansıdı. Mevsimsel-likten arındırılmış reel kesim güven endeksi aralıkta bir önceki aya göre 0.6 puan azalarak 109.2 puan seviyesinde gerçekleşti.

Sektörel güven endekslerine göre hizmet ve inşaat sektörlerinde güven azalırken, perakende ticaret sektöründe arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi aralıkta bir önceki aya göre yüzde 3.5 azalışla 96.2, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.7 artışla 100.6, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1 azalışla 81.6 düzeyinde gerçekleşti.

İHRACAT 143.3 MİLYAR DOLAR

Kasımda ihracat yüzde 11.2, ithalat yüzde 21.3 arttı. Dış ticaret açığı beklentilere paralel, geçen yılın üzerinde gerçekleşti. TÜİK ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre, ihracat kasımda 14.2 milyar dolar, ithalat 20.5 milyar dolar oldu. Kasımda dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayma göre yüzde 52.4 artarak 6.3 milyar dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı bu dönemde yüzde 75.5’ten yüzde 69.2’ye düştü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre kasımda bir önceki aya göre ihracat yüzde 1.6 arttı, ithalat yüzde 2.4 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise kasımda önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 11.1, ithalat yüzde 21.4 artış gösterdi.

2017 yılının 11 ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.4 artışla 143.2 milyar dolar, ithalat yüzde 16.9 artışla 210.7 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 33.8 artışla 67.5 milyar dolar oldu.

SANAYİ ÜRETİMİ 1.2 TRİLYON TL

Türkiye’nin sanayi üretimi altı yılda yüzde 134.1 artışla 2016 sonunda 1 trilyon 169 milyar TL’ye yükselirken, üretim değeri yüzde 138 artışla 1 trilyon 46 milyar TL oldu. TÜİK geçen hafta 2016 yılı, yıllık sanayi ürün (PRODCOM) istatistiklerini açıkladı. Buna göre 2016’da Türkiye’de 1 milyon 367 bin 725 adet otomobil, 179 milyon 370 bin 200 ton hazır beton üretildi. Girişimlerin ürettikleri ürünlerden yaptıkları satış 2016 yılında 1 trilyon 45 milyar 754 milyon TL oldu. İmalat sanayinde 2016’da yüksek teknoloji sınıfındaki ürünlerin toplam satış değerinin yüzde. 3.3’ünü oluşturduğu görüldü. Düşük ve orta-düşük teknoloji gruplarının toplamı yüzde 71.5 olurken orta-yüksek teknoloji grubunun payı yüzde 25.2’de kaldı.

Prof. Dr. Berrin Ceylan ATAMAN / Ankara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Anabilim Dalı Başkanı
“İstihdam artışı için reel yatırım artışı gerekli”

2017 işsizlik verilerinde düşme eğilimi ağırlıklı olarak istihdam teşviklerinin bir sonucu. İşsizlik verilerindeki düşme eğiliminin devam etmesi ekonomik büyümenin istihdam yaratma kapasitesine bağlı.

Türkiye işgücü piyasasındaki yapısal sorunların başında gelen yüzde 34.8 oranındaki kayıt dışı çalışma sorun olmaya devam ediyor. 2018’de işgücü piyasalarındaki beklentiler ekonomik büyümenin ve istihdam teşviklerinin olası etkileri bağlamında değerlendirilebilir. 2018'de ekonomik büyümenin istihdam yaratması için reel yatırım artışı olması gerekir. Büyümenin finansmanı ve sürdürülebilirliği açısından enflasyondaki yukarı yönlü baskının dikkate alınması gerekir.
Son dönemde en fazla iş olanağı hizmet sektöründe gerçekleşti. Ancak bu istihdam ağırlıklı olarak niteliksiz ve süreli. Oysa günümüz ekonomilerindeki gelişme ancak katma değeri yüksek istihdam biçimlerinin yaratılmasıyla mümkün. Bu bağlamda yeni açıklanan istihdam seferberliği kapsamındaki bilişim ve imalat sanayiye öncelik kazandırılması katma değeri yüksek istihdam yaratmak ve Türkiye'nin küresel rekabetçiliği açısından önemli bir adım. Sanayi 4.0’a yapılacak yatırım nitelikli işgücü talebini arttırarak, eğitimli ve yüksek gelirli bir işgücü yapısı ortaya çıkaracak.

Prof. Dr. Taner BERKSOY / Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi
''Büyüme için yeni büyük sanayi yatırımları yapılmalı''

Ekonomi hızlandığı zaman dış ticaret açığı büyüyor, cari açığa yansıyor. 2017 yılının son çeyreği ve 2018 yılının ilk iki çeyreğinde dış ticaret açığı ve cari açıkta bir yavaşlama olur ama bir gerileme beklemek mümkün değil. Türkiye’nin büyümesi için yatırım yapması lazım. Yatırım malları üretimimiz yavaş olduğu için üretimi hızlandırdığımız zaman kullanacağımız ara malların, girdilerin önemli kısmı ithal ediliyor. Çok büyük ölçüde ara malı ve tüketim malı ithal ediyoruz. Bu yapıyı değiştirmemiz lazım. Verim ve rekabet düzeyini yükseltecek alanlarda üretimi teşvik edip, bir miktar ithalatı dolaylı yollardan zorlaştırmak gerekir. Enflasyonda 2017 aralıkta baz etkisiyle gerilemeye başlayacak. Enflasyon önümüzdeki dönem bir miktar yavaşlar ancak 2018'de enflasyonu yüzde 7-8’in altına indirmek güç. Üçüncü çeyrek büyümede çok güçlü baz etkisi var. 2017 yılı genelinde yüzde 6.5-7 bandında büyüme bekliyoruz. 2018'in ilk iki çeyreğinde de büyümenin hız kaybederek de olsa devam edeceğini öngörüyoruz.
2018'in üçüncü çeyreğinde ise baz etkisi ters dönecek. Orada bir kırılma olur diye tahmin ediyorum.

Prof. Dr. Emre ALKİN / Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı
''Yatırımcı risk almalı''

2017 yılı üçüncü çeyreğinde makine ve teçhizat yatırımlarında yaşanan artış, mevcut olan yatırımlara kapasite eklenmesinden kaynaklanıyor. Kapasite kullanım oranlarının bu kadar yüksek olmasının sebebi de mevcut fabrikaların, sanayi tesislerinin artık kapasite sınırını zorlayarak üretim yapmasından kaynaklanıyor.

Ancak yatırımcılar yeni yatırımlar için çok fazla risk almak istemiyor. Önümüzdeki döneme ilişkin erken seçim söylentileri, piyasa ve küresel riskler nedeniyle yatırımcı büyük yatırımlara girmek istemiyor. Türkiye’de istihdam artıyor fakat işsizlik de artıyor.

Bu kadar yüksek büyüme ile bu kadar yüksek işsizlik olmaması gerekiyor. Kayıt dışına yönelen bir istihdam var. Bir zamanlar işgücü maliyetlerini düşürmek için yapılan taşeron işçilik, bugün işgücü maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle kötüye kullanılan bir araç haline geldi. Kayıt dışı istihdam sorunu artık TÜİK tarafından takip edilemeyecek temel bir yük. Türkiye'de kayıt dışı istihdamı artıran bir büyüme modeli olduğunu düşünüyorum.
Hülya Genç SERTKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder